Eldeki malzemeyi tüketen oyun yapımcıları, yeni çıkışlar aramaya devam ediyorlar. Bir ara yaşanan, sadece grafik konusundaki gelişmeler, artık oyuncuları iyice baymıştı. Bu durumda bazı firmalar ellerini başlarının arasına alıp düşünmüş olacaklar ki, hem tür açısından hem de teknik özellikler açısından daha değişik, daha kaliteli ürünleri sunma çabasına girdiler. Önce ölmek üzere olan macera oyunları piyasası canlanmaya başladı. Bazı firmalar hit olmuş oyunlarını tekrar canlandırma çabasına girdiler. Bazıları, bir süredir gerisinde kalınan donanımdaki gelişmeleri, sonuna kadar kullanmak için çalışmalar başlattılar. Bazıları ise değişik tür ve konuları karıştırıp melez ürünler geliştirmeye çalıştılar.
Bu gelişmelerden RTS türü de nasibini aldı. Öncelikle, hatırı sayılır firmaların hepsi oyunlarını 3D’ye geçirmeye başladılar. Daha sonra klasik konuların dışına çıkılmaya başlandı. İlk olarak Blizzard firması, tam olarak yapamasa da, her yeni sürümde yaşanan, daha fazla birim sayısına dur dedi ve daha karakter tabanlı, daha stratejik ve daha fantastik öğeler içeren oyunu Warcraft 3’ü piyasaya sürdü. Bazıları bunu pek sevmese de, bu yöne kayış Ensemble’ın çıkardığı yeni oyunu Age of Mythology ile daha da kuvvetlendi. Üstelik bu oyunda bir adım daha ileri gidilerek sadece kahraman karakterler değil, onların da ilerisinde, tanrıları da içeren, fantastik ve mitolojik bir ortam oluşturuldu.
İlk bakışta oyun biraz Warcraft 3’e benziyor. İki oyununun da, eski versiyonlarından aldıkları mirasa sadık kalarak benzer bir gelişme gösterdiğini görüyoruz. Warcraft 3’ten farklı olarak Age of Mythology, bugün hayal edilmiş veya tasarlanmış kavramlar ve karakterler yerine, eskiden beri inanılan, oyun dünyası dışında da sıkça karşılaştığımız, efsaneleri ve inanışları temel almış ve kullanmış. Bu açıdan, normalde garip gelecek birçok ismi, Warcraft 3’tekinin aksine, hatırlamakta zorlanmıyoruz. Bu da ilk etapta yaşanabilecek yabancılığı azaltıyor. Ayrıca campaign modundaki haritalar da gerçek dünya haritası. Yani kısaca bu oyunda, adında da anlaşılacağı üzere, efsaneler işleniyor.
Temel olarak 3 tane ırk mevcut. Bunlar; Yunanlılar, Mısırlılar ve Vikingler. Her ırkın yaşadığı belli bir bölge mevcut. Campaign’de, hangi ırkı oynuyorsak, o ırkın bölgesinde geçiyor olaylar. Normalde gece-gündüz ve hava koşulları değişmese de bu coğrafi farklardan dolayı oyunda kar görebiliyoruz. Geceyi ve yağmuru ise ancak büyü ile kısa bir süreliğine yaşayabiliyoruz. Yunanlılar, bugünkü bildiğimiz bölgede yaşıyorlar ve buradaki iklim normal ılıman bir iklim. Buradaki coğrafya, Age of Empires’ı hatırlatıyor. Mısırlılar, çölde yaşıyor. Vikingler ise kuzeyde Norveç taraflarında yaşıyor. Dolayısı ile soğuk bir iklime sahipler. Bu farkların dışında etrafın daha canlı ve efektlerin daha güzel olduğunu söyleyebiliriz. Her yeni sürümde, özellikle dikkat edilen su efektleri, burada göze oldukça hoş geliyor.
