Geçtiğimiz günlerde sona eren Blizzconline içerisinde Diablo IV hakkında bir sürü yeni bilgi edindik. Hem canlı yayında yapılan duyurular hem de oyunun yapım ekibi ile yaptığımız röportajlardan birçok bilgi topladık. Oyunun genel durumu, açık dünya sistemi, yeni karakter ve PvP hakkında topladığımız tüm bilgileri sizin için bir araya getirdik. Blizzconline boyunca Diablo IV hakkında neler açıklandı, röportajlar sırasında ne tür bilgiler elde ettik, gelin birlikte bakalım.
Diablo IV için duyurulan yeni sınıf, birinci oyundan tanıdığımız Rogue oluyor. Hızlı ve çevik Rogue, kısa kılıç ve bıçak gibi yakın dövüş silahlarının yanı sıra, yay ve crossbow gibi menzilli silahlara sahip olacak..
Düşmanları farklı bir diyara çekip daha yüksek hasar vermenizi sağlayan “Shadow Realm”, seri saldırılar ile normalden daha fazla hasar verebileceğiniz “Exploit Weakness” ve düşman üzerinde combo puanları biriktirip hepsini güçlü yeteneklerde kullanabileceğiniz “Combo Points”, Rogue sınıfının seçebileceği yönelimler olarak belirlenmiş. Bütün özel yönelimleri aktif hale getirdikten sonra yönelimler arasında istediğiniz gibi geçiş yapıp, birçok farklı “build” ile kişiselleştirilmiş karakterlere sahip olmanız mümkün olacak.
Tüm sınıflarda olduğu gibi Rogue sınıfında da kadın ya da erkek karakter seçme şansı bulunacak. Rogue karakterler silahlarını buz, gölge ya da zehir ile güçlendirip, gölgeler arasında hızlı hareketler ile etkisiz hale getirebilecek. Blizzconline sırasında açıklanan tek karakter Rogue olsa da, yakın zamanda kamp ateşinin başında bir gölge daha belirdi. Şu an için karakter hakkında yalnızca tahminlerde bulunabilsek de, bir sonraki karakteri de görmek için sabırsızlanıyoruz.
Önceki oyunların aksine Diablo IV ile açık dünyada maceraya çıkıyoruz. Açık dünyada ana görev ve yan görevlerin yanı sıra topluluğa açık PvE - PvP etkinliklerine de dahil olabileceğiz. Karakterimiz için ekipman toplamanın yanı sıra çeşitli ödüller, binekler ve transmog gibi özelleştirme eşyaları da kazanabileceğiniz.
Binekler oyunda önemli bir yer tutacak gibi gözüküyor. Çeşitli görevlerden, çözdüğümüz bulmacalardan ya da kestiğimiz düşmanlardan binek edinme şansımız olacak. Binek konusunda çeşitliliği sağlayacaklarını söyleyen yapımcılar, her bineğin oyunun dünyasına uyumlu bir şekilde tasarlandığını, dünyanın havasını bozacak tasarımlar yapmayacaklarını söylüyor. Ayrıca bineklere zırh, nallar ve çeşitli süs eşyaları asarak özelleştirebileceğiz. Bineklerden inerken her sınıf kendisine özel bir yetenek kullanacak. Rogue sınıfının attan inerken düşmanlara ok yağdırması gibi şeyler olacak.
Reaper of Souls sonrasında güç dengeleri değişiyor ve kötü varlıklar Sanctuary etrafında hakimiyet için yayılmaya başlıyor. Diablo IV’ün yeni “Camps” sistemi burda devreye giriyor. Her haritada çeşitli kötü varlıkların toplandığı bölgeler göreceksiniz. Bu yaratıkların toplanma yeri, bir nevi kaleleri diyebileceğimiz alanları temizlediğinizde, daha sonra geri dönebileceğiniz kamplar haline gelecekler. Bölgeye yerleşen satıcılar ve NPC’ler ile yepyeni bir güvenli alan sahibi olacaksınız. Her kampın kendine ait bir bölgesi olacak. Bir kampı açtığınızda yeni görevlere ve yeni bir zindanın girişine ulaşacaksınız.
Diablo IV’ün sanat yönetmeni olan John Mueller kampların favori özelliklerinden biri olduğunu söylüyor. Dediğine göre kampların her biri özel olacak. Kampı temizlemek için mücadele edeceğiniz varlıklar, bulunduğunuz bölgeye göre hayaletler, haydutlar ya da iblislerden oluşan bir güruh olabilecek. Diablo, Hack & Slash/Action RPG türünde bir oyun ve çoğu oyuncu ana hikayeyi çok fazla önemsemiyor ama yapımcı ekip benim gibi hikaye seven kitleyi de unutmuyor. Oyunun ana hikayesinin tek bir karakter ile ortalama olarak 20 - 30 saat gibi bir süreye sahip olacağı söyleniyor. Tabi hikaye bir yana, oyunun geri kalanına yüzlerce saatimizi vereceğimizi şimdiden tahmin edebiliyorum.
Ana hikayeyi tamamlamadan önce bile açık dünyaya erişebilir durumdayız fakat Joe Shely’ye göre ana hikaye bir kez tamamlandığında dünya biraz daha açılacak. Hikayeyi bitirdiğinizde daha fazla maceraya erişiminiz olacak ve yeni karakterler ile sıfırdan başlamak isterseniz ana hikayeyi defalarca oynamanıza gerek olmayacak. Yeni sezonlarda ya da yeni karakterlerde hikayeyi tekrar oynamak sizin tercihinize bağlı olacak.
