ArtılarFarklı bir macera oyunu mantığı, seslendirmeler, Hercule Poirot ve İstanbul
EksilerGrafikler ve az sayıda bulmaca içermesi
Garip bir oyun Agatha Christie: Murder on the Orient Express (Motoe). And
Then There Were None’ı (Attwn) oynadığımda da aynı duyguya kapılmıştım. Oyun
bitmişti ve iyi mi? Kötü mü? Karar verememiştim. Sevmiş miydim? Yoksa sevmemiş
miydim? Kaç puan verecektim? Motoe’yi oynayınca da gariptir aynı şeyleri
hissettim. Öyle bir inceleme yazabilirim ki, yerin dibine sokabilirim. Öyle bir
inceleme yazabilirim ki oyunu yılın en iyi macera oyunlarından birisi de
yapabilirim.
Bakalım yazı bizi nereye götürecek. AWE Games yine Agatha Christie’nin en meşhur
romanlarından birisini bize sunuyor. Murder on the Orient Express. 1994’de
basılan yapım, onlarca dile çevrilerek milyarlarca satmıştı. Romanı okuduysanız
büyüleyici ve bir o kadar da şaşırtıcı sonunu ve kurguyu zaten biliyorsunuzdur.
Kitapta okuyucuya iki farklı son sunuluyordu. Oyunda ise bu sayı üçe çıkarılmış.
Kitaptan ise en büyük farkı, oyun içerisinde kahramanımızın trenden dışarı
çıkabiliyor olması. Zaten üçüncü ve sürpriz son bu etken üzerine kurulmuş.
Regardez Mademosielle
Motoe’de de Attwn’de olduğu gibi romanda yer almayan bir karakteri yönetiyoruz.
Karakterimiz Antoinette Marceau. Evet, bir bayan. Marceau, çalıştığı tren
işletmesi firmasının patronu tarafından Hercule Poirot’a yolculuğunda asistanlık
yapmak üzere görevlendirilmiş. Bir evet daha, oyunumuzda romanda olduğu gibi
Belçikalı, yumurta kafalı dedektifimiz Hercule Poirot’da yerini almış durumda.
Peki, neden efsane dedektif Poirot ile oynamıyoruz. Yapımcılar, Poirot gibi
efsaneleşmiş bir karakterin oyuncuya oynatılmasının dedektifimizin karizmasını
zedeleyeceğini düşünmüşler. Biraz da haklılar. Düşünsenize Poirot’un ortalıkta
saçma sapan gezinip ipucu peşinde koştuğunu. Bu sebeptendir, Bayan Marceau
kontrolümüzde. Poirot ise tren yolculuğunda geçirdiği bir kaza üzerine
sakatlanıyor ve yataktan kalkamıyor. Bütün araştırmaları ve sorgulamaları
Marceau yapıyor. Zaman zaman Poirot’un yanına giderek bilgi alışverişinde
bulunuyor ve Poirot’tan ipuçlarını alıyor.
Sirkeci, gardan öte bir sanat eseridir
Bilin bakalım yapıma nerede başlıyoruz. Sirkeci garında. Son zamanlarda ne kadar
sık görmeye başladık İstanbul’da geçen oyunları (abarttım galiba) değil mi?
Umarım bir gün benzer yapımları Türk yapımcıların elinden de görebiliriz.
Lafı fazla uzatmadan hikâyeye geçelim. Hercule Poirot, bir süre Türk hükümeti
adına çalıştıktan sonra acilen İngiltere’ye çağrılmıştır. Asistanlığına atanan
Marceau ise Sirkeci garında Poriot’un peşinden koşturmaktadır.