ArtılarGeliştirilebilecek bol strateji, değişik özelliklere sahip birimler
EksilerBazı yapay zeka aksaklıkları, arayüz daha kullanıcı dostu olabilirdi
Blitzkrieg serisinin ilki, 2003’ün Mayıs ayında piyasalara sürüldü ve genelde
oyuncular tarafından vasatın azıcık üzerinde bir yapım olarak nitelendirildi. 2.
Dünya Savaşı’nda geçen bir RTS’ydi. Birçok RTS’nin aksine, kaynak üretimi ile
uğraşmadan direkt olarak elimizdeki birimleri gereken şekilde kullanmaya
çalışıyorduk. Daha sonra, 2004’ün Haziran ayında, Blitzkrieg için hazırlanan ilk
expansion; Burning Horizon ile tanıştık. İlk oyuna göre radikal değişiklikler
içermiyordu. Yeni birlikler ve görevler geliyordu. Şimdi elimizde Blitzkrieg
için hazırlanan 2. expansion, Rolling Thunder duruyor. Radikal değişiklikler ile
gelmiyor ama birim sayısı ve yapay zeka konusunda değişiklikler görülebiliyor.
Bu arada hatırlatmakta fayda var, Blitzkrieg 2’nin de yapımı sürmekte ve bu
senenin 2. çeyreğinde piyasalarda olacak.
Tanklar dehşet saçıyor
Rolling Thunder, General George Patton’un görevlerini içeriyor. Patton ile
ilgili 18 görev boyunca mücadele edeceğiz. Görevler Afrika ve Avrupa’nın çeşitli
bölgelerinde geçiyor. Bu ana campaign’den bağımsız olmak üzere, 8 farklı görev
daha oynayabiliyoruz. Genelde harita üzerinde öbekleşmiş düşmanlara saldırma,
bir binayı kuşatma ya da belirli sürede bir noktaya ulaşmak gibi görevler
mevcut. Aslında bunlar bir tarafa, genelde yapmamız gereken en önemli şey,
elimizdeki birimleri maksimum verimlilikle kullanabilmek.
RTS’lerin genelinde olduğu gibi, ilk başta uğramanızı tavsiye edeceğim kısım
Tutorial. Süper kalitede hazırlanmamış olsa da, en azından kullanacağımız
opsiyonların yerleri ve gerçekleştirebileceğimiz aksiyonlar hakkında detaylı
bilgi verilmeye çalışılmış. Kafanızda bir fikir oluşması açısından, bu bölüme
bakmanızı öneririm.
Üstten görünüşlü bir kamera ile kontrol ettiğimiz Rolling Thunder’da, grafikler
oldukça temiz gözüküyor. Birimler ve binalar göze hoş geliyorlar, üstelik
patlama, parçalanma ve su efektleri benim oldukça hoşuma gitti. Görüntü
konusunda yakındığım iki durum oldu; kamerayı istediğimiz gibi kontrol
edemiyoruz, ayrıca çevre de oldukça hareketsiz duruyor. Normalde çatışmalar
sırasında çevre hasar alabiliyor, binalar göze hoş gelen biçimde yıkılabiliyor
ancak normal hareketsiz bir ortamda etrafın hareketsiz olması iyi gözükmüyor.
Yönetebileceğimiz birçok birim mevcut. Tank çeşitlerinin yanında, piyadelerimiz,
değişik kamyonlarımız ve hatta yardım olarak çağırabileceğimiz savaş uçaklarımız
dahi var.
Her birim için değişen, verebileceğimiz çeşitli komutlar bulunuyor.
Formasyonlarını belirleyebiliyor, saldırı mod’larını ayarlayabiliyor ve hatta
kendi siperlerini oluşturabilmelerini sağlıyoruz. Seçtiğimiz moda göre,
piyadelerimiz canlarını kurtarmak için kaçabiliyor, önlerine gelenleri
mıhlayabiliyor ya da sessiz ilerleyerek tehlikeli noktalarda bulunan düşmanlara
pusular düzenleyebiliyorlar. Piyadelerin bazıları, sabit anti-tank silahları
kullanıyor, silahın hareketinden ve uzun-kısa menzilinden de tamamen biz sorumlu
oluyoruz. Oyunda düşünülmüş ve tamamen bizim insiyatifimize bırakılmış çok öğe
var ama bunları bulup keşfetmek zor olabiliyor, çünkü ergonomik bir komut bölümü
hazırlandığını söyleyemeyiz. Özellikle orada bulunan ikonlar çok ufak ve
seçeneklerin bazıları didik didik aranıp bulunmak üzere oraya saklanmış gibiler.