İtalya’nın pizza kulesini, pizzasını çok severim. Roma şehrinin güzelliği daha bir başkadır. Ancak buradan ne çıkarsa yerim hesabına girmem, yemezler. Roma tabanlı bir firma olan BTR Studios’un harika dövüş oyunu The Roman Tournament bir anda önüme çıkıverdi, aslında yolumu değiştirmek istedim, ama bir türlü yapamadım. Beni tuttu, ancak midemi ağrılar tuttu. Bir taraftan güleyim mi? Ağlayayım mı? Bilemedim.
Rüya içinde rüya görmek!
Gelelim asıl meseleye, yani oyunumuza. Roma şehrinde bir dövüş turnuvası yapılır, dünyanın en korkunç acımasız dövüşçüleri de bu turnuvaya katılır (Ne şaşırdım!). Böylesi derin bir senaryodan sonra kendimizi oyunun ana menüsünde buluyoruz. İsterseniz hemen bire bir veya üçe bir, dörde bir gibi derin mevzulara dalabilirsiniz, eğer baktınız olmadı turnuva ve takım dövüşleri var. Turnuvada eğer Roman Tournament’ı seçerseniz cümbür cemaat tüm dövüşçüler, birbirine giriyor. Son ayakta kalan adam şampiyon oluyor. Team Battle modu (Başlangıçta kilitli) ise içeriğinde üç farklı seçenek barındırıyor. İkiye iki dengeli bir takım dövüşü veya ikiye altı kişi, eğer kendinize çok güveniyorsanız tek başınıza tüm dövüşçülerle kozunuzu paylaşabilirsiniz. Fakat bu kolay söylenebiliyor da, iş uygulamaya geldiğinde madalyonun diğer tarafı öyle değil.
Paolino, Lucia, Mike, Tdog, Otto, Pete, Tony ve Xiao adında sekiz farklı karakterimiz var. Dövüşçümüzü ve dövüşeceğimiz arenayı belirledikten sonra, ufak bir yükleme sekansının ardından büyük maç başlıyor. Ama o da nedir? En başta rezalet grafikler gözlerinizi alırken, arkasından kötü kontroller işi iyice bozuyor. Oyunda fare kullanımı var, ancak çevrenizi görebilmek için hareket ettirebilirsiniz. Düğmelere tıklarsanız hiç bir tepki alma şansınız yok. Baktınız karakteriniz hiç vurmuyor, o zaman klavye düğmelerine asılın da asılın. Klasik W,A,S,D kombinasyonu işi götürürken, H,J,N,M tuşları bizlere vuruş imkanı sağlıyor. Eğer tuş dizilimi için ayarlara bakacak olursanız daha çok ararsınız benden söylemesi.
Yapımın kontrollerinin berbatlığı, grafiklerin zaman tünelinden çıkması dışında animasyonlar tam odunluk. Ragdoll tabanlı hesapta geliştirilmiş dövüş sistemi içinde animasyonlar ve fizik tepkimeleri Havok’tan nasibini almış güya, ama nasıl aldıysa. Karakterlerin yumruk ve tekme atarkenki halleri olmamış, bir de koşuşları, yürüyüşleri var ki onlar tam evlere şenlik. Bacaklar biraz fazla açılıyor, resmen kaplama üstüne paten yapıyorlar. Havada uçuşan yumruklar, tekmeler karakterlerin içinden geçebiliyor. İşte o zaman karakterinizle rakibiniz yapışık ikizler gibi oluyor. Sesler de kötü yönlere ayak uyduruyor.
Bitsin bu iş artık
Dövüşlerin kuralı son derece basit, en son ayakta kalan şampiyon oluyor. Haritalarda sopalar, sandalyeler gibi araçlar oluyor. Bunları alıp, rakibinizin kafasına geçirebilirsiniz. Baktınız senaryo modu sarmadı, o zaman hemen multiplayer’a atlayabilirsiniz. 12 oyuncuya kadar online rakiplerle süper dövüşlere çıkabilirsiniz. Tabii ki oynayacak adam bulursanız. Yapımcıların bile oynadığını sanmıyorum. Dileyen aynı makineden dört kişiyle oyunu oynayabiliyor. Breaking The Rules: The Roman Tournament’ın en güzel özelliği diskinizde az yer kaplaması ve hemen kolayca silinebilmesi. Bunun dışında bir artısını göremedim. Ben sildim rahatladım, şimdi artık özgürüm.