Dile kolay tam üzerinden tam 14 yıl geçmiş, ilk Call of Duty oyununun piyasaya sürüldüğü tarihten. Yani ilk Call of Duty oyunu piyasa çıktığında ve FPS dünyasının baştan sona değiştirdiğinde doğanlar şuan liseye başlamış durumda (yaşlanıyoruz). Seri için geliştirilen sayısız oyun, her biri ile Activision'da yüzleri ciddi manada güldüren satış rakamlarına ulaşmayı başardı. Ancak kabul etmek gerekiyor ki, Modern Warfare 2'den sonra seri her ne kadar satış rakamlarına çok ciddi şekilde yansımamış olsa da kan kaybetmeye başlamıştı.
Call of Duty Black Ops 4 incelemesi
Özellikle yenilik tarafında bir türlü beklenen yenilikler ile oyuncuların karşısına çıkmayan Call of Duty, doğal olarak oyuncuların eleştiri oklarına hedef olmuştu. İşin ilginç yanı ise serinin yaratıcısı olan Infinity Ward'ın son yıllarda en beğenilmeyen Call of Duty oyunlarını geliştirmesi oldu. Call of Duty Ghost ve Infinite Warfare, serinin en kötü oyunları olarak kabul görmüş durumda.
Ancak geçtiğimiz yıl Call of Duty serisi geçmişe dönüş yaparak bizleri yeniden doğduğu topraklara, 2. Dünya Savaşına davet etti. Her ne kadar oyun, yakın gelecekteki Call of Duty oyunlarına kıyasla kabul edilebilir bir kalitede gelmiş olsa da, yine tam olarak bekleneni vermeyi başaramadı. Bu yıl ise şahsen son yıllardaki favori Call of Duty geliştiricim olan Treyarch işe el attı ve karşımız Black Ops 4 ile çıktı.
Oyunda senaryo mod'u yok. Hiç yok.
Şimdi öncelikle Black Ops 4'ün diğer Call of Duty oyunlarına kıyasla en büyük farkını belirteyim. Oyunda senaryo mod'u yok. Hiç yok. Treyarch bu yıl aldığı karar ile Call of Duty'nin belki de en az öneme sahip (genel oyuncu kitlesi için) bölümünü komple oyundan çıkardı ve bütün konstantrasyonunu multiplayer mod'una verdi. İyi mi yaptı yoksa kötü mü? Gelin değerlendirelim.
Şimdi, öncelikle dilerseniz Call of Duty'nin standart multiplayer mod'u ile başlayalım. Battle Royale mevzusunda konu uzun, onu sona saklıyorum. Şimdi öncelikle oyunun multiplayer mod'unda toplam 14 harita olduğunu belirtelim. Ancak kasım ayında ünlü Nuketown haritası da eklenecek. Bu 14 haritanın 4'ü, geçmişte de görmüş olduğumuz haritaların yeniden yapılmış sürümleri, yani remake'leri diyebiliriz. Tamamen yeni sayabileceğimiz 10 harita ile karşı karşıyayız. Haritaların tasarımı ise genel manada hayli dolu, görsel olarak güzel ve ciddi şekilde dengelenmiş. Ancak bu dengeleme olayının oyunların ruhunu öldürdüğü kanatindeyim şahsen. Sürekli olarak E-Spor'a odaklı simetrik haritalar, konunun tamamen asimetrik olduğu savaş oyunlarında sırıtıp atmosferi baltalayabiliyor. Her ne kadar Treyarch harita tasarımlarında iki farklı cepheyi de farklı şekillerde tasarlanmış olsa da, dar sokaklar oyuncuyu boğabiliyor. Şahsen eski Call of Duty'lerin geniş ve büyük haritalarını hala daha özlemle anıyorum.
Haritalar konusunu geriye bırakırsak Call of Duty: Black Ops 4, karakterler tarafında da Black Ops 3'ün izini takip ediyor, yani seçtiğiniz her karakterin kendine has bir özelliği bulunuyor ve bunu oyun içerisinde kendizin veya takımınız faydasına kullanabiliyorsunuz. Oyun içerisinde şuan için toplam 10 karakter var. Bu karakterlerin altı tanesi (Ruin, Prophet, Battery, Seraph, Nomad, Firebreak) Black Ops III'ten gelirken, dört tanesi ise (Recon, Ajax, Torque, Crash) tamamen sıfırdan tasarlanarak oyuna eklenmiş. Belirtmiş olduğum gibi her karakterin kendine has bir özelliği ve gücü bulunmakta, örneğin kimisi yere takım arkadaşları için cephane bırakabilirken, kimi uzaktan mayın kurma yeteneğine sahip. Bu yetenekleri oyun içerisinde düzgün bir şekilde kullanmak ise bir Call of Duty oyunundan beklenmeyecek derecede önem arz ediyor. Özelliklerini veya güçlerini doğru şekilde kullanan takımların büyük avantajı olduğunu belirtebilirim.
but
battlefield v daha iyi