The Last of Us Part 2 İnceleme

Platformlar PlayStation 4
The Last of Us Part 2 İnceleme
  • Yapımcı - Yayıncı Naughty Dog - Sony Interactive Entertainment
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Aksiyon,Macera
Merlin Puanı 95
25 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%92
Artılar + Harika bir hikaye
+ Hikaye sunumu ve karakterler
+ Gerilim ve yüksek tempo
+ Tok oynanış, yakın dövüş dinamikleri
+ Müzik ve seslendirmeler
Eksiler - Bazı yapay zeka problemleri
Özel İnceleme
Ersin Kılıç 12.06.2020 - 10:01
Büyük merakla beklenen devam oyunu The Last of Us Part 2 inceleme yazısı ile karşınızdayız. İncelemede hikaye detayları ve spoiler yoktur.

The Last of Us Part 2 İnceleme: The Last of Us hikaye ve daha da önemlisi hikaye anlatımıyla beni o kadar hazırlıksız yakalamıştı ki, oyunu hala düşündüğümde ilk günki şaşkınlığım aklıma geliyor. O vurucu sondan sonra 2. oyunun geleceğini hiç düşünmemiştim, düşünememiştim. Daha önce hiçbir oyunda bu kadar şaşırmamış ve boşluğa düşmemiştim. Bu denli büyük bir şekilde vuran ve zirvede tamamlanan hikayenin devamı gelmeli miydi? Zaman zaman bu soruyu sorar olmuştum kendime. Fakat devam oyunun duyurulmasından sonra aklımdaki bu soru yerini yeni sorulara bırakır oldu. "Joel ve Ellie arasındaki bu ilişki nereye gidecek?", "Ellie gerçeği öğrenecek mi?", "Bu dünya daha ne kadar acımasız olabilir?"

Arkadaşlar baştan söylemem gerekiyor ki The Last of Us Part 2 aklınızdaki tüm bu sorulara güzel bir şekilde cevap veriyor.

The Last of Us Part 2 İnceleme

The Last of Us, oyunun dünyasına giriş ile birlikte karakterler arası ilişkiyi başarılı bir şekilde tırmandırmış ve adeta bu durumu zirvede bırakmayı becermişti. Oyun için daha önce yazdığım incelemede, özellikle sunum ve hikaye anlatımı konusunda yeni neslin (PS4 ve Xbox One) kapısını araladığını belirtmiştim. Nitekim öyle de oldu. İçerisinde bulunduğumuz ve sonuna yaklaştığımız oyun neslinde hikaye sunumunun ve farklı anlatımların ne denli önemli olduğuna dair farklı örnekler ile karşılaştık. Fakat Last of Us işi o kadar zirvede bırakmıştı ki bu zirveyi yakalayan oyunların sayısı bir elin parmaklarını geçemedi. Oyunu deneyimlemiş ve iki kez bitirmiş biri olarak The Last of Us Part 2 için de aynı cümleleri kurmak istiyorum. The Last of Us Part 2, Red Dead Redemption 2 ile birlikte yeni nesil oyunların kapısını aralamayı başaran nadir yapımlardan biri olmayı sonuna kadar hak ediyor.

Bu iç açıcı sözlerden sonra tabi ki biraz hikayeden ve oyunun dünyasından bahsedelim. Merak etmeyin, bu incelemede hikaye adına en ufak bir keyif kaçırıcı, yani Spoiler etkisinde bir detaya yer vermeyeceğim. Belki bu konuyu farklı bir içerikte konuşur, tartışırız.

"Oyun boyunca karakterlerin değişimini net bir şekilde görüyorsunuz. Bu durum hikayedeki tansiyonu da tırmandırıyor.

