ArtılarSevimli ve renkli grafikler, bir süreliğine eğlenceli
EksilerTekrar eden yapı
Yapımın içerdiği oyun türünü aslında bazılarımız daha önce gerek
PC gerekse PSP platformunda oynamış dahi olabilir. Bir pastane işletmecisi
olduğumuz yapımda amacımız daha çok müşteriye pasta yapıp satmak olduğunu
söyleyebiliriz. Örneğin bu oyunun PC varyasyonu Pizza Tycoon iken, PSP
varyasyonunun Diner Dash Sizzle & Serve olduğunu rahatça söyleyebilirim. Sanki
küçük kız kardeş ya da kız arkadaşın oyunu gibi kokan yapım, içeriğinde pasta
pişirmede özelleşmesi ile görsel olarak erkeklerden birazcık uzak duruyor.
Açıkçası pastel renklerin ve sevimli çizimlerin beni cezp ettiğini, bu yolla
oyuna olan ilgimi arttırdığını da söyleyebilirim. Ancak bu oyunu bayların evden
dışarıda bir yerde de oynamayı tercih edeceklerini de hiç zannetmiyorum.
Cake Mania: Baker's Challenge dört ana oynanabilir mod ile karşımıza çıkıyor.
Bunlar Cake Mania, Back the Bakery, Custom Kitchen ve Baker’s Challenge. Cake
Mania ve Back the Bakery oyunun hikayeli olan kısmı. Hikayeler çizgi roman
şeklinde, kısa süre içinde bize aktarılıyor. Burada da çizimlerin oldukça hoş
gözüktüğünü söyleyebilirim. Hikayeyi öğrendikten sonra ise tek bölümlük ve çok
kısa olduğunu söyleyebileceğim bir eğitim bölümünü oynamak isteyip
istemeyeceğimiz soruluyor. Zaten çok kısa olduğundan oynamanızı tavsiye ederim.
Hikayeler farklı olsa da aslında içerik değişmiyor. Hatta hikayelerin konulmak
için konulduğunu da söylersem yeridir. Oyun içeriği hakkında detaylı bilgiye
geçmeden önce kalan iki moduda kısaca açıklayalım. Custom Kitchen adından da
anlaşılacağı gibi oyun yapısını tamamı ile bizim belirlediğimiz bir bölüm. Peki
bu yapıda neler var; pastanenin nerede olduğu (Dükkan, kumsal, sirk, casino,
istasyon gibi), zorluk seviyesi (Hafta içi, hafta sonu, tatil, günleri gibi),
açılış vakti (Sabah, öğlen, normal gün, uzun gün, çok uzun gün gibi) ve son
olarak kazanılması hedeflenen para miktarını ayarlayıp, oyunu oynamaya ve hedefe
ulaşmaya çalışılıyor. Baker’s Challenge’da ise sadece pastanenin yerini seçip
oynamaya başlıyor ve önceden belirlenmiş hedefleri gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
180 derecede
Şimdi hikaye modlarına dönelim ve oyun içeriği hakkında biraz daha bilgi
verelim. Aslında hangi modda olursak olalım yaptığımız şeyler aynı olduğundan
hikaye modunda olmamız bir şeyi değiştirmiyor. Daha çok oynanan oyun bir kalıba
sokulmaya çalışılıyor. Sabah dükkanımızı açar açmaz ilk müşterilerimiz gelmeye
başlıyor. Müşteriler arasında, çocuklar ve gençler olduğu gibi, gelinler, melek,
Noel Baba, Dracula gibi ekstrem karakterler de yer alıyor. Gelen müşteri her kim
olursa olsun, sıraya giriyor ve sizden menüyü almayı bekliyor. Belli bir sabır
kapasitesi ile gelen müşteriler, menünün ellerine verilmesinden parayı ödeyene
dek ilginizle orantılı olarak memnuniyetleri ve sabır katsayıları değişiyor.
Yani ne kadar hızlı davranırsak, o kadar memnun müşteri elde ediyoruz. Oyunun
temelinde işte bu kuralın yattığı da söylenebilir; yani sürat=el çabukluğu=hızlı
ekran takibi. Başlangıçta yalnızca bir fırın ve bir süsleme tablamız bulunmakta
ve ekmeğimizi onlar üzerinden kazanmaktayız. Müşteri menüyü okuyup hangi tip
pasta alacağına karar verince kafasında o çeşit pastaya ait baloncuk resmi
çıkıyor. Bizde gidip fırında o pastayı pişiriyor, sonra da alıp süsleyerek
müşteriye teslim ediyoruz. Yalnız her işlem belli süre aldığından bu aralıklarda
da diğer müşterilere menü vermek, bir sonra yapacağımız işleme karar vermek,
ekranda işaretlemek gibi işlevleri yapıyoruz. Keza oyun tıklama sıralarını
hafızasına almakta ve işlemleri peş peşe otomatik yapma komutu verilebiliyor.
Böylece hız kazanarak daha fazla müşteri ağırlayabiliyoruz. Keza dükkan içinde
ancak belli sayıda müşteri sıraya girebilmekte ve dükkan belli saatte kapanana
kadar maksimum kişiye pasta teslimi yapmak gerekmekte.
Pastanenin derdi az değil. Keza çabuk hareket edelim derken yanlış komutlar
vermek işten bile değil. Başlarda bu hatalı pastaları koyacak yerimiz
olmadığından çöpe atmak zorunda kalıyoruz. Ancak zaman geçtikçe pasta saklama
tablası gibi gereçler alarak boş vakit üretimi ya da hatalı üretilen pastaları
ileride satılmak üzere burada saklayabiliyoruz. Her bölümün belli bir maddi
hedefi bulunmakta ve erişmeden başarılı sayılmamaktayız. Başarılı olunamayan
bölümleri en baştan oynamak gibi bir zorunluluğumuz maalesef bulunuyor. Bölümler
başarılı bitirildiğinde ise kazancımız ortaya çıkmakta ve bu kazanç ile
pastanemize yeni şeyler alabileceğimiz bir nevi dükkan kısmı atlanmakta.
Kazandığımız paralar ile TV, mikrodalga, ekstra fırın, süsleme tablası, saklama
tablası gibi şeyler alarak hız ve müşteri memnuniyetini yükseltmemiz mümkün.
Oyunda yapılan tüm bu işlemler için ise analog kol ya da ok tuşları ile seçim, X
ile onay ve R ile çöpe atma işlevleri gerçekleştiriliyor. Yani kontroller
karmaşıklıktan uzak olmalarına rağmen el çabukluğu ve telaş nedeni ile daha çok
yanlış basılma kurbanı olunuyor. Görsel açıdan oldukça hoş gözüken yapımda çok
fazla animasyon ise mevcut değil. Ancak bulunulan ortamların oldukça renkli ve
sevimli tasarlanmaları ile canlılık sağlanmış. Sesler bakımından çok bir şey
vaat etmeyen yapımda asıl sorun oluşturan kısım oynanabilirlikte ortaya çıkıyor.
Keza yapımda sürekli aynı şeyleri tekrar etmek bir süre sonra bıkkınlık hissi
uyandırıyor. Sürekli aynı tip pasta, süs vs yapıp müşteriye vermek, bir süre
sonra kabak tadı veriyor. Bu bakımdan yapımın eğlencelik sınıfına girdiğini,
aynı gün içinde uzun müddet oynanmadıkça bir süre sizi eğlendirebileceğini
söyleyebilirim.