Dante yepyeni dövüş teknikleriyle şeytan avlamaya kaldığı yerden devam ediyor
PlatformlarPlayStation 2
Yapımcı - YayıncıCapcom - Capcom
Çoklu Oyuncu: Yok
Oyun Türü: Aksiyon
Merlin Puanı86
ArtılarFarklı dövüş stillerinin olması oyunun en iyi tarafı ve bu, oyunun tekrar tekrar oynanabilmesini sağlıyor.
EksilerAtmosfer ilk oyundaki kadar iyi değil ve kamera zaman zaman problem yaratıyor, bunun yanında sisli mekanlarda ortalık karışınca frame düşebiliyor.
PlayStation 2’de enine boyuna oynayıp-bitirdiğim ilk oyun Devil May Cry’dı.
Capcom’un PS2 için yaptığı ilk sağlam oyun Onimusha: Warlords olmasına rağmen
asıl bomba Devil May Cry ile patlamıştı. 2001 sonunda çıktığında gerek
grafikleri, gerekse oyun stili açısından otoritelerden tam not alan DMC yılın en
iyi aksiyon-macera oyunlarından biri olarak gerçekten çok büyük bir başarı
göstermişti. Bunun sebebi de DMC’nin hem Capcom hem de aksiyon/macera oyunları
arasında yeni bir dönemin başlangıcı olmasıydı. DMC’nin diğer oyunlardan farkı
ise bilindiği gibi aksiyon dolu harika savaş sahneleriydi. Öyle ki, macera
öğelerinin yanında düşmanlarınızı inanılmaz seri kılıç ve silah kombolarıyla yok
etmek gerçekten müthiş bir deneyimdi ve Capcom’un yeni kahramanı Dante, en
popüler karakterlerden biri oluverdi.
DMC’nin oyun severlerin ağzından bıraktığı harika tattan sonra oyunun
ikincisinin yapılacağı söylentileri ortaya çıkınca, ilk oyunu oynayıp bitirmiş
herkesi bir heyecan sardı; fakat 2003’te çıkan ikinci oyun yepyeni hareketler ve
oynanabilir bir ikinci karakter içermesine rağmen gerçekten çok büyük bir hayal
kırıklığıydı. Bu hayal kırıklığının sebebi ise bence ilk oyunu geliştiren
Production Studios 4’ün DMC2’nin yapımında görev almamasıydı, Production Studios
4’ün Resident Evil 4 ile meşgul olması nedeniyle Capcom ikinci oyunu Production
Studios 1’e vermişti ve bu grup atmosfer namına hiçbir şey yapamamıştı. Zaten
PS1’in Resident Evil Outbreak’in yapımcısı olduğunu söylersem iki grubun
arasındaki fark rahatlıkla anlaşılabilir sanırım. Ve ilk oyunun ihtişamı, ikinci
oyunun hayal kırıklığı derken Devil May Cry 3: Dante’s Awakening geldi çattı...
Sons of Sparda
Baştan belirtmekte fayda var; DMC3’ün yapımı yine PS1 tarafından üstlenilmiş,
aslında bu daha oyunun yapım aşamasında benim aklımda soru işaretleri bırakmıştı
ama PS1’in diğer gruplardan da destek gördüğünü duyduğumda DMC3’e biraz daha
iyimser bakmaya başlamıştım. Ekran görüntüleri bir yana dursun, özellikle
videolar iştah kabartıcıydı.
DMC3’e hemen oyunun hikâyesini anlatarak girelim isterseniz; üçüncü oyun, ilk
oyunun öncesindeki bir zamanda geçiyor ve efsanevi kara şövalye Sparda’nın
oğulları Dante ve Vergil arasındaki hesaplaşmayı konu alıyor. Hikayeye göre
Sparda’nın tanrısal gücü oğullarına birer madalyon kolye biçiminde
paylaştırılıyor. Bildiğiniz gibi oyunda ikizlerden Dante iyiliğin
temsilcisiyken, diğer kardeş Vergil ise karanlık tarafta yer alıyor. İkizlerde
bulunan bu kolyeler bir araya geldiğinde ise işte o zaman Sparda’nın tanrısal
gücü ortaya çıkıyor. İki kardeşte ilk başta ellerindeki gücün gerçek değerinin
bilincinde olmamakla beraber, Dante olaylardan tam anlamıyla bihaber, kötü
karakter Vergil ise olan bitenin biraz daha farkında. Tabi oyun ilerleyip
olaylar geliştikçe gerçekler ortaya çıkıyor ve senaryo sürpriz gelişmelerle
birlikte sürüyor.
Oyun tanıdık bir şekilde Dante’nin ofisinde çalan bir telefon ve Dante’nin
telefona cevap vermesi şeklinde bir girişle başlıyor. Daha sonra ilk
düşmanlarımızla karşılaşıyoruz ve baba yadigarı Rebellion isimli kılıçla onları
haklıyoruz. Doğruyu söylemek gerekirse oyunun ilk girişi oldukça sönük, hele
karşılaşacağınız ilk mekan tasarımları olan özensiz yıkık binalar hemen ikinci
oyunu akla getiriyor ve daha en baştan oyuna kuşkulu ifadelerle yaklaşıyorsunuz.