Last of Us hikayesinde yaşamın ne kadar ilginç sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seren bir olgu ile karşılaşıyorduk. Büyük savaşlar, ekonomik yıkım, nükleer tehditler diye düşünüp dururken, insanlığın sonunu küçücük bir mantar türünün getirdiğine şahit olmuştuk. Kordiseps adı verilen bu mantar türünün insanlara bulaşması ile birlikte yıkım ve salgın da beraberinde gelmişti. İnsanlara bulaştığında önce öfke merkezini tetikleyen, daha sonrasında ise deformasyonlara neden olan mantarın etkileri The Last of Us Part 2'de çok daha vurucu bir şekilde resmedilmiş. İlk oyunda da doğa ananın dünyayı tekrar ele geçirmesine tanıklık ediyorduk ama devam oyununda bu iş yılların da geçmesi ile birlikte birkaç basamak daha ileri taşınmış. İnsanların salgını durdurmak amacıyla bombalamak zorunda kaldığı yıkık dökük sokaklar, otlarla kaplanmış binalar ve tam anlamıyla ayvayı yemiş bir dünya kompozisyonu The Last of Us Part 2'de çok güzel bir şekilde resmedilmiş. Yani oyunun her anında bu mahvolmuş ve kıyamet sonrası hissiyatı yaşadığınızı söyleyebilirim.

Runner, Clicker ya da Stalker gibi ilk oyundan da aşina olduğumuz enfeksiyonlulara yenileri de eklenmiş. Oyunun her anında karşılaştığınız bu enfeksiyonlular dışında daha çok dikkat etmeniz gereken düşman çeşidi ise insanlar olarak karşımıza çıkıyor. Önlerine gelen her fırsatta tamahkarlığın dibine vuran insanoğlu, yine ne kadar acımasız olunabileceğini bizlere gösteriyor. İlk oyunda küçük gruplar ve farklı oluşumlar halinde karşımıza çıkan insanlar, bu sefer daha büyük gruplara bölünmüş durumda. 

Köpekler oyundaki gerilimi tırmandıran unsurlardan sadece bir tanesi olarak karşımıza çıkıyorlar.

Bu gruplardan ilki askeri düzen ile işleyen ve eğitimli köpeklere de sahip olan WLF grubu olarak karşımıza çıkıyor. Bulundukları bölgede eğitimli köpekler ile iz sürebilen, etrafı kolaçan eden bu grupla oyun boyunca baş etmeniz gerekiyor. WLF (Washington Liberation Front) grubu dışında tabi ki böyle bir dünyanın kaçınılmazı olan dini fanatiklerle de karşılaşıyoruz. Yüzlerine kendi istekleri ile büyük bir yara açan bu grup Seraphites ya da Scars olarak biliniyor. Silah olarak ok ve yay ikilisini kullanan grubun üyeleri gizlilik üzerine ustalaşmış durumda. Daha ilkel bir yaşamı seçen ve yeni dinlerine sıkı sıkıya bağlı olan bu grup ile karşılaştığınız kısımlarda daha temkinli hareket etmeniz gerekiyor.

Bu kadar güzel bir dünya resmedilince araştırma dinamiğinin işleyişi de genişletilmiş. Özellikle oyunun ilk bölümlerinde elinizde harita ile etrafı araştırdığınız kısımların oldukça tatmin edici olduğunu söylemem gerekiyor. Etrafı araştırmak Ellie'nin yeni özelliklerini açmak konusunda oldukça önemli bir yere sahip. Bulduğunuz mühimmatlar ile yeni eşyaları craftladığınız gibi silah ve karakter özelliklerini de geliştiriyorsunuz. Tıpkı ilk oyundakine benzer ama daha geliştirilmiş bir sistem kullanılmış. Ayrıca etrafı araştırma yeni özelliklerin kilidini açmak için de oldukça önemli. Bulduğunuz avcılık, zanaatkarlık kitapları sayesinde bu özelliklere ulaşabiliyorsunuz. Bu arada silah güncellemelerini yapmak gerçekten çok keyifli olmuş. Karakterinizi silah üzerindeki hakimiyetini gördükçe, sürekli silahlar arasında geçiş yapasınız geliyor. Şarjör sökülmesi, yeni parçalar takılması falan derken seyrinin de oldukça yüksek olduğunu belirtmem gerek.

