1/6

Cennetin Gözyaşları - 1.Bölüm - Buluşma

Damir Begoviç 3.06.2010 - 12:31
Oldukça kötü bir Çarşamba sabahıydı...
Oldukça kötü bir Çarşamba sabahıydı. Yağmur Murat, Eray ve Naz’ın olduğu arabayı acımasızca kamçılıyor, onların kötü duygularına eşlik ediyordu. Üçü de burada durmaktan memnun değillerdi ve fazla bir şey bilmiyorlardı. Tek bildikleri şey çok yakında eski arkadaşlarıyla buluşmak için ücra bir dağ köşesine gidecekleriydi. Arabayı süren Murat’tı. Ona önemli bir sorumluluk yükleniyordu çünkü bu kadar yağmur varken, araba sürmek kesinlikle dehşet vericiydi. Hepsinden önemlisi imkansız gibi bir şeydi. Çünkü araba kaymak için can atar gibiydi. Uzun bir zamanın sonunda dağ yoluna girdiklerinde Naz sessizliğe dayanamadı. İçini çekerek :
“Bu iğrenç yere neden gidiyoruz?”
Naz’ın sorusunu Eray cevapladı “Çünkü bu gerekli! Arkadaşlarını tekrar görmek seni pek heyecanlandırmıyor olabilir ama ben durumumdan gayet memnunum.”
“Memnun mu? Bundan daha kötü durumda olamazdım”
“Kendi adına konuş… Tüm hayatı lüks içinde yaşamak, sana diğer insanların sorunlarını unutturmuş.”
“Benim hayatım seni hiç ilgilendirmez!...” Ellerini havaya kaldırarak yalvaran bakışlarla “Ben bunları hak edecek ne yaptım?” dedi.
Eray yeşil gözlerini Naz’a dikti.. Karşısında duran bu varlık acaba insan mıydı? Nasıl bu kadar umursamaz olabilirdi?
“Dua et bir arabanın içerisindesin. Yoksa…”
“Yoksa ne?”
Sonunda Murat araya girmek zorunda kaldı. Naz ve Eray’ın kavgalarından sıkılmaya başlamıştı.
“İkinizde tartışmayı kesin! Yağmur sesi yerine sizi dinlemek hiç eğlenceli değil. Oraya vardığımızda tartışacağınız yaklaşık onbir kişi olacak.”
Sonunda uzun bir sessizlik oldu; ama Eray’ın aklı karışıktı.. Murat’a eğilerek:
“Sence herkes gelir mi?”
“Öyle umuyorum.Tüm takımı bir arada görmek gerçekten muhteşem olacak.. En son bir araya geldiğimizde hiçbirimiz on beş yaşını geçmiyorduk. Şimdi ise aramızdaki en ufağı on dokuz yaşında” gülümsedi “Eski günleri çok özlüyorum”
“Ben hiçbirini hatırlamıyorum”
“Hatırlamanı beklemiyorum. Ama onları görünce eminim hatıraların canlanacaktır.”
“Bana hepimizin bir arada olduğu bir anı anlatsana.”
Naz “bize” diye araya girdi. Murat derin bir nefes aldı.
“Evet… Kulübü ilk kurduğumuz yıllardı.. O zamanlar hepimiz acemiydik ama bir o kadar da cesaretliydik. Ömer, Çiğdem’e kulübe girmesi için ikna etmişti. Tam on altı kişiydik. Ali, Ben, Sen, Derviş, Oğuz, Semih, Burak ve Ömer kulübeyi kuracaktık. Kızlarda bittikten sonra evi düzenleyeceklerdi. Her şey kusursuz başladı. Bütün gün çalıştık.. Günün sonunda Merve’nin bacağı incindi. Ona yardım etmek için ona aşık olan Burak ve Semih onun yardımına gittiler. Bizde devam etmeye hazırlanmışken ikisi arasında kavga çıktı. Doğal olarak ikisi de birbirini çekemiyordu. Kavgaları ormana kadar sürdü. Onları bulup geri getirdiğimizde ikisi de berbat durumdaydı. Giysileri tamamen mahvolmuştu. O gece kendi ellerimizle yaptığımız devasa evimizde kaldık. Erkekler uyurken kızlar bütün gece çalıştı ve evi yaşanılır bir hale getirdiler.. Burak ve Semih sabah kalktıklarında onları büyük bir sorun bekliyordu. Merve… Onun için kavga ettikleri için hiç hoşnut değildi. İkisine de baştan aşağı boya döktü.. O günden sonra Burak ve Semih hiç kavga etmedi ama birbirine uyku hapı içirip, Merve’yi uyurken seyretmeye giderlerdi.”
Üç arkadaş buna kahkahalarla güldüler. Bu berbat günde gülecek bir şey bulmuşlardı.