Bundan tam sekiz yıl önce başlamıştı hepsi. Blizzard daha önce; Warcraft: Ors&Humans, Warcraft II: Tides Of Darkness ve Warcraft II: Beyond The Dark Portal’ı yapmıştı ve başlı başına bir Warcraft serisini bizlere sunmuştu. Yapımcı şirketimiz bununla kalmak istemiyordu. Aksine Blizzard’ın hedefi, projelerini daha çok geliştirerek oyun dünyasında çığır açmaktı. Sonunda bunu başardı. Çıtayı inanılmaz derecede yükselten firma, tüm dünyada büyük ses getirecek olan Warcraft III: Reign Of Chaos’u vitrine koydu. Tabiri caizse son ürünü kapışılıyordu. Ardından Blizzard hızını alamayıp Warcraft III: Frozen Throne’u satışa sunarak oyun devrinde yeni bir çığır açma hedefine ulaşmıştı.
Warcraft III, tam sekiz yıl önce girmişti hayatıma. Dün gibi hatırlıyorum. Sonra bir harita ile karşılaşmıştım. Tamamen tesadüftü. “Defense Of The Ancients” namı diğer “Dota”. Denedim ve daha ilk haritaya girdiğim andan itibaren oyun tüm iliklerime kadar işlemişti. Haritanın senaryosunun içinde çoktan kaybolup gitmiştim. Senaryo gayet basitti. İki kural vardı. Kendi safındaki yapıları koru ve her yeri ele geçir. Gece yarısı olmuştu, istemeye istemeye olsa da yatağa girdim. Girdim girmesine ama aklımdan bir an olsun hiç çıkmıyordu Dota.
Sekiz yıl sonra
Sanki hiç büyümemiş gibi yine Dota’nın başındaydım. Bir gün internette gezindiğim sırada bir haber dikkatimi çekti. Haberin başlığı “Dota 2 Rüyası gerçekleşiyor” yazıyordu. Hemen tıkladım. Valve’nin Dota’yı bir harita olmaktan kurtarıp, Dota 2 adında bir oyun haline getireceğini yazıyordu haber!
Blizzard’ın efsanevi oyununun haritası olan Dota, Ice Frog’un elleri arasında hayat buldu. Tam olarak basit bir strateji oyunu olmasına rağmen büyük talep gören harita, Eul’un katkılarıyla gelişirken Steve “Guinsoo” Feak tarafından Dota-Allstars adını üstlenerek son halini aldı.