Tabi mühimmat, karakter ve silah özellikleri dışında etrafı araştırmanızın farklı ekstraları da var. Öncelikle kilitli kasalar gibi daha önemli noktalara ulaşmanız için etrafı iyice kolaçan etmeniz gerekiyor. Kasaların şifresini bulmak ve onlara ulaşabilmek oyunun keyifli yanlarından birisi. Bulduğunuz bozuk para ve çizgi roman kartları dışında notlar ve bırakılan mektuplar ile oyunun dünyası hakkında daha fazla bilgile sahip oluyorsunuz. karşılaştığınız rastgele bir cesedin bile arka planda ne gibi dramlar barındırdığı güzel bir şekiled gözler önüne serilmiş. Bu notları bulmak, karakterler ve yaşanan olaylar hakkında yeni bilgilere ulaşmanın da anahtarı oluyor. Oyunun büyük bölümünde bunları yapmanıza karşın sıkılmıyor ve yeni yeni hikayeler keşfetmekten, oyunun dünyası hakkında yeni detaylar öğrenmekten keyif alıyorsunuz.

The Last of Us Part II yarı açık dünya dediğimiz bir sistem kullanıyor. Etraf oldukça geniş ve her köşe bucağı araştırmak istiyorsunuz. Bazen merakınız sizi zor durumda da bırakabiliyor. Mesela kilitli olan ufak bir odanın kapısını açmak için dakikalarca uğraşmıştım. Kapıyı açtığımda ise büyük bir enfeksiyonlu ordusu üzerime çullanmaya başladı. Bu tarz farklı sürprizler ile araştırma dinamiklerinde bile tetikte kalmaya devam ediyorsunuz. Bu konuda sevmediğim tek nokta oyunun bir süre sonra sizi itmeye başlaması. Yani yerinden kımıldaması imkansız olan büyük bir çöp kovası ile bir binanın bahçesine atladınız diyelim. Bir dizi olaylardan sonra tekrar o sokağa dönüyorsunuz ama çöp kovası yerine yeller esiyor. Yani o binada ya da bahçesinde bakmadığınız bir yer varsa oraya veda etmeniz gerekebiliyor.

İlk oyundan aşina olduğumuz Clicker dışında yeni enfeksiyonlara da yer verilmiş.

The Last of Us Part II dövüş sistemi değişen dünya ve düşman yapısı ile daha oturaklı bir hale gelmiş. Genel anlamda dövüş sisteminin ilk oyunun izinden gittiğini söyleyebilirim. Yani olaylara ister soğukkanlılıkla gizli gizli yaklaşıyor, isterseniz de mühimmatınız el verdiğince aksiyona giriyorsunuz. Hatta "suya sabuna dokunmam ben kardeşim, işime bakarım" diyorsanız gizlice düşmanların arasından sıvışmak da mümkün. Dövüş sistemini zenginleştiren iki önemli unsur var. Bunlar kat sistemi ve daha çeşitli yollar olarak oyunda yer edinmiş. The Last of Us dövüş sisteminde genelde tek zemin üzerine oturtulan, fakat farklı odalara ayrılan bir sistem kullanılıyordu. The Last of Us Part II'de ise tıpkı Uncharted 4 oyununda olduğu gibi kat sistemi getirilmiş ve dövüş sistemi daha zengin bir yapıya sokulmuş.

Yani düşmanlar ile yüzleştiğiniz alanlar hem farklı bölgelere ayrılıyor hem de farklı yükseltilerden oluşuyor. Doğa ananın nimetleri olan uzun uzun otlar ya da yıkık dökük duvarlar arasından sıvışarak bu dinamiği daha farklı bir yapıya sokuyorsunuz. Sanmayın ki gizlenince rahata eriyorsunuz. Düşmanlarınız anormal bir durum olduğunda etrafı kolaçan etmeye başlıyor, sizi bulunduğunuz çimlerin arasından ya da gizlendiğiniz bir aracın altından sürüyerek ağzınıza okkalı bir yumruk geçirebiliyorlar.

