Kan, Kılıç ve Kocaman Bir Kertenkele
2009 yılı ve devamı 2010’un başlangıcı RYO açısından gerçekten epey zengin bir yıl oldu ve şüphesiz bu konudaki en büyük katkı (hatta belki de adam akıllı tek katkı) efsanevi “Black Isle”ın iskelet takımından oluşan “Bioware” tarafından yapıldı. Önce Mass Effect adlı bir oyunu çıkartan grup (birlikte çalışmayı bu kadar seven bir topluluğa “şirket” denmesi biraz kaba olur) bir anda gerek savaş sisteminde gerekse diyalog seçimlerinde farklı bir sistem geliştirerek oyuncuları büyülemeyi başardı. Ardından çıkan “Dragon Age” adlı oyun, neredeyse dünyadaki bütün oyuncular için 10 sene gibi inanılmaz bir süredir dünyanın en iyi RPG oyunu olan “Baldur’s Gate II”yi tahtından indirerek, tahtın yeni sahibi oldu. Her ne kadar oyun sistemindeki değişiklikler oyuncuları etkilese de esas vurucu nokta teknik detaylardan çok manevi detaylar olmuştu. Öyle ki, Ferelden’ı kurtarmak neredeyse boynumuzun borcu olmuş, Leliana ve diğerlerinin sadece piksellerden ve sayılardan oluşmadığını onlarında duygu, düşünce ve ruhları olduğunu fark etmiş ve hayatımızda olduğu gibi bu oyunda da ilişki kurmanın ve devam ettirmenin ne kadar zor olduğunu fark etmiştik. Ardından Bioware insanlardaki bu tutku sempatisini çok çabuk kavmış ve oyun çıktıktan 1-2 ay sonra DLC’leri ve oyunun ek paketini yayımlamıştı (ki halen yeni DLC’ler yayımlamaya devam ediyor).
İşte bu zaman zarfında grup son Comic-Con’da düzenlenen bir dünya prömiyeri ile halka açık olarak Dragon Age II’yi oyun severlere duyurdu.
“Bir Efsane Abartılınca Neler Olacağını Görmek İstedik”Devam oyununda hikaye, DA:Origins’in savaş kahramanlarından biri olan Hawke adlı sessiz sakin bir Gray Warden’ın etrafında gelişiyor. Hikaye temel olarak Hawke’ın beş parasız ve önemsiz bir kişilikten Kirkwall şampiyonluğuna nasıl ulaştığı 10 yıl hakkında. Ancak hikaye hakkında edinilen bir bilgi de şöyle ki; oyunda her ne kadar Hawke’ı ve onun hikayesini oynayacak da olsak, bu hikayenin aslında başka birileri tarafından bize anlatılan bir hikaye olacağı yönünde. Buna göre DA 2’nin ana karakterleri aslında Verik ve Cassandra. Bu ikili dünyayı yıkımdan kurtarmak için, klasikleşmiş “kendi savaşları”nı vermiyorlar, aksine Hawke’ın DA:Origins’ten bu yana neyin peşinde olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Bu açıdan düşünülünce oyun size gerçekte neler olduğunu değil de aslında çok da güvenilir olmayan bir üçüncü kaynaktan açıklanan hikayeyi falshback’lerle anlatmaya çalışılıyor. Dolayısı ile genel düşünce, hikayenin DA:Origins’ten daha gösterişli, daha epik ve daha fantastik olabileceği yönünde. Örneğin oyunun başlarında bile gökyüzünde uçan bir ejderhanın süzülüp yere inerken büyülü bir şekilde bir kadına dönüştüğü ve Hawke ve partisine doğru yaklaşıp sinsi bir şekilde “Bakın, bakın burada kimler varmış?” dediği bir sahne ile karşılaşabilirsiniz. Elbette bu olay aslında tam olarak bu şekilde gerçekleşmemiş olabilir, ancak oynadığınız hikaye size anlatılan bir hikaye, esas hikaye değil.