Gerçek anlamda yaratıcılık ve üretim sonucu “yerli malı” kaliteli ürünler bizleri beklemekte. Üst düzey bir oyunun engine’i olarak tasarlanan bu demoda bir odadasınız. İstediğini her şeyi yapmakta özgürsünüz.
Ülkemizde -havasından ya da suyundan olsa gerek- Türk insanında her zaman müthiş bir yaratıcılık potansiyeli olmuştur. Aslında tarihimizde buna benzer pek çok olaylara rastlayabiliriz. Bu da bir anlamda genlerimizin yaratıcılıkla dolu olduğunu gösterir. Nitekim iş üretime ve somut sonuçlara dönüşmeye geldiğinde gerek çevre faktörlerinden(hayat zorluğu, saçma eğitim sistemi vs.) gerek yine bizlere has miskinlik çoğu projenin gerçekleşmesini engellemektedir.
Bu durumu artık değiştirerek, özgünlüğümüzü hayata geçmiş projeler olarak görmek artık hepimizin hakkı. İşte yakın bir tarihte çıkması planlanan PUSU oyunu bu yüzden çok önemli. Bir şeylerin değişeceğinin sinyallerini ve “Biz de yapabiliyormuşuz.” diyebilmenin hasretini çekmekteyiz. Bu özleme son vermek ve boynumuzu bükük dolaştırmaktan bizleri alı koymak için bu kez farklı bir projeyle karşı karşıyayız: ACTOR
Vivid Image grubu yakın bir tarihte hünerlerinin bir bölümünü gözler önüne seren bir teknoloji demosu yayınladılar. Vivid Image grubu aslında çok köklü ve profesyonel bir grup. Yapmış oldukları çalışmalar arasında Spectrum için hazırladıkları Last Ninja2, Amiga için yaptıkları Hammerfist ve First Samurai bulunmakta. Zamanında böyle başarılı çalışmalar yapmış bu grubun CV’sine baktığınızda onların son çalışmaları ACTOR için bir kat daha heyecanlanıyorsunuz. Actor daha ziyade pentium4 mimarisinin özelliklerini kullanmak üzere hazırlanmış bir demo. Ancak bu demo tüm oyunların standartlarını değiştirecek çok güçlü bir motorun da ilk habercisi.
Vivid Image grubu Mevlut Dinç’in önderliğinde kurulan ve yabancı programcı ve grafikerlerin de bulunduğu yetenekli bir kadroya sahip. Engin Cilasun’un programcılar arasında olduğunu hatırlatmalıyım. Grupta ayrıca Nejati Dinç tester görevinde bulunmakta. Sonuç ise kozmopolit ve uyumlu bir grup.
Artık Oyuna Geçelim
Demoyu sisteminize kurup çalıştırdığınızda çözünürlüğü seçmenizi isteyen bir menü geliyor. Burada en düşün 800*600 çözünürlük seçerken grafik olarak tek alternatifin 32 bit olduğunu unutmayalım. Ve plak dönmeye başlıyor.
Demo bir odada geçiyor. Odanın içinde dönüp dolaşırken farenizi tıklatmak kendinizi orada bulmak için yeterli olacak.
Her şey Etkileşimli
Öncelikle oyunda Black&White tarzı bir şok geçirdiğimi belirtmek isterim. Gerçekten de odadaki her türlü nesneyle istediğinizi yapabiliyorsunuz. Her şey fizik kuralları dahilinde, yumuşak geçişli ve gerçekten etkileyici.
Mouseunuz aracılığınızla kontrol ettiğiniz eli bir objenin üzerine getirip tıkladığınızda onu seçmiş oluyorsunuz. O andan itibaren tekrar basana kadar o eşya elinize yapışıyor ve siz onu dilediğiniz gibi yönlendirebiliyorsunuz. Bir nesneyi tuttuktan sonra sağ tuşa basılı tutarak ileri geri hareket ettiğinizde nesne size yakınlaşıp uzaklaşacaktır. Bu da derinlik kavramı ve sizin isteklerinizi yapmanız için çok önemli bir özellik. İşte bu el hakimiyeti ve hareketlerdeki özgürlük beni Black&White vari bir hisse yöneltmişti. Hareketlere biraz alıştıktan sonra ben kapların içine heykeller koymaya, raflardaki topları yuvarlamaya başladım. Bu arada biraz da bilardo oynadım.
Amerikan Bilardo’ya Geçelim
Odanın ortasında bir amerikan bilardo masası var. Elinizi masaya getirip çift tıkladığınızda beyaz topu merkez alan bir görüş açısıyla vuruşlarınızı gerçekleştirebilirsiniz. Vuruşun gücünü tuşa basışınızdaki uzunluk belirleyecek ve bunu aşağıda belirecek olan çubuktan görebileceksiniz.
Bu arada odada dolaşmak için öncelikle elinizi gitmek istediğiniz yere götürüp çift tıklayarak basılı tutuyorsunuz. Süzülerek o noktaya yönleniyorsunuz. Bu esnada benim PentiumIII 500’üm ve 64mb ram’im zorluk çekmedi. Ancak bunu TNT2’li 32 mbramli ekran kartıma da borçlu olduğumu bir kez daha hatırlatmamda fayda var. Bilardo gerçekten zevkli ve topları deliklere sokmak bu demonun hoş bir sürprizi.
Ve Eğlence Başlıyor.
Oyun esnasında B tuşuna basarak bomba atabiliyorsunuz. Bu bombanın patlama etkisi elbette gerçekleştirilmiş. Örneğin bilardo masasında patlayan bir bomba sonucu tüm toplar yok olurken, aynı olay bir dolabın yanında olduğunda o dolabın devrildiğini görüyoruz.
Ortalık iyice karışmışken sizlere bir de G tuşunu öneriyorum. Bu da Gravity ON/OFF yani yerçekimi tuşu. Ortalığı dağıtırken (bu kadar etkileşimde insan her şeyi darmadağan etmek istiyor) G tuşuna bastığınızda nesnelerin yüzdüğünü göreceksiniz. Fırlattığınız nesneler ağır ağır süzülecekler. Kimi hafif nesnelerin kendiliğinden yukarı çıktığını göreceksiniz.
Demonun güzel yanları bunlar. Açıkçası ben bu demodan sonra hele bir de bunun oyun için kullanılacak bir motorun yapım aşamasında olan bir hali olduğunu düşündüğümde bu ekibin yapacakları oyunu dört gözle bekler oldum. Eğer bu motorsa, oyunun uçacağına kesin gözüyle bakabiliriz.