1/2

Battlefield: Bad Company 2

Mahmut Saral 3.06.2010 - 12:31
Dünyanın bir hakimi olmak zorunda, ama bir taraf kaybetmeli!
Platformlar PlayStation 3
Battlefield: Bad Company 2
  • Yapımcı - Yayıncı DICE - EA Games
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Aksiyon,Aksiyon
Merlin Puanı 85
1 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%75
Artılar Sürükleyici oynanış, başarılı fizik ve sesler
Eksiler Grafiksel sorunlar, AA eksikliği kendini fazlasıyla belli ediyor, kısa senaryo modu
Savaşlarda milyonlar ölüyor, ama savaşlara yön verenlerin sayısı iki elin parmağını geçmez. Bu da onca insanın kaderi üzerinde oynanan ciddi bir satranç demektir. Öyle ki İkinci Dünya Savaşı’yla ilgisi olmayan Amerika, birkaç Japon generalin yanlış kararı sonucunda Jopanya'nın başına tarihte görülmüş en büyük felaketi açmıştı.

Hem özüne saygı, hem de ülkeler arası kaçınılmaz savaşların göstergesi olarak 1944'ün kanlı bir gecesinde Bad Company 2'ye (BC2) başlıyoruz. Sonrasında da karlı dağlarla çevrili soğuk atmosfer, bizi Rus güçleriyle kıyasıya bir mücadeleye sürüklüyor. Kullandığımız araçlar ve bulunduğumuz coğrafyalar sürekli değişiyor, ama öldürme isteği asla!

Battlefield: Bad Company 2
"Savaş ortasında bir de fiyakalı poz verdim miydi, tamamdır..."

Gamepad, silaha dönüşürse

Oyunun PC versiyonunu detaylı olarak incelediğimiz için bu yazıda PS3 sürümünden yüzeysel olarak söz edeceğim. Öncelikle bir FPS oynuyorsanız, kontroller önemlidir. Bu konuda BC2'nin pek sıkıntısı bulunmuyor. Her yerden yağan askerler, büyük ölçüde yıkılabilir çevrelerle birleşince, düşmanımızın sadece insanlar değil, binaların da olduğunu anlıyoruz. Zira saklanacak güvenli bir yerimiz yok. Bu sebeple seri hareket etmeliyiz. Eğer saklandığınız evde güvende olduğunuzu sanıyorsanız, bir tank atışıyla tuzla buz olmanız an meselesi.

Yapımda oldukça büyük haritalar var. Böylece özgürce hareket edebiliyor, tek bir yol çizgisini takip etme zorunluluğundan kurtuluyoruz. Kullanabileceğimiz araçlara bakarsak: ATV, cip, kamyon, tank, bot ve Multiplayer'i de katarsak helikopter bile kullanabiliyoruz. Takım olarak ilerlediğimiz için yalnızlık duygusu aşılmış, ama yardımlaşma namına pek aşama kat edilmemiş. Arkadaşlarımız çoğu zaman bizi bekliyor, biz hareket etmeden yerlerinden bile kıpırdamıyorlar.