Taktik savaş oyunları... Günümüz genç oyuncuların baş tacı. Counter-Strike
ile başlayan ve tüm dünyada oyuncu sayısı çığ gibi büyüyen bu taktik savaş
oyunlarının belki de en sevilen yanı; düşmanlarla tek başınıza değil de takım
arkadaşlarınızla birlikte başa çıkmanız. Alpha Black Zero’da bu bahsi geçen
taktik savaş oyunlarının son örneği. 3. kişi bakış açısına sahip olan oyun,
Alman yapımcı Khaeon’un son ürünü. Uzak bir gelecekte yöneteceğimiz bir grup
özel askerin teröristlere karşı verdiği mücadeleyi konu alan bir oyun. Başarılı
olmak için, sadece kendi el becerinize ve nişan kabiliyetinize değil, aynı
zamanda takım arkadaşlarınızı doğru yönlendirmenize de önem veren bir oyun.
Asırlar geçti ama şu teröristlerden bir türlü kurtulamadık
Yıl 2366, ana karakterimiz teğmen Kyle Hardlaw ve beş askeri, Alpha Black Zero
isimli gizli bir göreve giderler. Amaçları, koloni kurulan bir gezegende,
hükümetten ayrı bir grup teröristin kötü emellerini uygulamalarına engel
olmaktır. Klişe senaryoyu klişe bir oynanış ile sunana Alpha Black Zero, görsel
zenginliğini iyi bir oyun yapısı ile birleştirememenin cezasını çekiyor. Uzayda
kendi halinde bir gezegende terörist grupların ve üstelik hepsinin Afganistanlı
gibi görünmelerinin bir anlamı olabilir mi bilemiyorum ama olayın geçtiği kızıl
gezegene hiç yakışmadığını söyleyebilirim.
Yapısal olarak Alpha Black Zero’yu incelediğimizde taktik savaş oyunlarının
tipik bir örneğini görüyoruz. Oyuna başlamadan evvel görevimiz ile ilgili kısa
bir brifing yazısı okuyor, silahlarımızı seçiyoruz. Yanımızda tıpkı bizim gibi
giyinip kuşanmış ve terörist öldürmeye aç bir grup askerle birlikte yola
çıkıyoruz. Oynanabilirlik Rainbow Six ile Freedom Fighters arasında bir
yerlerde. Ana karakterimiz önde, diğer 4 asker de peşinden gelerek düşmanları
haklıyoruz. Nümerik tuşları kullanarak adamlarımıza görev verebiliyoruz. “Ateş
edin”, “Yerinizde durun” gibi emirler verebiliyor, “Beni koruyun” demek zorunda
kalmamaya gayret gösteriyorsunuz. Çünkü askerlerin verdiğiniz emirleri tam
olarak yerine getirdiğini görmek güç. Yapay zekâ ve askerlere emir verme modu,
üzerinde biraz daha çalışılmalıymış gibi duruyor. Üstelik Freedom Fighters’daki
kolay anlaşılabilir ve tüm askerlere rahatça hakimiyet kurmamızı sağlayan
sistemin onda birini bile bu oyunda göremeyince moraller biraz bozulmuyor değil.
Verilen görevler her oyunda olduğu gibi; “şuraya git, herkesi öldür ve güvenliği
sağla” oluyor. Harita üzerinde ilerlerken askerlerinizin yakıdan takip etmesine
özen göstermeniz gerekiyor. Aksi halde size ne bir yardımları oluyor ne de
durdukları yerde bir işe yarıyorlar. Çoğu zaman önündeki askeri öldürmekten aciz
takım arkadaşınızın hayatını kurmanız gerekiyor. Görev esnasında öldüğünüz zaman
oyun sona ermiyor en güçlü durumdaki diğer askeri kontrol etmeye başlıyorsunuz.
Tüm askerler bitmeden görevi bitirirseniz. Yeni görevler sizleri bekliyor
olacaktır. Görevler esnasında dikkat etmeniz gereken; herkesi öldürmeniz dışında
nişan alırken, sağ tuşa basarak hedefi yakınlaştırmanız. Tıpkı FarCRY oyununda
olduğu gibi Alpha Black Zero’da da sağ tuşa basıp nişan alarak ateş etmek hedefe
başarılı atışlar yapabilmenin bir kuralı.
Mühim olan iç güzelliği…
Ana menüyü geçip oyuna daldığınızda, Serious Sam grafik motoruyla yapılmış olan
görüntülerle karşılaşmak oyunu biraz çekici kılsa da, grafiğin her şey demek
olmadığını bir tokat gibi yüzümüze vuruyor. Karakter yapıları, kaplamalar ve
özellikle askerlerin kıyafetlerindeki detaylar çok başarılı. Kızıl gezegenin
çevre dizaynı çok başarılı olmasa da özellikle yerden bitmiş olan ve rüzgarla
hareket eden çalılar oyuna görsel zenginlik katıyor. Ne yazık ki tüm güzellikler
burada bitiyor. Sesler desen bir felaket. Özellikle silah seslerine takmış
durumdayım. Tüfeğimizden çıkan o “pıt, pıt” sesler, “yok artık!!” dedirtiyor.
Çoklu oyuncu modu, kaliteyi arttırmak için çaba gösteriyor olsa da tam olarak
başarılı olamıyor. Çünkü coperative modda bazı buglar mevcut. Bunlar oyunun
çökmesine kadar ilerleyebiliyor.
Alpha Black Zero sadece taktik savaş oyunlarını sevenlerin, “Freedom Fighters’ı
başka gezegende ve daha basit olarak oynamak istiyorum.” diyenlere hitap edecek
bir oyun. Genel yapı itibariyle ne kötü ne de iyi denilmeyi hak etmiyor. “Vasat
bir oyunu ancak türün hayranları oynar.” diyerek noktayı koyuyorum.