Siz, kendi çıkışlarınızı yaratabilir misiniz? Kurtulabilir misiniz karanlıktan... Her taraf zifiri karartıyken, sizi bir zift çukuruna düşmüşcesine kendine çekerken karanlığı yırtabilir misiniz? Bilinmezliğin tam koynunda, ışığı görebilir misiniz? Tüm zorluklara rağmen yorulmuş bedeniniz, kabuslara "evet" demenize engel olabilir mi? Belki de her şey zihninizde kurguladığınız istem dışı bir dünya ve orada yaşayanların ürünüdür, kim bilir. Tek çıkış yolu ise uyanmak, ama söylendiği kadar kolay olmayabilir... Kâbus bekçileri, gözlerinizin açılmaması için nöbet tutuyor.
Takvimler 18 Mayıs 2005'i gösteriyordu
Max Payne ile oyun piyasasını sallayan Remedy, kısa süre sonra yeni bombasıyla görücüye çıkacaktı. 18 Mayıs günü, Alan Wake duyuruldu. Oyunun baş yazarı Sam Lake, "ilginç, heyecan verici ve yoğun bir macera" tanımlamalarını kullanırken, "macera boyunca gerilim unsurunun kullanıcıları terk etmeyeceğini" de ekliyordu.
Alan Wake, gerçekten farklı görünüyordu. Çok iyi grafiklere ve fiziklere sahipti. O sıralar Intel'in yeni geliştirdiği 4 çekirdek işlemcilerin tanıtım organizasyonlarında teknoloji demoları da kullanılıyordu. Oyundaki büyüleyiciliği bir kenara bırakmış "ve bu oyun ne zaman çıkar ki" diye sormaya başlamıştık. Keşke sormaz olsaydık, çünkü bu soruyu 2005'ten sonraki 5 yıl içinde sıklıkla tekrar etmek zorunda kaldık. Yeri geldi, Alan Wake'in iptal edildiği bile öne sürüldü. Oysa ki yapımcılar inatla: "Hayır, hâlâ geliştirmeye devam ediyoruz" diyerek gönüllere su serpti, yetmedi yeni bir video hazırladı.
Grafiklerde gelişmeler gözleniyordu. Tasarımlar daha estetik ve netti, ama bazı noktalarda da değişikliğe gidildi. İlk etapta akıllarda yer alan "açık dünya oyun" tasarımından vazgeçildi. Çünkü Alan Wake, hikâye odaklıydı ve özgürlük ne kadar artarsa, senaryo detaylarından da o denli uzaklaşılabilirdi. Buna izin verilemezdi ve verilmedi de. Kos koca 5 yıldır Alan'ın gelmesini bekledik, durduk. İşte nihayet geldi...