New York şehrini gezmek için gidecekler bir kez daha düşünsün!
PlatformlarXBox 360
Yapımcı - YayıncıEden Studios - Atari Interactive
Çoklu Oyuncu: Yok
Oyun Türü: Macera
Merlin Puanı75
16 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%91
ArtılarHem görsel hem de işlevsel olarak ateş, kaliteli kurgu, atmosfer, müzikler, dizi görünümü, kısa yüklemeler, envanter ve kombine işlemleri
EksilerKamera, ufak fizik ve grafik motoru hataları
Alone in the Dark, oyun dünyası için çok değerli bir seri. Birçok konuda
ilkleri gerçekleştirmiştir. Oynamasa bile hemen hemen herkes bu ismi bilir.
Bende özellikle spor oyunlarının dışında gerilim yüklü yapımları çok severim.
Fakat bu konuda maalesef uzun yıllardır nadir oyunlar yapıldı. En son bu tarz
hangi oyunu oynadığımı dahi hatırlamıyorum. Senenin başında çıkan tanıtıcı
videolar sayesinde iyice ağzımızın suyu akarken, sayılı gün çabuk geçti ve
nihayet oyun piyasaya çıktı.
Alone in the Dark’da önceki bölümlerde...
Bu sefer Edward Carnby adında bir serbest araştırmacıyız. Gözümüzü açtığımız
gibi bizi öldürmeye götürüyorlar. Kimiz, neyiz, neden kaçırıldık, neredeyiz,
neden öldürülüyoruz hepsi cevapsız sorular. İnfaz için binanın üst katına
çıkarken doğaüstü bir olay oluyor ve bizi öldürmeye götüren kişi ava giderken
avlanıyor. Derken bina yavaş yavaş yıkılırken sizde maceranıza başlıyorsunuz.
Çok enteresan bir giriş olmuş. İnsan neye uğradığına şaşırıyor. Kafanızda oluşan
bütün sorular ilerledikçe yavaş yavaş cevaplanıyor. Bütün macera, sırları içinde
barındıran New York şehrinin meşhur Central parkında geçiyor. Oyuna tamamen dizi
havası verilmiş. Daha ilk baştan son bölümü oynayabiliyorsunuz. Sadece genel
olarak değil bölümlerin içleri de bölünmüş. Oyunu durdurarak o anda
yapamadığınız ve atlamak istediğinizde bir sonraki aşamaya geçebiliyorsunuz.
Komple bölümü bitirdiğinizde sanki dizinin o bölümü bitmiş gibi yapımcıların
isimleri dökülmeye başlıyor. Tekrar girdiğinizde ise o ana kadar
yaşadıklarınızın bir özeti sunuluyor. Bu tekniği ilk defa meşhur dizi Lost’un
oyununda rastlamıştık. Ama burada da gayet başarılı uygulanmış.
Korkunun ecele faydası yok
Gerilim denilince aklıma ilk atmosfer gelir. Dolaştığım yerler, bana saldıran
yaratıklar, anlık aksiyonların tamamı bir araya toplandığında atmosferi
oluşturur. Çevre olarak seçilen park tabii ki korku temalı olunca normalden
biraz değişmiş. Etraf puslu ve sisli, bazen aşırı sessizlik olurken bazen de
arkanıza bakmadan yürümek zor oluyor. Kontrollerde yeni bir sistem denenmiş. Sağ
analog normalde kamera işlevi görürken bu sefer elinizde nesneyi savurmak için
tasarlanmış. Etrafta gördüğünüz sopalar, tahtalar, sandalyeler vb. nesneleri
silah olarak kullanmak mümkün. Elinize aldıktan sonra sağdan sola doğru ya da
geri - ileri gibi yapacağınız manevralar ile saldırıyorsunuz. Sadece dümdüz
vurmak değil, ateşe yaklaşıp sopanızın ucunu yakıp daha güçlü dövüşebilirsiniz.
Karanlık bir geçitte bu özelliği kullanarak yolunuzu bulabilirsiniz. Ateşe
oyunda çok önem verilmiş. Yaratıkların hepsini direk ateş ile öldürüyorsunuz.
Kurşun sadece kısa süreliğine yerde kalmalarını sağlıyor o kadar. Tam çözüm
isterseniz yakmak gerekiyor. Eğer elinizde malzemeniz yoksa cesetleri ateşe
doğru sürüklemek de işinizi görecektir. Oyunun birçok kısmında araba
kullandığınız için onunda detaylı aksiyonları yapılmış. Bindiğinizde işinize
yarar bir şeyler bulmak için torpidoya bakabilir, radyoyu açabilir, anahtarı
yoksa düz kontak ile çalıştırabilir ya da benzin deposunu delip yaratıklara
doğru sürerken arabadan atlayıp dökülen benzini yakarak yaratıklardan oluşan
havai fişek gösterisini seyredebilirsiniz.
Çift taraflı bandın kullanım alanları
Birazda envanter sisteminden söz edeyim. Yön tuşlarında aşağıya bastığınızda
Edward ceketini açıp elindekileri gösteriyor. Hani sokakta gözlük, saat gibi
şeyler satanlar var ya aynen o hesap. Sol tarafta bant, çakmak gibi ufak
nesneler dururken sağ tarafta alkol şişesi, sağlık spreyi gibi daha büyük
nesneler duruyor. Yer hem ufak hem de sınırlı yapılmış. Sizin yaratıkları
öldürme şekliniz ve çevreyle olan ilgilinize göre kişisel bir envanter
hazırlıyorsunuz. Yani aynı anda hem mototof kokteyli hazırlayıp hem de spreyi
alev makinesi olarak kullanamıyorsunuz. Mutlaka bazı eşyalar dışarıda kalıyor.
Bu oyuna hem biraz zorluk getirirken, bence biraz da sınırlandırmış. Tahmin
edeceğiniz gibi elinizdekileri birbirleriyle kombine etmek mümkün. Bandı şişeye
kullandığınızda attığınız yere yapışmasını sağlıyorsunuz.