Uzun zamandır piyasayı elinde tutan, her yönü ile 3d ve gerçekçilik bakımından yaşadığımız dünyaya kafa tutan oyunlardan bir miktar sıkılmaya başlamıştım. Eskiden oyun oynamak daha kolay ve eğlenceli idi. Chicago 1930 gibi, 2 boyutlu fakat inanılmaz eğlenceli strateji oyunları vardı. Gün geçtikçe teknoloji ilerledi ve bazı oyuncular fazla haz etmese de oyunlar gelişti. Aslında gayet iyi oldu ama insan gene de geçmişinde oynadığı oyunlara özlem duyuyor. Lafın kısası, yaşasın nostaljik oyunlar.
Bir zamanlar Chicago'da
Chicago 1930, adından da anlaşılacağı üzere 1930'lu yıllarda Chicago'da geçen bir oyun. İsim olarak yapımcı firma pek kasmamış anlaşılan. Çoğumuzun filmlerden takip ettiği üzere o yıllarda polis, mafya ilişkileri bugünden çok farklı idi. Mafyanın kendine ait bir dünyası, hesaplaşmaları vardı. Polis ise bu işleri bitirebilmek için elinden geleni yapıyordu. Oyunumuz bu hesaplaşmalar üzerine kurulu. Biraz daha detaya girelim. Mafya olarak Jack Beretto ile oynuyorsunuz. Chicago Hank O'Neill denilen İrlandalı bir mafya babasının elindedir. Yasa dışı yollardan alkol satarak yolunu bulmaktadır. Don Falcone ise New Yorklu acımasız bir mafya babasıdır ve Chicago'ya geri dönerek daha da güçlenmek istemektedir. İşte biz bu mafya babasının sağ koluyuz. Görevimiz ise karış karış şehri Don Falcone için ele geçirmek. Polis olarak ise bir FBI ajanı olan Edward Nash'i yönetiyoruz. Şehir Don Falcone tehlikesi içinde. Don yasa dışı alkol satarak şehrin büyük bir kısmını ele geçirmiştir. Biz ise ufak bir grup ile bu tehlikeli mafya babasını ele geçirmektir.
Polis yada mafya?
Başlangıçta kendimize bir profil yaratıyor ve oynamak istediğimiz tarafı seçiyoruz. Polis görevleri ve mafya görevleri ilk bakışta birbirine yakın şeyler gibi gelebilir. Yani düşününce mafya ile kaçtığımız görevleri polis ile kovalayarak oynadığımızı düşünebilirsiniz. Fakat durum böyle değil. Konular tamamen farklı. Polis görevlerini bitirdikten sonra mafya görevlerini oynamak oyundaki farklı tatları almanıza yardımcı oluyor. Çünkü iki görev paketi de neredeyse birbiriyle alakasız. Öncelikle polis görevlerinden bahsedeyim. İlk göreviniz işlenen bir cinayeti soruşturmak. Size verilen belli görevler var ve oynadıkça bu görevler arasına yenileri ekleniyor. Sonuç olarak cinayeti çözüp suçluyu hapishaneye yolluyorsunuz. Bir başka görev ise korunması gereken önemli birini bir yerden bir yere kadar koruma olarak eşlik etmek. Yolda saldırılara uğruyorsunuz ve şahsı korumanız gerekiyor. Bunlar gibi farklı farklı görevler var. Tabiki zamanı geldiğinde farklı şekillerde mafya ile karşılaşıyorsunuz fakat genelde bütün görevler aslında mafya üzerine. Bir cümlede bu kadar mafya kelimesi kullandıktan sonra onlardan biraz söz edelim. Polis görevlerindeki farklılıklar gibi mafya görevleri de tahmin edeceğiniz üzere farklı farklı hazırlanmış. İlk göreviniz bir otele gidip diğer mafya üyelerini etkisiz hale getirmek. Yani bir hesaplaşma. Bunun ardından ise polise bilgi sızdığını düşündüğünüz bir köstebeğin peşine düşüp mıhlamaya çalışıyorsunuz. Görevler o kadar başarılı hazırlanmış ki, ne insanı yoruyor nede sıkıyor. Fakat bir o kadar da zevkli. İki görev paketi arasında çok güzel bir denge sağlanıp, bir kısmı bitiren oyucunun oyuna bir daha bakmaması yerine diğer paketi de oynaması çok başarılı bir şekilde sağlanmış.