ArtılarMüzikler ve seslerle korku atmosferi iyi sağlanmış. Düşük sistem ihtiyacı sistemlerinizi hiç zorlamıyor. Farklı oynanış türleri bir arada.
EksilerOyun çok kısa ve çok kolay. Grafikler daha iyi olabilirdi.
Korkuya açtık! Gece gece yaşanacak eğlencelik korkuya açtık! Yaz geceleri
kamp ateşi etrafında anlatılan ürkütücü öykülerle gece gece yaşanacak eğlencelik
korkuya açtık! Dolunay ışığıyla aydınlanan kasvetli karanlık ormanın ortasında
geçirilen yaz geceleri, kamp ateşi etrafında anlatılan ürkütücü öykülerle gece
gece yaşanacak eğlencelik korkuya açtık! Kızartılan sosislerin iştah uyandıran
kokusuyla birlikte çadır, branda ve hamak fonunu kendine adeta mesken edinmiş
dolunay ışığıyla aydınlanan kasvetli karanlık ormanın ortasında geçirilen yaz
geceleri, kamp ateşi etrafında anlatılan ürkütücü öykülerle gece gece yaşanacak
eğlencelik korkuya açtık! Biz korkuya açtık; öykü onun bahanesiydi...
2004 yılında kurulan Bigtime Games adlı çok yeni bir firmanın piyasaya sürdüğü
ilk oyun olan Delaware St. John’un ilk bölümü The Curse of Midnight Manor, korku
adventure tarzında bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Çıkıyor ve birçok oyun
türünü içeriğinde barındırması nedeniyle kimilerinden övgü, kimilerinden de
içerdiği türlerin hiçbirini tam randımanlı işleyememesinden dolayı negatif yönde
eleştiri alıyor. Gelin isterseniz bunun orta yolunu biz bulmaya çalışalım...
Öcülerle dolu bir otel ve cool takılan psişik
Korku adventure tarzında bir oyun denildiğinde son yıllarda akla gelen en iyi
örneklerden birisi birçok kişiye göre ya Resident Evil ya da Silent Hill. Çok
iyi bir öykü altyapısı ve oldukça da iyi işlenişi olduğunu kabul etmemek
imkansız; ama bu oyuna yalnızca adventure demek de büyük bir yanlış. En azından
adventure gibi adventure olmadığını kabul etmeliyiz. Aynı başlıkta
değerlendirilebilecek Alone in the Dark, bir adventure oyunu olarak Silent
Hill’den çok daha ön plandadır; ayrıca eşsiz de bir klasiktir. Ya da 7th Guest,
Phantasmagoria. Son halkamız Delaware St. John ise epey uzun zamandır oyun
oynarken korkmaya ihtiyaç duyanlara merhem olmak için beğenimize sunuluyor.
Oyunun tam isminin içerisinde geçen Volume 1 ibaresine dikkat etmişsinizdir
umarım. Delaware St. John Volume 1, toplam on oyunluk dizinin ilk parçası olarak
Bigtime Games tarafından piyasaya sürüldü. First person point&click oynanış
yapısıyla sistemlerimize konuk olan bu oyunda Delaware St. John adındaki psişik
güçleri olan bir adamı kontrol ediyoruz. Yalnız sahip olduğumuz psişik güçler
eşyaları bir yerden başka bir yere fırlatmak ya da insanları kontrol etmek
türünden şeyler değil. Ana karakterimiz John, inatçı ve barış ile adalet isteyen
ölü insanların ruhlarıyla temasa geçebilmek gibi bir özelliğe sahip.
Çocukluğundan bu güne kadar çeşitli şekillerde bu özelliği sayesinde ruhlarla
temas kurmayı başarabilmiş, böylelikle onların sıkıntılarını giderebilmiştir.
Oyunumuz iki farklı öyküden oluşuyor ve ikinci öyküyü aktif hale getirip
oynayabilmek için ilkini bitirmeniz lazım. Oyunun tamamı, yani her iki bölüm de
aynı mekanlarda geçiyor. Kahramanımızı yalnız bırakmayan “öcüler”, bu kez
Delaware’in uykusuna girerek kendisini Midnight Manor adlı otele çağırıyorlar ve
burada başlarına gelen olayların su yüzüne çıkartılmasını istiyorlar. Kendisini
sürekli rahatsız eden bu ruhlara dayanamayan Delaware, en sonunda bahsi geçen
otele yollanıyor ve paranormal olaylara meraklı kitapçı arkadaşı Kelly’nin
asistanlığıyla oraya gidiyor. Kelly ona küçük bir çağrı cihazı ile yardımcı
oluyor, kahramanımız yanında bulundurduğu fotoğraf makinesi ve kayıt cihazı ile
etrafta önemli gördüğü birçok materyali Kelly’nin bilgisayarına göndererek test
etmesini sağlıyor. İlk bölümümüzde yolda kaza geçirip buraya sığınmak zorunda
kalan beş gencin ruhlarına yardım ediyoruz. Başlarına neler geldiğini öğrenmeli
ve bu sayede ruhlarını serbest bırakmalıyız. İkinci bölümde ise otelin gösteri
salonunda şov yaparken sandığın içerisine saplanan kılıçlarla ölen bir sihirbazı
ve karısı ile çocuğunun ruhlarına yardım etmemiz lazım. İki bölümün de oldukça
yoğun ve iyi sayılabilecek bir atmosfere sahip olduğunu söylemeliyim. Fakat
yarım saat gibi çok ama çok kısa sürede bittiğini de belirtmeliyim.