Aslında kapağında WizardWorks yazısını görsem almazdım. Nedenini merak ediyorsanız, size daha önce bu firmadan çıkmış şapşahane iki oyunun ismini sayayım: Vietnam: Black Ops ve Hard Truck 2. Hard Truck 2'ye bizzat kendim gelmiş geçmiş en kötü oyun ödülünü vermiştim, Vietnam'ı ise oynama fırsatı bulamadım ama, oynayanların dediğine göre artarda üç bölüm Televole ve Deliyürek seyretmek daha az acı veriyormuş.
Bu muazzam performans yetmemiş olacak ki, bir fps daha yapmışlar. Olay II. Dünya savaşında geçiyor.. 4 kişilik bir takımı kontrol ediyorsunuz, hem de oyunun ismi Deadly Dozen (Ölümcül Onikili!) olmasına rağmen. Belki de geri kalan sekiz kişiyi benim ekran kartı yetmediğinden göremedim, bilemiyorum.. Herhangi bir senaryo yok. Belli bir görev alıyor, bunu gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz. Takımdan istediğiniz bir askerin yerine geçebiliyor, geri kalanlara da koş, dur, ateş et, fazla yılışma yakarım askerliğini gibi emirler veriyorsunuz.
Görevlerin geçtiği mekanlar çeşitlilik açısından iyi, ama "içerik" bakımından zayıf. En sık gördüğünüz şey, ot. Maşallah, bakan da yok herhalde, bütün araziyi sarmışlar. Bina, araç gibi şeyler de arada sırada çıkıyor. Kontrol ettiğiniz askeri üçüncü kişi gözünden veya fps şeklinde oynamanız mümkün. Doğal olarak, fps şekli daha iyi. Oyun oldukça realistik olduğunu iddia ediyor, dediğine bakılırsa "tek kurşunda" ölmeniz mümkün. Allah için doğru, ölüyorsunuz.. Yalnız realizm burada sona eriyor. Düşman askerinin ense köküne kadar yaklaşıp dibine mayın döşemeniz, kafasına vurmanız, el şakası bile yapmanız mümkün. Ruhu duymuyor..
Grafik motoru olarak ne kullanıldığını bilmiyorum, açıkçası merakımı da celbetmedi, ama büyük ihtimalle Vietnam'daki motor kullanılıyordur. Hemen her açıdan başarısız bir motor. Modellemeler ve animasyonları (Hele RTC Wolfenstein'ı gördükten sonra) felaket. Bütün askerler birbirlerinin aynı diyeyim de anlayın. Üniforma olarak giydikleri de Nazi giysilerinden çok izci kostümleri gibi. Üstelik vurduğunuzda kan da akmıyor. Yani psikopat olduğumdan değil, ama Medal Of Honor'da bile kan olmayacağını öğrenince kafadan on puan kıran ben, realizm iddiasında bulunan bir oyunda kan görmeyi beklerim. Tam kafasının arkasından vurduğunuzda beyni pörtlüyor ya, işte onu görmek istiyorummh.. Kaaan, kan, pıçak getirin, jilet, urgan, penzin..
Örmmh.. Tamam iyiyim.. Kriz sırasında Murat'ı pencereden atmışım ama şu anda komada, ayıldığında düşünürüz artık.. Murat? Hala komada mısın abi? Yedi yıldır biriktirdiğin oyun arşivini alabilir miyim? Evet diyorsan sessiz kal, hayır diyorsan ayağa kalk.
Oyuna dönelim.. Default kontroller çok kötü. Oyunu satın alırsanız, ilk iş klasik WSAD ayarını yapın. Silahları F1, F2.. tuşlarıyla değiştiriyorsunuz. Ben bulana kadar göbeğim çatladı da, söyleyeyim dedim. Grafiksel açıdan problem çıkarsa da (her yerin gri gözükmesi gibi) ayarlara girip fog'u kapatın.
Oyun sistemi epey kasıyor. Wolfenstein'ı bile takılmadan, çökmeden çalıştıran makinem hurdaya çıkıyordu diyeyim de anlayın. Yüklemeler abartısız onbeş dakika sürüyor, üstelik sonuç Wolfenstein'ın fersah fersah gerisinde. Açıkçası daha iki gün önce RTC Wolfenstein gibi müthiş bir oyunu bitirmeseydim "idare eder, alın bir deneyin" derdim ama RTCW dururken buna para vermek anlamsız. Bir takımı kontrol etmeniz, araçları kullanabilmeniz gibi unsurlar güzel ama genel olarak başarısız bir oyun. Gidin RTCW oynayın, II. Dünya Savaşı konulu oyun nasıl olurmuş görün.
Şimdii.. Nerdeydi bu herifin arşivi? Aha burda.. İlk iş şu Diablo'yu alalım, sonra Atlantis'ii.. Fakat? Bu ses? Murat, çıktın mı abi komadan? Ne güzel, ne güzel.. Ben de tam arşivini düzenliyodum.. Abi bırakır mısın o beyzbol sopasını.. Çok rica edicem..
