Resident Evil ve Dino Crisis gibi baş yapıtların altına imzasını atmış olan Capcom'ın aksiyonu bol, yeni oyunu Devil May Cry daha piyasaya çıkmadan aylar önce gerek Screenshot'ları, gerekse diğer tanıtım görüntüleriyle tüm PlayStation 2 oyuncularının ağzını açık bırakmıştı. Beklendiği gibi de oyun çıkışıyla birlikte tüm ilgileri üzerinde topladı ve ne kadar kaliteli bir yapım olduğunu herkese gösterdi.
Two Millenniums Ago
İki bin yıl önce, insanlık dünyası ve diğer(yer altı/UnderWorld) dünya arasında bir savaş vardı. Ama yer altı dünyasından bir kişi adaleti sağlamak için ortaya çıktı ve yer altı dünyasının kötü gücüne tek başına karşı koydu. Onun adı Sparda'ydı. Daha sonra bu kişi iyilik içinde insanlık dünyasına sessizce hükmetti ve bu uyumu ölene kadar korudu. O bir efsane oldu. Efsanevi kara şövalye-Sparda...
Devil May Cry
Babası yer altı dünyasından bir şeytan(Sparda), annesi ise normal bir insan olan oyunun baş kahramanı Dante, günümüz Amerika'sında yaşamaktadır. Dante babası Sparda'nın kanını taşıması nedeniyle insanlardan farklı olarak babasının gizemli ve kudretli güçlerin bir kısmınada sahiptir. Devil May Cry isimli bir ofiste şeytan avlamak gibi(!) sadece özel işlerle ilgilenen Dante yine bir gün ofisinde otururken Trish isminde güzel bir kadın gelir. Bu gizemli yabancı Dante'den yardım istemektedir. Trish'in söylediklerine göre, Sparda'nın iki bin yıl önce yenilgiye uğrattığı yer altı dünyasının şeytani lordu Mundus, aradan geçen uzun zaman sonunda karanlık güçleriyle birlikte dünyayı ve insanlığı ele geçirmek için uzaklardaki Mallet Adası'nda yeniden hazırlıklar yapmaktadır.
Bunların yanında ilginç olan; Dante, Trish'in ölen annesine şaşılacak derecede benzediğini farkeder ve garip şüphelere kapılır. Ailesinin intikamını almaya yemin etmiş olan Dante, Trish ile birlikte yer altı dünyasına bir geçidin bulunduğu Mallet Adası'na gitmeye karar verir.
Belki yer altı dünyası ve karanlık ordusu yeniden harekete geçmiştir, fakat onları önceden olduğu gibi bir kez daha durdurup dünyayı koruyabilecek biri yine vardır: Sparda'nın yarı insan yarı şeytan ve doğa üstü güçlere sahip oğlu-Dante...
Let's Rock Baby!
Devil May Cry'da gözünüze çarpacak ilk şey oyunun hiç mi hiç eksilmeyen aksiyon yüklü sahneleri. Öyleki Capcom'ın yine geçtiğimiz seneki hit oyunlarından Onimusha: Warlords bile bu yönden Devil May Cry'a yetişemiyor. Dante oyun sırasında çeşitli kılıç, silah ve kendine has özel güçleriyle birlikte 23 bölüm boyunca şeytan avlamakla meşgul oluyor. (Hatta su altında geçen bir bölümde bile!) Ayrıca bu 23 bölümün dışında 12 kadar gizli bölüm de bulunuyor.
Oyun sırasında karşımıza çıkan bir çok yaratığı yok edip, her bölümde belli bir görevi yerine getiriyoruz. Çok komplike olmasalarda küçük bulmacalarla da oyuna adventure havası kazandırılmış. Karşılaşacağınız garip yaratıkların başında şeytanın kontrolünde olan kuklalar ve ellerinde makas ya da tırpan bulunan ölü insanların ruhları geliyor. Özellikle kuklalar çok güçlü olmasalarda, karşınıza genelde tek tek çıkmak yerine gruplar halinde saldırmaları sonucu başınıza bela olabiliyorlar. Bunaların dışında Shadow isminde kedigillerden bir yaratık, Phantom isimli bir örümcek-akrep karışımı yaratık ve en önemlisi oyunun başından sonlarına kadar size eşlik edecek NeloAngelo isminde bir şövalye bulunuyor. Ayrıca Nelo Angelo ve Phantom gibi yine bir Boss olan devasal büyüklükte bir kuşta size zorlu anlar geçirtecek. Tabii bunların dışında bir kaç düşmanla daha karşılaşacaksınız...
Devil Hunter
Oyunda toplamanız gereken çeşitli renkte küreler bulunuyor. Green Orb, Yellow Orb, Red Orb ve Blue Orb olarak adlandırılan bu küreler oyunun içinde belli yerlere serpiştirilmiş durumdalar. Ayrıca yaratıkları ölüdürünce de içlerinden bu kürelerden çıkıyor. Bunlardan oyunda en çok karşılaşacağınız Red Orb'ları oyun esnasında bazı kilitli kapıları açabilmek, yeni güçlere sahip olabilmek ve çeşitli power-up'lar alabilmek için kullanıyorsunuz. Yellow Orb'lar size öldükten sonra oyuna kaldığınız yerden devam edebilme hakkı verirken, Green Orb'lar ise belli bir miktar enerji veriyor. Son olarak her 4 Blue Orb'a sahip olduğunuzda ise yaşam barınızın kapasitesi biraz daha genişliyor. Oyun esnasında bir odadaki yaratıkları öldürdükten sonra odaya yeniden girerseniz genelde yaratıklar yeniden ortaya çıkıyorlar. Bu, oyunu oynamamış olan birine ilk başta sıkıcıymış gibi gözüksede yaratıkları öldürmek çok eğlenceli olduğundan bir sorun teşkil etmiyor. Ayrıca Red Orb'ları toplayıp farklı güçler elde etmenin en iyi yoluda yaratıkları öldürmek...