Açık dünyada PvP özelliği de olacak demiştik. Bu konu hakkında da çeşitli bilgiler edindik. Cehennemden taşıp gelen “Hatred of Mephisto” oyuncuları etkileyerek, diğer oyunculara saldırabilecekleri bir duruma getirecek. “Fields of Hatred” adı verilen bölgelerde oyuncular çeşitli etkinliklere katılmak, farklı yaratıkları kesmek ve diğer oyuncular ile birebir mücadelelere girmek gibi fırsatlara sahip olacak. Ayrıca “Shards of Hatred” adı verilen özel bir para birimini de buradan toplamak mümkün olacak. “Shards of Hatred” ilk elde ettiğiniz haliyle kullanılması mümkün olmayan ve öncelikle temizlenmesi gereken bir para birimi. PvP tarafına heyecan katacak olan ise, temizlenmemiş SoH’ların sizi öldüren oyuncular tarafından çalınabilecek olması. Elinizdekilerin peşinde koşan birçok oyuncu görmeniz mümkün olacak.
“Fields of Hatred” bölgelerinde diğer oyuncuları öldürdük de Mephisto’nun lanetinin üzerinizdeki gücü artacak ve sonunda nefretin yeryüzündeki temsilcilerinden birisi, “Vessel of Hatred” haline geleceksiniz. Bu durumda haritada bulunan bütün oyuncular yerinizi görebilecek ve sizi öldürdükleri takdirde ödül kazanacaklar. Belli bir süre boyunca sağ kalmayı başarırsanız büyük ödüller kazanan taraf siz olacaksınız. Bu para birimi ile çeşitli ekipmanlar, kozmetik eşyalar, binekler ve diğer içerikler almak mümkün olacak.
Ben daha çok PvE seven bir oyuncuyum ve PvP tarafı çok çekici gelmiyor. Yapımcılar ile yaptığımız röportaj sırasında PvP sevmeyen oyuncuların neler kaçıracağını da sorma fırsatı oldu. Mesela bu bölgeye girmediğimiz takdirde hikayeye dair önemli noktalar hakkında bir şeyler kaçırma ihtimalimiz var mı? Neyse ki bu konuda endişeye gerek yok. PvP bölgelerinin eğlenceli olduğu ve oyuncuların keyif alacağı şekilde tasarlandığı söylense de, PvE oyuncularının hikayeye dair önemli noktaları kaçırmasını istemediklerini belirttiler. PvP’ye özel bazı kozmetik eşyaları ya da PvP ekipmanlarını toplamak için buraya gelebilirsiniz ama ana hikayede sizi özellikle bu noktaya ittiren bir olay olmayacağı söyleniyor.
Son olarak, Rogue sinematiğinde de gördüğümüz üzere, düşman kulaklarını toplama özelliği geri geliyor. Rakibinizi katlettiğiniz takdirde bir kulağını çantanıza atabilirsiniz. Kulaklar yalnızca bir zafer kanıtı olarak iş görecek ve oyun içerisinde herhangi bir ekstra görevi olmayacak.
Yazının yavaş yavaş sonuna gelirken röportaj sırasında sorulan sorulardan derlediğimiz kısa kısa bilgileri de iletmek istiyorum. Yıllarca Diablo 3 bekleyen oyuncuların çoğu “Error 37” dendiğinde istemsizce gerilir. Oyun çıktığı gün yaşanan aşırı yığılma yüzünden oyuna girmeye çalıştığımızda aldığımız “Error 37” hatası gibi bir durumun tekrarlanmaması için önlemler alınmaya başlanmış. Bu defa daha sorunsuz bir çıkış yapılması planlanıyor. (Shadowlands’in çıkış günü çok büyük problemler çıkarmadığını düşünürsek, bu defa ben de umutluyum)
Diablo IV için yayınlanan videolarda oyunun temposu biraz daha yavaşlamış gibi gözüküyordu, bu da akıllarda “eski oyunlara göre tempoyu mu düşürmüşler, Rogue bu tempoda nasıl bir performans gösterecek” sorusunu oluşturdu. Söylediklerine göre oyunun temposu tanıtım videoları için özellikle yavaşlatılmış. Aynı anda birçok farklı olayın gerçekleşebileceği, Diablo 3’e göre çok daha hızlı bir oyun bizi bekliyor.
Son zamanlarda neredeyse her oyun Season Pass benzeri bir sistem kullanıyor. Diablo IV sezonlarında bu tür bir sistemin kullanılacağına dair herhangi bir açıklama yapılmış değil, o yüzden yok olarak kabul ediyoruz.
Diablo IV’ün PC sürümü kumanda desteği ile birlikte gelecek. Bu durumda aklımıza konsollar ve PC arasında cross-play desteği olup olmayacağı sorusu geliyor. Joe Shely kumanda desteğinin PC oyuncularının erişilebilirlik seçeneklerini arttırdığını söylüyor. “Oyunda cross-progression sistemi olacağı, konsollardaki karakterinizi PC sürümünde de kullanabileceğinizi zaten duyurduk ama cross-play desteği konusunda herhangi bir açıklamamız yok” deniyor.
Son olarak yapımcılar bütün Diablo oyunlarını kucaklayan, her oyunun sevilen taraflarını içinde barındıracak bir oyun yaptıklarını belirtiyor. Sonuçta ne kadar başarılı olabileceklerini ise 2022 yılında görmeyi umuyoruz.
Diablo IV için kesin bir çıkış tarihi verilmese de, Blizzconline öncesinde 2021 yılında çıkmayacağı resmi olarak doğrulanmıştı. Oyunun alpha sürümünün ne zaman yayınlanacağı da belli değil. İlk oyundan beri seriyi takip eden, özellikle ikinci oyuna uzun saatler harcamış biri olarak heyecanla bekliyorum. En azından beklerken Diablo 2 ve Diablo Immortal ile açlığımızı bir nebze gidebileceğiz.