Daha özgür oynanış ve geniş çevre ile birlikte dövüş sisteminin daha da zenginleştirildiğini görüyoruz.

Tabi bu noktada yapay zeka sisteminden de biraz bahsedelim. İlk oyunun en çok eleştirilen yönlerinden birisi yapay zeka sistemi olmuştu. The Last of Us part 2'de yapay zeka çok daha geliştirilmiş, oyun alanına da bağlı olarak zorlaştırılmış ama hala oyunun en büyük problemlerinden birisi olarak yer ediniyor. Düşmanların akıllıca hareket etmeleri, sizi kıstırmaya çalışmaları çok iyi işliyor. Fakat görüş alanları ve gizlilikle ilerlediğiniz noktalarda yine bazı problemler ile karşılaşabiliyorsunuz. Yapay zekanın en sinir bozucu kısmı ise yanınızda yer alan karakterlerde baş gösteriyor.

Hikaye gereği oyunun bazı anlarında yanınızda karakterler yer alıyor. Bu karakterler özellikle gizlice ilerlediğiniz anlarda başına buyruk davranabiliyorlar. Sizin çok dikkatli ilerlediğiniz, süründüğünüz anlarda yapay zeka tarafından kontrol edilen yardımcı karakterlerin koşarak düşmanların yanından geçtiklerine şahit olabiliyorsunuz. Bazı durumda da arkada kalıyorlar ve o bölgeyi geçtiğinizde birden yanınıza ışınlanabiliyorlar. 

Oyunun bir bölümünde ufak bir tekne bize eşlik ediyor.

Oyunun dövüş sisteminde sevdiğim iki önemli nokta bulunuyor. Bunlardan ilki tansiyonun sürekli yüksek tutulması. Yani ister enfeksiyonlular olsun isterse de insan gruplarıyla karşılaşın, oyunda her zaman yüksek bir tansiyon durumu söz konusu. Bu durum sizi gerdiği gibi daha dikkatli bir şekilde ilerlemenizi gerektiriyor. Sevdiğim bir diğer nokta ise karşılaştığınız tüm düşmanların bir kişiliğinin olması. Yapım ekibi tüm düşmanların gerçekten de yaşayan bir birey gibi göstermeyi başarmış. karşılaştığınız düşmanları öldürdükçe arkadaşlarının çığlıklarını , hatta öldürdüğünüz kişi hakkında bağırdıklarını, konuştuklarını duyabiliyorsunuz. 

Çatışma sistemini bu denli başarılı kılan bir diğer unsur da yakın dövüş dinamikleri. İlk oyunda da vurduğunuzu hissettiren bir tokluk vardı. Yeni animasyonların eklenmesi ve görsel anlamda oyunun bu denli gelişmesi ile birlikte bu durum çok daha ileri taşınmış. Yakın dövüşe girmek, düşmanlarınızı sessizce halletmek ayrı bir haz veriyor. Yeri gelmişken oyunun bu noktada içerdiği 'Gore' elementlerine, yani vahşiliğine de değinmem gerekiyor. 

Daha önce görsel olarak bu kadar başarılı ve bu kadar vahşet içeren bir oyun görmedim desem yeridir. Tabi ki bağımsız oyunlarda ya da daha düşük bütçeli oyunlarda bu tarz bir şiddeti görmeniz mümkün. Ama görsellik ile bu şiddet unsuru birleşince ortaya bambaşka bir seviye çıkmış. Enfeksiyonlu ya da değil, fark etmiyor. Pompalı ile yakın mesafeden sıktığınızda ya da yakın dövüş silahları ile saldırdığınızda ortaya çıkan bu şiddeti kendi gözleriniz ile görmeniz lazım.

