"İnsanlar, bir şeyleri feda etmeden hiçbir şey elde edemez"
“İnsanlar bir şeyleri feda etmeden hiçbir şey elde edemez. Bir şeyi elde etmek istiyorsan ona eş değerde bir şey sunmalısın. Bu, simyanın eşdeğer değiş-tokuş prensibidir.” Alphonse Elric
Not: Fullmetal Alchemist serisini izlemeyenler veya mangasını okumayanlar varsa birazdan yazacaklarımı okumadan bu sayfayı terk etsinler. Fullmetal Alchemist, bugüne kadar izlediğim en mükemmel anime serisidir. 2001 yılında yayımlanmış olan mangası ve iki yılın ardından 51 bölümlük ilk anime serisinden sonra çıkan Fullmetal Alchemist: Brotherhood'un tadı, hala damağımdadır. Özellikle mangadaki hikayeye benzerliğiyle kendisini sevdiren Brotherhood serisi, ilk serinin ister istemez önüne geçmiştir.
İki anime serisi arasındaki fark; biri daha karanlık ve dramatikken, diğeri mangaya daha sadık ve biraz daha renklidir. Daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız sizi
FMA için yazdığım makaleme davet ediyorum. Bu sefer konumuz;
Fullmetal Alchemist the Movie: Conqueror of Shamballa olacak.
Fullmetal Alchemist'in anime filmi olan Conqueror of Shamballa, bizleri 1923 yılının Almanyası'na götürecek. Edward'ın (ilk seriden hatırlayacağınız gibi) kapının diğer tarafına geçmesinin üzerinden, iki yıl geçmiştir. Kendi dünyasının yansıması olan Alphonse'yu hatırlatan bir genç ile tanışmış, onunla birlikte yaşamaya başlamıştır. Bir bilim adamı olan Alphonse, oldukça başarılı bir çocuktur. Bu sırada diğer taraftaki Alphonse Elric, ağabeyinin öldüğüne inanmak istemez ve bir süredir de onu aramaktadır. Simyanın olmadığı bir dünyada yaşamaya çalışan Edward ise, küçük kardeşinin onu aradığından habersizdir.
>>>>>>>>>>>>>DEVAMI ARKA SAYFADA