Dead Space Remake inceleme

Dead Space Remake inceleme: Dead Space ilk olarak 2008 yılında karşımıza çıktığında gerçekten de oyun dünyasında iz bırakmayı başaran yapımlardan biri olmuştu. Aslında klasik korku oyunlarının izinden gidiyor olsa da bu işleyişi kendi dinamikleri ile başarılı bir şekilde birleştirmesi oyunun en sevdiğim yönlerinden birisiydi. Yani USG Ishimura'ya adımınızı atar atmaz hem o korku dolu atmosferi hissediyor hem de sağlam bir oynanışın sizi beklediğini anlıyordunuz. 

EA Games her ne kadar seriye devam oyunları ile yavaş yavaş yazık etmiş olsa da ilk oyunun yeri her zaman bende farklıydı. Bunun en önemli sebeplerinden birisi de oyunu sadece 2008 yılında oynamam, bitirmem ve bir daha hiç bakmamış olmam. Her ne kadar yakın dönemde oynayan arkadaşlarım yılların hala ilk oyunu eskitmediğini söylese de ben o anılarımı hiç bozulmasını istemedim. Dead Space'in özellikle ilk oyunu hafızamda her zaman içerisinde korku unsurlarını barındıran ve şahane bir oynanışı olan bir yapım olarak kaldı.

İşte bu sebeple Dead Space Remake duyurulduğunda hep kafamda soru işaretleri oldu diyebilirim. yeni ekip bu güzel anılarıma ihanet edebilir miydi? Oyun ilk duyurulduğunda tıpkı Resident Evil 3 Remake gibi bu oyunu oynamak istemiyorum demiştim. O güzel  anıların kafamda yok olmasına, zarar görmesine müsade etmemeliydim. Tabi oyunla ilgili videolar geldiğinde ve yapım ekibinin her seferinde özüne sıkı sıkıya sarıldıklarının altını çizdiklerinde benim bu algım yavaş yavaş kırılmaya başladı.

Acaba Resident Evil 3 Remake değil de Resident Evil 2 Remake gibi bir tutuma imza atılmış olabilir miydi? Oyunla geçirdiğim uzun saatlerin ardından bu soruya en başta cevap vermek istiyorum. Evet, Dead Space Remake gerçekten de özüne sıkı sıkı sarılan ve yapılan ufak değişiklikleri bu modernleşmiş sürüme güzel bir şekilde aktaran bir yapım olmayı başarmış.

Dead Space inceleme / PC

Yeni Dead Space oyunu ilk oyunun hemen hemen ana hatları ile aynısı. Fakat başta görselliği olmak üzere eklenen bazı yenilikler ve günümüze uyarlanması ile ana oyunu her anlamda geliştirmiş. Oyunu oynamaya başladığınızda o anılarınıza ihanet etmiyor. Yani Plasma Cutter ile düşmanı parça pinçik ederken tam da hatırladığınız gibi bir anıyı beyninizde canlandırıyor. Ürpertici atmosferini koruyor, oynanışı sağlam bir temel üzerine kuruyor ve hiç düşmeyen temposu ile sizi kendine bağlamayı başarıyor.

Özellikle yakın zamanda Callisto Protocol oynadıysanız aslında onun yapamadığı her şeyi yaptığını ve bu türde bir oyunun nasıl olması gerektiğini anlıyorsunuz. Tabi bu seriyi zamanında oynayan oyuncular zaten bunun bilincindeydi ama Dead Space ile ilk defa tanışan oyun severler için aslında bu türün nasıl olması gerektiğini gösterecek yeni bir örneğin artık rafları süslediğini söylememiz sanırım yanlış olmaz.

