Gelecek daha yazılmadı, geçmişe de fazla bağlanmamak gerek… Yaratıcılığın
sınırları yok. Birçok yapım, alternatif zaman çizgileri yaratmanın üzerinden
defalarca kez geçti. Steampunk da; son zamanlarda karşımıza sıkça çıkan ilginç
bir kurgu tipi… Steampunk denilince akla gelen şey, geçmişin öğeleri ile
geleceğin teknolojilerini harmanlamak oluyor. Fantastik ve bilimkurgu yapıtları
tek potada eriyor. Peki Steampunk demişken, buna örnek romanlar ya da oyunları
örnek verebilir miyiz? Emin olun bu türe ait pek çok yapıt var: Denizler Altında
20.000 Fersah, Time Machine, Wild Wild West, RPG severlerin gözünde bir klasik
olan Arcanum ya da beğenilen strateji oyunu Rise Of Nations: Rise of Legends
söylenebilir.
"Oyunda Prince of Persia'daki gibi karakterimizle platformdan platforma atlıyoruz."
Farklı dünya
Steampunk türüne ait yeni bir oyunla karşı karşıyayız, “Damnation”. Yapım
dünyanın alternatif bir boyutunda geçiyor. Amerikan İç Savaş’ı, gereğinden fazla
sürünce, elektrik teknolojisi gelişemedi ve onun yerini buhar aldı. Bu dönemde
zengin diktatörler, iki ordunun gizli yöneticileri oldular. İnsanların işkence
çektiği bu ortamda, karanlıklardan bir kahraman doğması kaçınılmazdı. Usta
savaşçı Hamilton Rourke, “Özgürlük Savaşçıları” adı verilen askerleri tek bayrak
altında topladı. Zengin diktatör Prescott’un rejimini, sonsuza kadar tarihe
gömmeye kararlıydı. Ancak Prescott kolay bir lokma olmayacaktı. Dünyayı
fethetmek amacıyla, Terminator filminden kaçmış metal-iskeletli askerleri
Rourke’in peşine takmıştı bile.
Damnation da yolunuz epey ilginç karakterlerle kesişecek. Bunlar arasında
sevimli bir İngiliz profesör, onun ruh hastası Cyborg kız kardeşi, intikam
isteği ile dolmuş-taşmış ateşli bir İspanyol, büyü yapabilen bir Amerikan
yerlisi var. Aksiyon-macera tarzı oyunlarda, belki de en önemli öğe
oynanabilirliktir. Ne yazık ki yapım bu konuda biraz zayıf.
"Unreal Engine 3 kullanılan yapımda genel olarak grafikler bekleneni veremiyor."
Oyun severlerin Damnation’daki akrobatik hareketleri yapması için çok ama çok
sabırlı olmaları gerekiyor. Çünkü bunları başarmak ustalıkla pek alakalı değil
ve mantık tabanına dayandığı söylenemez. Ortaya çıkan figürler şık olabilir, ama
bu sırada sinirden klavyeyi kırmazsanız. Bundan on yıl önce yapılan Tomb
Raider’ı düşünüyorum da; yuvarlanabilir, inanılmaz yerlere tırmanabilir, havada
parendeler atabilir ve ip üstünde yürüyebilirdiniz. Bunları başarmak, mantık
çerçevesinde gelişirdi. 10 yıldan fazla geçti lakin birçok oyun bu konuda ileri
gideceğine, geriliyor.