1/2

Alice: Madness Returns

Arda Gündüz 11.10.2010 - 18:34
Masalları bir kenara bırakın...
10 sene önce American McGee, bizlere Alice’in en psikopat yüzünü göstermişti. O çocukların rüyalarını süsleyen ve güzelliklerle dolu Harikalar Diyarı, kâbuslar dünyasına dönüşüyordu. Elimizde ölümcül bıçağımız, yarattığımız korkularla dolu bu diyardan çıkmaya çalışıyorduk. Alice’in bu denli psikopatlaşmasının tabii ki bir sebebi vardı. Ailesini kaybetmişti ve psikolojisi bozulunca akıl hastanesine tedavi olmak için sevk edilmişti. Burada gözetim altına alınıyor ve taburcu ediliyordu. Sonrası mı? Çok fazla bir şey değişmemiş gibi. Oyunun isminden de anlaşıldığı gibi; çılgınlıkla tekrar yüzleşmek durumundaydı Alice.

Alice: Madness Returns
Masumiyet bir yere kadar

Alice’in psikolojisinin hiç de iyiye gitmediğini rahatlıkla anlayabiliyoruz. İlk olarak temmuz ayında ve daha sonra da Tokyo Game Show’da gösterilen videolar, kâbuslarımızla yüzleşeceğimizin göstergeleriydi. Bunlardan birinde, doktor bizi muayene etmeye çalışıyor, ancak Alice’in ağzından kanlar geliyor ve dişleri dökülüyordu. Bir diğerinde ise, anne ve babasının hayalini görür gibi olduktan sonra, camdan seyrettiği karakterler canlanıyordu. Queen of Hearts’ın önderliğinde kendisi tekrar kâbusun içine çekiliyor. Bu izlediğimiz video’lar 1 dakikayı geçmiyor, ama oyunun atmosferi konusunda gerekli etkiyi yaratıyor.

Alice: Madness Returns
American McGee’s Alice’te olduğu gibi; Madness Returns de platform ve bulmaca öğelerini bir arada barındıracak. Grafik teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, o karanlık atmosferi daha derinden hissedeceğiz. Oyunun başlangıcında Alice, Londra’da bir çatıda ve buradan düşerek kâbus dünyasında giriş yapıyor. Ondan sonra bu dünyaya has bir yer şekli ve düşmanlar ile mücadele edip, sözde Harikalar Diyarı’nı karanlık güçlerden kurtarmaya çalışacağız. Aslında kurtarmamız gereken sadece Harikalar Diyarı değil, zihnimizi mahveden bu karanlık güçlerden de kendimizi arıtmaya çalışacağız.