Hız, heyecan ve eğlence... Boost'larınızı yükleyin Takedown yapmaya gidiyoruz!
Bugüne kadar gördüklerinizi unutun!
Burnout denince akla önce istisnasız "Boost ve Crash" kelimeleri gelir, eğer
bu gün ortalıkta nitrolu-turbolu araba yarışları varsa bunlar da Burnout’ın
eseridir. Peki nedir Burnout’ı diğer oyunlardan ayıran? - 2001 yılındaki ilk
oyunla birlikte Criterion Games hız ve heyecan duygusunu araba yarışları için
adeta yeniden tanımlamıştı; fakat asıl bomba 2002 sonunda çıkan Burnout 2: Point
of Impact’le patladı. Harika grafikleri ve mükemmel oynanabilirliği ile Point of
Impact gerçekten inanılmaz bir oyundu. Hızlı yarışlar ve mükemmel kaza sahneleri
Burnout’ı diğer oyunlardan ayıran en büyük noktalardı. Ve son olarak: Burnout
3... Bugüne kadar gördüklerinizi unutun, çünkü bu Takedown!
Takedown!
Öncelikle oyuna adını veren Takedown olayını açıklayalım: Yarışlar esnasında
rakip arabalara çarparak ya da onlara kaza yaptırarak yoldan atarsanız
‘’takedown’’ yapmış oluyorsunuz, böylece Turbo / Boost barınız bir anda doluyor
ve maksimum hızlara ulaşmanız mümkün oluyor. Yarışlar esnasındaki en büyük
silahınız boost enerjiniz, boost enerjinizi arttırmanın yolları çok çeşitli;
aracınızı ters yönde kullanmanız, şehir trafiği arasında keskin sollama ve makas
hareketleri yapmanız, virajlarda aracınızı kaydırmanız, rakiplerinize
çarpmanız... hepsi size ekstradan boost ve puan kazandırıyor, tabii yapacağınız
takedown’lar hız açısından en büyük ödülünüz oluyor, hele arka arkaya bir kaç
takedown yaptınız mı hızdan başınızın dönmemesi mümkün değil...
Kings of the Road?
Yolların kralı olduğunuzu düşünüyorsanız bunu kanıtlamak için World Tour’da
kendinizi ispatlamalısınız. Oyunun görev modu olan bu bölümde turnuvalara
katılıyor, teke tek kapışmalara giriyor, crash ve time attack yarışları
yapıyorsunuz, ya da belli limitlerde takedown yapmanız istenebiliyor. Amerika,
Avrupa ve Uzak Doğu gibi farklı bölgelerde bulunan bir çok parkurda yolları
arşınlama imkanınız var; tabi bunları açmak için yarışları kazanmalı, kazalar
yapmalı ve puanları toplamalısınız.
Risk = Ödül
Temelde yarışlar yine iki kısma ayrılmış; bunlardan ilki çeşitli parkurlarda
yaptığınız yarışlar, diğeri ise akıl almaz kazalara sebebiyet verdiğiniz Crash
modu. Oyunda da belirtildiği gibi ‘’Ne kadar risk, o kadar ödül’’ anlamına
geliyor. Bahsettiğim gibi yarışlarda ne kadar tehlikeli ve artistik hareket
yapar, rakiplerinize ne kadar fazla zarar verirseniz o kadar fazla Burnout puanı
topluyorsunuz. Tabi bunları yaparken yarış sonucunda dereceye girmeniz
gerektiğini de unutmamalısınız. Crash modunda ise amacınız sadece zincirleme
kazalar yaratıp, olabildiğince maddi hasar vermek. Tüm bu yarışlar sonunda
topladığınız puanlar, madalyalar ve hasar maliyetleri, oyundaki yeni arabaları,
yolları, turnuvaları ve bir sürü ekstra ödülü açıyor. Oyun bu açıdan çok zengin,
hatta belli limit ve özelliklerde yaptığınız takedown’lar bile yeni şeyleri
açmak için yeterli oluyor. Bu arada Burnout 2’nin biraz kısa olduğu doğruydu;
fakat Takedown’ın oyun süresi çok daha fazla. 7 saatlik bir oynanış ve üstelik
iyi sayılabilecek bir performansla oyunun World Tour modunun sadece % 25’ini
tamamlayabildim; ki zaten işin zor kısmının da bundan sonra başladığını
düşünürsek ve diğer modları da göz önünde bulundurursak oyunun oynanabilirlik
süresinin ne kadar fazla olduğunu sanırım tahmin edebilirsiniz...