Bir satranç oyununun incelemesine başlamak için enteresan bir giriş yazmak ister gönül; ama, her ne kadar bu cümleye başlamadan önce hayli düşünmüş olsam da maalesef istediğim gibi bir şey bulamadım. Peki bundan zerre kadar üzüntü duyuyor muyum; hayır! Çünkü bu da yeterince ilginç bir giriş oldu, olacak. Şimdi satranç şudur budur diye açıklasam bir dert, açıklamasam bir dert. Ama hadi kısaca bir şeyler yazayım. Satranç; 8’e 8 yani 64 karelik bir alanda, 6 farklı taşın toplamdaki 20 karedeki oyuncusuyla oynanan bir zeka oyunudur. Sözlerimden bir şey anlamadıysanız, ki normali de budur, alt taraftaki yazıyı okuyunuz.
Bak, bu piyon tek gider...
ChessMaster 10th Edition, adından da anlaşılabileceği gibi yıllardır sıklıkla piyasaya sürülen ChessMaster serisinin son oyunu. Geçen süre zarfında oyunun özü tabii ki korunarak çeşitli görsel ve işitsel eklemeler yapılmış. Zaten yapılabilecek de farklı bir şeyin olmaması üreticilerin aynı şeyi daha çok makyajlayarak piyasaya sürmesini sağlıyor. Ama sizin de hak vereceğiniz üzere bir satranç oyunundan sadece görsel olarak bir şeyler beklemek yeterli olmayacaktır. Zeka oyunu oynuyoruz değil mi?
10’uncu oyunda da yapmanız gereken şey, dünyaya gerçek manada gelmiş geçmiş en iyi stratejik olanaklarınızı zorlayarak rakibinize üstünlük sağlamak. İki teçhizatlı ordunun karşılıklı savaşması mantığına dayanan satranç oyununda amaç; karşı tarafın kralını kaçabileceği hiçbir yer kalmamacasına kuşatıp alaşağı etmek. Rakibinizin hayal gücü kadar sınırsız olabilecek bu limitli; ama, limitsiz tahta üzerinde yapacağınız stratejiler belki de sizin 10 hamle sonranızı düşünmenizi gerektirecek, belki de rakibinizin yapacağı olasılıkları hesaplamanız zorunda bırakacak. Eh, gerçek manada da öyle değil mi zaten.
Bu fil de çapraz ilerler...
Yeni oyunda ilk dikkat çeken özelliklerin başında grafiklerin kalitesi geliyor. Yeni animasyonlu taşlar ve üç boyutlu diğer piyonlar grafiklerin en göze batan kısmını oluşturuyor. Bunların dışında da fazla göze hitap eden bir kısmı yok oyunun. Zaten grafiklerin üçüncü boyutu yüzünden bu seçeneği çok randımanlı kullanamıyorsunuz. Birbiri içine karışan çizgiler ve ayarlayabiliyor olmanıza rağmen asla istediğiniz şekle getiremediğiniz kamera açısı yüzünden bu özellik oyunda çok fuzuli görünüyor. E tabi zaman içerisinde bu seviyeye de gelmesi gerektiğini de hesaba katmamız gerektiği için diyecek bir şey yok. Tahtayı tepeden görüp iki boyutlu satranç oynayınca görmeniz gerekenleri çok daha rahat seçebiliyorsunuz.
Tabi grafiklerden ziyade alt tarafı bir satranç oyununu 3 CD’ye taşıyabilecek özelliğin ne olabileceğini takdir edeceksinizdir illa ki. İşte bu noktada belki de herhangi bir oyunda görüp görebileceğiniz en iyi yapay zeka ortaya çıkıyor. Bilgisayar tabanlı bir satranç oyununda asla gözden çıkartılamayacak özelliklerden birisi olan düşünme gücü ChessMaster’ın önceki serilerinde olduğu gibi sonuncusunda da en üst seviyede. Karşılaştığınız rakibin puanına göre derecelendirilmiş olan zorluk düzeyi bu kritere göre sizi adeta süründürüyor. Örneğin, puanı 250 düzeylerinde bir oyuncu ile karşılaştığınızda rakibinizi yenme şansınız nispeten daha fazlayken bu seviyeyi 1250’lere taşıdığınızda yenilmez bir rakip ile karşılaşmış oluyorsunuz.