USG Ishimura denek ve test merkezi

Dead Space'e USG Ishimura adlı maden gemisine yardım etmek üzere giden bir gemide başlıyorsunuz. Yönlendirdiğimiz karakter ise bir mühendis olan Isaac Clarke. Daha ilk dakikada aslında oyunun en radikal değişimlerinden birisi dikkatinizi çekiyor. Evet, Isaac artık konuşabiliyor! ana karakterimiz orijinal oyunda dut yemiş bülbül gibi ağzını hiç açmıyor ve oyuncu ile karakter arasındaki empati bu şekilde sağlanıyordu. Bu oyunda karakterimize konuşma eklenmiş ve zaten bildiğimiz işleyiş, diyalog yapısı bu sayede daha dinamik bir hale gelmiş. ben oynamaya başladığımda "aa ne güzel olmuş yahu" diye içimden geçirdim. Olması gereken bir değişiklik, yenilenen sürümde es geçilmemiş ve diyalog yapısı ile her şey en başından ele alınmış.

USG ıshimura'ya ulaşan ekbimiz klasik bir şekilde kaza yapıyor ve gemide neler olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz. tabi o meşhur ilk baskının ardından ilk etapta klasik br uzaylı salgını izlenimine kapılıyorsunuz. Fakat Ishumura'nın derinliklerine, farklı bölgelerine gittiğinizde aslında hikayenin ne kadar karmaşıklaşmaya başladığını güzel bir şekilde anlatmışlar. Hem görsel olarak hem de sunum açısından yapılan değişiklikler ise zaten bildiğimiz hikayeyi aslında farklı, daha doğrusu detaylı bir şekilde görmemize olanak sağlamış. 

Oyunda net bir şekilde hatırladığınız bazı sahneler ufak dokunuşlar ile çok daha etkileyici bir hale getirilmiş. Oyunu oynadığınızda aslında çok bir değişiklik yokmuş gibi geliyor, fakat hem kıyaslama yaptığınızda hem de notları okuduğunuzda aslında ne kadar çok şeyin değiştiğini ama o hatırladığımız yapının bozulmadan bunun gerçekleştiğini anlamaya başlıyorsunuz. Yapım ekibini bu konuda gerçekten de tebrik etmek gerek. 

Tabi yenilenen sürümde Motive Studios'un yaptığı en büyük yenilik oyunun görselliğinde yatıyor. Oyun gerçekten de harika gözüküyor. Oynarken tam anlamıyla bir bilim kurgu filminin içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Işık oyunları, silahınızın ortaya çıkardığı efektler, karanlık ve dar koridorlar derken oyunun her anı ben yeniyim diye haykırıyor. Ayrıca çok daha etkili bir hale getirilen ses efektleri ile birlikte oy korku atmosferi daha da yukarı taşınmış. Her anlamda eskidiğini, yıprandığını hissettiğiniz metal koridorlar ve geminin yavaş yavaş ele geçirilişini dönmüş olduğunuz her koridorda hissediyorsunuz. USG Ishimura yapılan görsel yenilikler ile birlikte her anlamda çok daha ürpertici bir hale gelmiş. 

Oyunda sevdiğim bir diğer yenilik de sizi fazlasıyla serbest bırakması. Gemide dolaşmaya başladıkça bu serbestliği daha da fark etmeye başlıyorsunuz. Oyunun farklı anlarında açmaya başladığınız yeni kapılar keşif hissiyatını da orijinal oyuna göre daha da yukarı taşımış. Diğer taraftan farklı bölmelere elektrik verdiğimiz duvardaki kilit sistemleri gibi yenilikler de oyuna iyi bir şekilde katkı sağlıyorlar. Yapılan tüm bu ufak değişiklikler bütün olarak bakıldığında oyunun yenilenmiş hissiyatını fark ettirmeden daha da yukarı taşımayı başarmış. 

İlk oyunu oynayanlar hatırlayacaktır, bazı kapıları açmak için silah güncellemelerinde de kullandığımız Node'ları harcamamız gerekiyordu. Yapım ekibi oyuncuların ızdırap duyduğu bu ikilem yeni oyundan tamamen kaldırıp biraz daha düşünmeye ve Metroidvania etkisini arttıran bir işleyişe imza atmışlar. Seviyesine göre kilitli olan kapılar dışında işte ufak bir aralıktan içeri ateş ederek kilitlerini deaktif ettiğimiz odalar gibi farklı işleyişlere imza atmışlar. 

