ArtılarOynanabilirlik mükemmel, farklı bir hayat, grafikler oyun ile bütünleşmiş.
EksilerYine sinek vızıltısını andıran sesler, hafıza kartında fazla yer kaplaması.
Oyun sektörünün hızla geliştiği şu günlerde ‘Hangi tür oyun oynuyorsun?’ diye
sorulduğunda oyuncuların yüksek bir kesiminden ‘Strateji-Fps-Yarış’ gibi
cevaplar alınıyor ve genellikle heyecan, şiddet, hırs ön planda oluyor. Hatta
bazılarınız oynarken kasılıp kalıyor. Eğer bundan şikayetçiyseniz ve ‘Hayatın
kendisi’ demek istediğiniz bir yapım arıyorsanız ‘Animal Crossing’ tam size göre
olacaktır. Amacı oyuncu kitlesini eğlendirmek ve gerçekten de geniş alana sahip.
Hadi evcilik oynayalım
Demin de dediğimiz gibi oyun yaşadığımız hayatın sanalı olarak karşımıza
çıkıyor. Gerçek hayatta yaptığımız ve yapabileceğimiz, hatta heves duyup da
yapamadığımız hobilerimizi büyük bir zevk ile gerçekleştirebilmemiz mümkün.
Gerçek dünyadaki gece-gündüz kavramı ve mevsimsel değişikler birebir olarak çok
güzel yansıtılmış. Kendimize ait bir evimiz oluyor, bu evi istediğimiz şekilde
dekore edebiliyoruz. Bazılarımızın gerçek hayatta kuramadığı komşu ilişkilerini,
bu oyunda rahatlıkla kurabiliyor.
Yapımda karşılaşacağınız birçok karakter bulunuyor ve yaşamımızı sürdürürken
devamlı olarak bu karakterlerle iletişim halinde oluyor, yardımlaşıyor, kısacası
gerçek hayatı sanal ortamda yaşıyorsunuz. ’Her zaman evimizde mi duracağız?’
Tabii ki hayır. Evin gereksinimlerini gidermek ve beğendiğimiz çeşitli eşyaları
almak amacıyla alışverişe çıkabiliyoruz. Animal Crossing içerisinde bulunan
dükkanlardan bu gereksinimlerimizi temin ettikten sonra eve dönüyor ve aldığımız
eşyaları, evin istediğimiz köşesine koyup bunları kullanabiliyoruz. Ama her
zaman alışverişe çıkmak zorunda değiliz. Özellikle yiyecek ihtiyacımızı
çevremizden kolaylıkla sağlayabiliyoruz. Örneğin balık tutup kendimize bir
ziyafet verebiliyor, evimizin bahçesinde bulunan ağaçların meyvelerinden de
yiyecek ihtiyacımızı giderebiliyoruz. ’Peki bu meyveler bittiğinde, ağaçlar
verimsizleştiğinde ne olacak?’ dediğinizi duyar gibiyim. İşte bu durumlarda
verimsiz ağaçları kesip yerine elimizde bulunan meyvelerin ağacını
dikebiliyoruz. Bu dikme işlemini çukur içine bir adet meyve atarak
gerçekleştiriyoruz. Tabii ki diktiğimiz ağaçlardan oluşan meyveleri her zaman
yemiyoruz. Bu meyvelerin büyük bir bölümünü satıp para kazanmanız da,
yapabilecekleriniz arasında. Bunların dışında çevremize ve kendimize başka
yollardan da bakabiliyoruz. Örneğin sabah egzersizleri ile karakterimizin
sağlığını olumlu yöne çekiyoruz.
İçinizde kadın işlerine meraklı olanlar varsa, bu oyun ile gizli bir şekilde bu
merakını giderebilir. Çünkü dikiş-nakış işleri ile bu merakınızı gidermeniz
mümkün. İlginç hobileriniz varsa, yapımda onlara da yer verilmiş. Buna örnek
verecek olursak, geceleri ateş böceği avına çıkabilir ve dilediğinizce
toplayabilir, böylece kendinizi eğlence anlamında tatmin edebilirsiniz. Ve
bunlar gibi daha birçok şey. Dediğimiz gibi ‘İkinci bir hayat’…