Darkworks, Alone In The Dark 4'ten sonra Cold Fear'la geri döndü!
PlatformlarPlayStation 2
Yapımcı - YayıncıDarkworks - Ubisoft
Çoklu Oyuncu: Yok
Oyun Türü: Aksiyon
Merlin Puanı78
ArtılarFırtınayı çok iyi bir şekilde hissettiren fizik motoru ve etkileyici atmosfer.
EksilerNişan alırken hedeflemede yaşanan problemler, grafikler ve save sistemi daha iyi olabilirdi.
Sanırım Prince of Persia ve Splinter Cell gibi oyunların altına imzasını
atmış olan Ubi Soft, oyun piyasasında son birkaç yılın en büyük çıkış gösteren
isimlerinin başında geliyor. Benim Ubi Soft’un son oyunlarından biri olan Cold
Fear’ı heyecanla beklememin asıl nedeni ise oyunun yapımcı firmasınını Alone in
the Dark: The New Nightmare’den hatırlayacağımız Darkworks olması. Darkworks
uzun zamandır sessiz sakin duruyordu ve nihayet Cold Fear ile oyun piyasasına
dönüş yaptı.
Cehennem sınırındaki gemide herkes ölüydü...
Kusursuz bir fırtınada gizli bir Rus gemisinden tehlikeli ve garip sinyaller
gönderilmektedir. Deneyimli sahil güvenlik görevlisi Tom Hansen olarak siz bu
geminin güvertesini incelemeye gidiyorsunuz ve askeri kontrol ekibinin öldüğünü
anlıyorsunuz. Hansen gemide neler olup bittiğini anlamaya çalışırken korkmuş ve
gördükleri her canlıya ateş eden Ruslarla karşılaşıyor; fakat kahramanımız asıl
tehlikenin gemide bulunan mutantlar olduğunu anlamakta gecikmiyor. Tüm bunların
yanında içinde bulunduğunuz geminin başı boş bir şekilde fırtınaya boyun eğmesi
ve alt kamaralardan kan kokan ürkütücü seslerin gelmesi olayı içinden çıkılamaz
bir hâle sokuyor.
Daha oyuna başlar başlamaz fizik motorunun etkileyiciliğiyle karşılaşıyorsunuz.
Bulunduğunuz geminin dalgalarla dövülmesi, suların güverteye dolması, geminin
beşik gibi sallanması, rüzgar, gök gürültüsü ve yağmur atmosferin çok sağlam
olduğunu daha ilk dakikalardan kendini belli ediyor. Tüm bunların oynanışa
yansıması ise işin asıl iyi olan tarafı. Karakterimiz güverte de yürürken
rüzgardan korunmak için bir eliyle yüzünü kapatıyor, nişan alırken zorlanıyor ve
hatta büyük dalgaların etkisiyle doğrulan güverte üstünde kayıp metrelerce
sürüklenebiliyor, bunun sonucunda denize düşüp ölebilmeniz bile mümkün.
Bu şoku atlattıktan sonra alt kamaralara indikçe oyunun klostrofobik havası
hissedilmeye başlanıyor ve kendinizi aksiyon tarafı biraz daha ağır basan
Survival Horror tarzı bir aksiyon/maceranın içinde buluyorsunuz. Kahramanımız
telsizi yardımıyla aldığı görevleri gemi içerisinde yerine getirmeye çalışıyor
ve yaşanan garip olayların cevaplarını arıyor. Bu cevapları ararken de kendimizi
Ruslarla birlikte mutantların ve Alien filminden fırlamış yaratıkların arasında
buluyoruz. Oyunun geneli belli panelleri aktif hale getirip kilitli kapıları
açmaktan ve ulaşılamayan yerlere gidip bilgi ve kodları edinmekten oluşuyor.
Tabi tüm bunları yapmak bu kadar basit değil, bir defa oyunun atmosferi her yeni
bir odaya girişinizde içinizi bir parça daha kemirip tedirgin olmanızı sağlıyor,
bunun dışında rastlayacağınız ani şok olaylarla bol bol irkilmeniz de olası.
Oyunu oynadıkça ‘’Ahh keşke oturup biraz kafa yoracağımız bulmacalar olsaydı.’’
diyorsunuz ama ne yazık ki bu tip puzzle’lara rastlamak pek mümkün değil.
Dolayısıyla oyun bir yerden sonra biraz monotonlaşıyor; fakat emin olun oyunun
atmosferi oynanabilirlik açısından tek başına yetiyor ve oyunu bir kenara atıp
bırakmanıza engel oluyor.