City of Metronome
Erdem Maşlak
3.06.2010 - 12:31
Kulaklarınızı iyi açın ve dinleyin! Bu gelen Metronome'un ayak sesleri!
Farklı... Şimdiye kadar gördüklerinizden, özellikle de “duyduklarınızdan” çok
ama çok farklı... Sesler üzerine kurulu, silahınızın sesler olduğu, şimdiye
kadar oynadığınız oyunlardan değişik bir şey ve kim bilir belki de yeni nesil
oyunların üzerine inşa olacağı bambaşka bir yapım. City of Metronome, Metronome
Şehri’ni size takdim etmeme izin verin lütfen. Sesler yaratın; sonra onları
kaydedin ve her birini ölümcül bir silah olarak kullanın. Seslerin en büyük
yoldaşınız olacağı, tamamıyla sesler üzerine kurulu olan alışılmadık bir şehir
burası. Karanlık ve kasvetli. Sessiz aslında; ama aslında olabildiğince yıkıcı.
Sadece birkaç dakikanızı bu enteresan şehrin sokaklarında dolaşmaya ayırın...
Göreceksiniz ki sesler dört yanınızda ve en ufak çıtınız bile birbirine bağımlı
olayların tetiklenmesine neden oluyor. Kayıt cihazlarınızı hazırlayın; insanlar
çıldırdıkça siz onların sesleriyle mest olun ve bir bebeğin çığlık çığlığa
feryadıyla düşmanlarınızdan kurtulun. Metronome işte tam da böyle bir yer...
Farklı...
Sözlerim silahım!!!
Oyunun tam isminde kararlaşalım önce: City of Metronome; yani Metronome Şehri.
Oyunu Team Tarsier isminde küçük bir İsveçli şirket yapıyor. Oyun henüz prototip
aşamasında olsa da bu yılın E3 fuarında gösterime çıkmayı ve içeriğiyle bir çok
insanın dikkatini çekmeyi basardı. Şu an itibariyle duyurulana bakılırsa
yalnızca XBOX 360 ve PC için üretilmekte City of Metronome, ve bu yıl içinde
çıkışı beklenmiyor; hatta 2006’nın yaz aylarında bile onu karşılamamış
olabiliriz.
Hikâyemize göre oyunun tamamı Metronome adlı şehirde geçiyor. Metronome
şehrindeki Corporation isimli devasa bir şirket bölgenin tamamını sahiplenmiştir
ve şehirdeki tüm sanayiler ona bağlıdır. Şehir, Corporation’un fikir üretme ve
tasarım yapma yetisine sahip olan bir makine keşfetmesiyle kurulmuştur.
Corporation bu makineden kendisi için bir kopya üretir ve çocukları alıkoyarak
onları burada zorla çalıştırır. Oyundaki kahramanımız ise stajyer bir buharlı
tren mühendisi ve o alıkonan çocuklardan biri. Kahramanımız trende çalışırken
bir kızla tanışır ve ikisi beraber Corporation’un ardındaki sırrı ortaya
çıkarmak için amansız bir maceraya girişirler.
Bu noktadan sonra öncelikle belirtmem gereken şey, girişte de okuduğunuz gibi,
oyunun daha çok alıştığınız grafik ağırlıklı oynanıştan bir miktar uzak olduğu.
Böyle söylüyorum; çünkü oyunun en önemli noktası olan sesler buradaki en büyük
yardımcımız. Şimdilik isimsiz olan bu kahramanımızın sırtında bir cihaz var ve
kendisi bu cihazı kullanarak etraftaki sesleri kaydedebiliyor ve kaydettiği bu
sesleri çaldırarak isterse yanındaki karakterleri bu sayede yönlendirebiliyor,
isterse de karşılaştığı her türlü zorluğun altından bu sayede çıkabiliyor.
Etraftaki insanların kontrolünü ele geçirebiliyoruz ve ele geçirdiğimiz insanla
etrafı birbirine katarak ana karakterimizin oluşan sesleri kaydetmesini
sağlayabiliyor; peşinden de kaydettiğimiz bu sesleri bulmacalar çözmede
kullanabiliyoruz. Kayıttaki seslerde oynamalarda bulunabiliyor, hatta arka plana
çeşitli efektler ekleyip onları modifiye bile edebiliyoruz. Sesin yüksekliğini
istediğimiz kademede ayarlayabiliyor olmamız ise bizim en spesifik ayarları
yapmamızı sağlıyor ve böylelikle binlerce ses kombinasyonu üretme imkanımız
doğuyor.