1/2

Catwoman

Merlinin Kazanı 3.06.2010 - 12:31
Kim demiş: "Kadınlardan süper kahraman olmaz!" diye…
Platformlar PC
Catwoman
  • Yapımcı - Yayıncı EA Games - EA Games
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Aksiyon
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 65
Artılar Başarılı grafikler. Güzel dövüş hareketleri. Catwoman!
Eksiler Ciddi kamera problemleri. Zorlayıcı kontroller. Uyduruk senaryo. Tekdüze oyun.

Karanlık, puslu gecelerde çatılarda bir ses duyuldu mu: “Kedidir, kedi!” der, vurdumduymaz insanlar. Aslında haklıdırlar. Her gece giyer deri kıyafetlerini kedi kız. Pırlanta tırnakları ve en sevdiği silahı; kırbacı ile süzülür damlar arasında. Taklalar atarak, hayatla dalga geçerek dolaşır şehri, kimseye görünmeden. Her kadın gibi o da pırlantayı sever fakat bu sevgi bir süre sonra saplantı haline gelmiştir. Sadece sevmekle kalmaz kıskanmaya da başlar! İster istemez, pırlanta hırsızları baş düşmanı olur kedi kızın. Bundan böyle, karanlık gecelerin yeni bir koruyucusu vardır. Başına buyruk olsa da…

Catwoman kimdir? Yenir mi? İçilir mi?

Catwoman, nadir bulunan dişi çizgi roman karakterlerinden belki de en seksi olanı. Beyazperde de ilk olarak Michelle Pfeiffer canlandırdığı kedi kadını; “Batman Returns” filmi içerisinde, kendi doğruları üzerinde yürüyen bir karakter olarak tanımıştık. “Kendine ait filmi olmayan çizgi roman karakteri kalmamalıdır!” diye düşünen film yapımcıları kolları sıvadılar ve başrol için seksi oyuncu Halle Berry’i seçerek, Catwoman’ı beyazperde için hazırladılar. Sinemaya yeni bir film yapılır da ‘Electronic Arts’ boş durur mu? Filmi sinemada izlemeye bile fırsat kalmadan, insanüstü bir hızla hazırlanan oyun ‘Catwoman’ı karşımıza hemen çıkarıverdiler. Her zaman olduğu gibi karakterlerin motion capture tekniği ile gerçeğine en yakın halini sunmaya çalışan EA, bu konuda eline su dökülemeyeceğini gösteriyor. Tabi asıl önemli olan; göz boyamak üzere yapılmış bu görsel şölenin arkasında bizi nelerin beklediği.

Son dönem film oyunlarının yine bir benzeri olan Catwoman, yakında sinemalarda gösterime girecek, aynı isimli filmin hikayesini benimsiyor. İlk demoyu izlerken, kedi kadının geçmişi ile ilgili merakımızı giderecek en ufak bilgi kırıntısı bulamamamıza rağmen, bilimsel bir kaza sonucunda bu hale geldiğini düşünmeden edemiyoruz. Seksi kıyafetlerine, gözleri şaşı edecek yürüyüş stili eklenince yeterince ölümcül ve tehlikeli olan kedi kız, olağanüstü nitelikteki çevikliği ve deri kıyafetinin tamamlayıcısı kırbacı ile kötülerin korkulu rüyası olmayı çok iyi biliyor. Hikaye boyunca hiç kimseyi öldürmüyor. Hatta düşmanlarına hatıra amaçlı bıraktığı tırmıkları saymazsak, kimseye zarar dahi vermiyor. Sadece karşısına bir daha çıkmamaları için yakınlardaki çöp konteynırlarına yada havalandırma deliklerine atıyor düşmanlarını. Catwoman, dövüşürken dans ediyor, dans ederken bir yandan da rakipleri ile dalga geçiyor. Birbirinden şık akrobatik hareketler ile düşmanlarını şaşırttığı gibi kul köle olunacak vücut hatları ile şaşkın düşmanlarının gözlerini de şaşı etmekle kalmayıp, kırbacı ile pek nazik olmayan bir tavırla alıyor silahlarını ellerinden. Şaşkın düşmanların aptalca hareketler yapıp, “Kadına el kalkmaz!” misali dayak yeme konumuna geçiyorlar ister istemez. Dayak yeme seansını bitiren görevliler, kendilerini son olarak ya bir çöp kutusunun içinde ya da 10 metre aşağıdaki zeminde buluyorlar. Son olarak hatırladıkları şey ise; bir ‘afet-i devran’ tarafından fena halde pataklandıkları oluyor.

Kedi olalı bir fare yakalayamadın !

Şatafatlı demolar, görsel zenginlik ve birbirinden çılgın akrobatik hareketler bir yana dursun, “az tuş ile çok iş” sitemini benimseyen oyunun, insanı çileden çıkaracak nitelikteki kontrolleri ve imkânsız kamera açıları sunması şaşırtıcı ve bir o kadar da üzücü. Mouse’u elimize sürmeden, WASD ve numerik tuşların kombinasyonlarından oluşan kontrolünün, kolay ve anlaşılabilir olması gerekirken, nerede olduğumuz konusunda hiç yardımcı olmayan kamera açıları da kafamızı karıştırmaktan başka işe yaramıyor. Oyunu oynarken, çevremde birikenlere derdimi anlatamamam da ayrı bir mesele. “Emre oyun hiçte fena gözükmüyor.”, “Vaaay! Havada on takla attın.”, “Heyt bee! Adamları deliye çevirdin be usta!”. Fakat benim bu hareketleri yapabilmek uğruna tuşlar üzerinde nasıl işkence çektiğimi gören yok. Her oyunu kapatışımda iş, birbirine dolaşmış olan parmaklarımı ayırmaya geldiğinde ortada hiç kimsenin kalmamış olması da düşündürücü tabi!