Artılar-Anlatım, atmosfer, diyaloglar, düello ve altıpatlarlar ile savaşmanın verdiği gaz
Eksiler-PS3'te AA eksikliğinden kaynaklanan tırtıklanma, yapay zekanın siper alma konusunda fazla dikkatli davranmaması, tekrardan oynanabilir bir ana hikayeye sahip olmaması
80’lerde doğan her çocuğun, babası ile bir pazar günü Western filmi izleme hikayesi omuştur muhakkak. Çoğunuz için John Wayne, Clint Eastwood, James Stewart, Henry Fonda gibi aktörlerin heyecan dolu filmlerini izlemek o zamanların en güzel anılarından bir tanesiydi şüphesiz.
High Noon, A Fistfull of Dollars, Unforgiven, The Searchers gibi efsane filmlerden esinlenip “kovboyculuk” oynadığımız zamanlardan artık modern savaşlara ve uzaydaki galaksiler arasında yolculuğa adım attık. O yüzden geçmişte yaşananları özleyen birisi olarak Techland’e şimdiden teşekkür ediyorum.
Her şey normal haline döndü Call of Juarez: Gunslinger, ilk ortaya çıktığında herkesin aklında “Ubisoft ve Techland hatasını anladı ve tükürdüğünü yalıyor” cümlesi geldi değil mi? Aynı şeyler benim de aklımdan geçti. Nitekim Cartel ciddi anlamda sorunları olan, eksik bir oyun olmuştu. İlk Call of Juarez’i oldukça zevkli oynamıştım ki, bunun neredeyse her yazımda belirtirim artık saklamaya gerek yok “Ben FPS türünü çok seven birisi değilim”. Ama buna rağmen ilk CoJ’in benim için yeri ayrıdır.
Şimdi ise Techland yeni Call of Juarez oyunu Gunslinger ile karşı karşımıza çıkıp adeta özür diliyor. Demin de dediğim gibi herkesin Cartel sonrası tükürdüğünü yalamak olarak gördüğü oyun ön yargının adaletsizliğine gitmemeli. Nitekim Gunslinger ciddi anlamda çok eğlenceli ve hoş bir oyun olmuş.
Eskileri özlemeyen var mı? Oyunda Silas Greaves adında eski bir kelle avcısını kontrol ediyoruz. Kendisi eski hayatından uzaklaştığı bir sırada Abilene, Kansas’ta 1910’da girdiği bir barda etraftaki kişiler tarafından tanınır ve yıllarca yaşadığı hikayeleri anlatılması istenir. Evet, aslına bakarsanız oyunun temeli Silas’ın hikaye anlatımı üzerine yapılmış. Zaten oyunun en güzel yanlarından bir tanesi de oyunun anlatımı yani narrative dediğimiz olay.
Bütün olayı Silas’ın ağzından dinlesek de etrafındakilerin de hikayeye soru sormak ya da “Hadi be!", "O da mı öyle oldu” gibisinden tepkiler vermek gibi katkıları oluyor. Aslında Silas zaman zaman dinleyicileri ile de dalga geçiyor nitekim bazen oyunun bir bölümünü 10 dakika oynatıp ardınan “Şaka şaka, öyle olmadı” diyerek o son 10 dakikayı tekrardan bu sefer “gerçek” haliyle oynatıyor.
CoJ: Gunslinger’ı açar açmaz (hatta menüdeyken bile) oyunun Borderlands’e ne kadar benzediğini, hatta bir anlamda Borderlands’in vahşi batı versiyonu olduğunun göreceksiniz. Görseller, animasyonlar, tasarımlar, sesler, tema ve atmosfer tam anlamıyla bir Borderlands havasını solutuyor size. Ama bu onu bir Borderlands taklitçisi değil, oldukça güzel hazırlanmış bir Wild West oyunu yapıyor.
Her şeyden önce FPS’lerle çok içli dışlı olmayanların bile seveceği, en önemlisi eğleneceği bir oyun olmuş. Grafik kalitesini çok fazla takmaz ve az biraz da olsa vahşi batı hayranı iseniz Gunslinger’dan sıkılmayacağınızı garanti edebilirim. Elbette bu onu defalarca oynayabileceğiniz anlamına gelmez nitekim bana göre oyunun ana hikayesi tek seferlik, ancak diğer modları için epey zaman harcayacağınız kesin.
Ben oyunu PS3’te oynadım. Gamepad’lere alışık olmayan kişilerin FPS’ler konusunda ne kadar sıkıntı yaşadığını birinci elden yaşayan birisi olarak kontroller konusunda çok bir sıkıntı yaratacak bir yapım olmadığını söyleyebilirim Gunslinger için. Elbette ben şahsen fare-klavye ikilisinden çok daha memnun olurdum ancak ona rağmen gamepad’in de gayet kolay bir kullanımı söz konusu. Sadece, bahsettiğim gibi alışmamış olanlar için oyundaki “Concantrate” yeteneğinizi kullanıp hedef almaya çalışınca bu yeteneğinizin çoğunu boşa harcamış oluyorsunuz. Ancak bu oyun ile alakalı bir sorun olmadığından sadece dip not olarak görmenizi tavsiye ediyorum.