Tabi Dead Space'i Dead Space yapan en önemli etkenler arasında dediğim gibi oynanış geliyor. Karakter ağırlığı, kullandığımız silahlar ve tabi ki farklı Necromorph çeşitleri bu oyunun da bel kemiğini oluşturuyorlar. karşılaştığımız Necromorp'lar tam da hatıralarımızda olduğu gibi dehşet verici. Paramparça olmalarına rağmen size saldırmaya devam ediyorlar. Oyun boyunca alev silahı, hizar silahı ya da güçlü bir ışın atan büyük bir silah da dahil olmak üzere çok farklı silahlar kullanıyoruz. Dad Space zaten bu konuda çok çeşitlilik sunan bir oyundu. Silahları artık satın alma yerine oyun alanının farklı noktalarından bulma gibi değişiklikleri de oldukça sevdim.

Her eve lazım: Plasma Cutter

Tabi en sevdiğimiz silah ise Plasma Cutter. Oyun dünyasının ikonikleşen silahlarından biri olan Plasma Cutter'ı kullanmak çok keyifli. Düşmanların uzuvlarına ateş etmek, sahip olduğunuz Stasis ile onları yavaşlatmak ya da çevrenizde bulduğunuz objeleri kullanmak, oyundaki savaş sistemini çok daha zengin bir yapıya sokuyor. Oynadığınız her andan keyif alıyorsunuz.

Motive Studios dediğim gibi ilk oyunun eleştirilen birçok noktasını ya tamamen değiştirmiş ya da büyük ölçüde oyundan kaldırmış. üzerine düşünülmüş ve daha mantık çerçevesine oturtulmuş bir işleyişe imza atmışlar. Mesela ilk oyunda gelen göktaşlarına ateş ettiğimiz ve oyunun genel yapısına çok uymayan bir sahne vardı. yenilenen oyunda ise bunun yerine USG Ishimura'nın savunma silahlarını senkronize etmemiz gereken bir görev ile karşılaşıyoruz. Adrenalinizi yükselten dar alan mücadeleleri hala ilk gün ki kadar iyiyken yapılan bu değişiklikler ilk oyunun zaman zaman düşen temposunu hem belli bir çizgide tutmayı başarmış.

Tabi Dead Space oynanışında zırh güncellemeleri, silah güncellemeleri ve irili ufaklı boss savaşları dahil daha anlatacak tonla şey var. Fakat tüm bu işleyiş zaten aşina olduğumuz bir hikayenin başarılı sayfalarıydı. Sonuç olarak Motive Studios hali hazırda takır takır işleyen bir dinamiği bozmamış ve araya ufak dişliler ekleyerek çok daha efektif çalışmasını sağlamışlar. Oyunda tabi ki tüm değişikliklere rağmen zaman zaman yaşanan tempo sorunu, başka bir alana gittiğinizde görev sisteminin sapıtması ya da karşılaştığınız düşmanların glitch dediğimiz hataya düşmesi gibi problemleri bulunuyor.

Zaman zaman FPS sıkıntısı yaşadığımı ve oyunun güncellemeler ile daha iyi hale geleceğini de not düşmeliyim. Fakat tuvalin geneline baktığımızda başta da belirttiğim gibi yapım ekibi zaten sağlam olan bir oyunu, özüne sadık kalarak çok daha efektif ve günümüz şartlarına uygun bir hale getirmiş. 

Sonuç

Benim gibi yakın bir zamanda Dead Space oynamadıysanız ya da bu seriye daha önce hiç bulaşmadıysanız kesinlikle deneyim etmeniz gereken bir maceranın sizi beklediğini söyleyebilirim. Yakın dönemde zaten çok eskimeyen ilk oyunu tekrar oynadıysanız, fiyatından dolayı bu macerayı yenilenmiş hali ile görmek için indirim dönemlerini kovalamanızda fayda var diyebilirim. Motive ekibi umarım Dead Space 2 ve 3'ü de zamanla karşımıza çıkarır. Tabi devam halkalarında değişmesi gereken çok daha fazla şey olduğunu da söylememiz gerek.