Tabi enfeksiyonlularda bu durum bariz bir şekilde daha fazla. Çünkü çürüyen etleri ile birlikte silahlardan çok daha kolay etkileniyorlar. Hem hikaye anlamında hem de oynanıştaki bu şiddet unsuru The Last of Us dünyasının ne kadar şiddet dolu olduğunu da gözler önüne sermiş. Oyunun yardımcı yönetmeni olan Anthony Newman'a bu konuyu sormuştuk. Kendisi bu dünyanın acımasız bir dünya olduğunu ve bunun gereği neyse, yapım sürecinde de onu yaptıklarını sözlerine eklemişti.

Aradan geçen zaman ile birlikte Last of Us dünyası çok daha acımasız bir hale gelmiş.

Başta da dediğim gibi The Last of Us Part II yeni neslin kapısını aralayan görselliğe sahip. Bunu sadece kaplama, ışıklandırma gibi teknik terimler ile düşünmeyin. Oyunun görsel tonlaması ve teknik bütünlüğü o kadar güzel tasarlanmış ki, geçirdiğiniz her anın keyfini çıkartıyorsunuz. Şehir teması, metro tünelleri, yeşil ama bir o kadar da boğuk atmosfer... Oyunun her anı özenle tasarlanmış ve bir o kadar da etkileyiciliğe sahip. Çok nadir durumlarda objelerin sonradan yüklenmesi gibi ufak hatalar ile karşılaşabiliyorsunuz. Bu konudaki en büyük eksik ise Playstation 4'ün sınırlarını zorlaması. PS4 Pro versiyonunda oynamama rağmen konsol bazı anlarda şaha kalktı diyebilirim. Fan sesi bazen rahatsız edici derecede yüksek çıkabiliyor.

Hikayeyi bu denli başarılı kılan bir diğer unsur ise karakter ifadeleri ve seslendirme. Motion capture çalışmaları konusunda işin ehli olan Naughty Dog ortaya yine muazzam bir işçilik çıkarmış. Firmanın geliştirdiği ve ilk kez Last of Us Part II'de kullandığı yeni bir yüz yakalama (Facial capture) teknolojisi bulunuyor. Bu yeni sisem sayesinde karakterlerin suratlarına yapılan baskıları bile net bir şekilde görebiliyorsunuz. Yüzünüze darbe aldığınızda ya da karakterlerin yakınlaştığı sahnelerde bu durum daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. 

Oyunun dünyası o kadar güzel tasarlanmış ki, etrafı araştırırken kendinizi her köşe bucağa bakarken buluyorsunuz.

The Last of Us Part II Türkçe altyazı dışında bildiğiniz gibi dublaj seçeneğine de sahip. Ben ilk oynadığımda sadece Türkçe altyazı seçeneği ile oyunu bitirdim. Çünkü ilk etapta direk karakterlere de hayat veren Troy Baker, Ashley Johnson, Laura Bailey ve Jeffrey pierce gibi isimlerin performanslarını görmek istedim. Oyunda yer alan her oyuncunun karakteri ile bütünleştiğini söyleyebilirim. Son dönemde çok güzel örneklerini gördük ama bu oyunda hikaye odağı daha fazla olduğu için diyalogları, oyunculukları daha pür dikkat izleme ihtiyacı duyuyorsunuz. Oyunu bir bölümünü de Türkçe dublajlı olarak deneyimledim. Nihan Omuz, Zeki Atlı ve Murat Serezli gibi önemli isimler karakter duygularını mümkün olan en iyi şekilde yansıtmayı başarmış. Ayrıca teknik tarafta daha önce bazı oyunlarda karşılaştığımız dublajın ortam sesini bastırması sorunu da giderilmiş. Bu nedenle gönül rahatlığı ile tercih ediyorsanız dublajlı da oynayabilirsiniz. 

Müzik unsuru The Last of Us Part II hikayesinde çok önemli bir yer teşkil ediyor.

Son olarak oyunun müziklerine de kısa bir paragraf açalım. Gustavo Santaolalla yine oyunun tema müziklerine imza atmış. O tınılar oyunun atmosferini bambaşka bir yere götürüyor diyebilirim. Bu arada ilk tanıtım fragmanından da hatırlayabileceğiniz gibi müziğin The Last of Us Part II hikayesindeki önemi de oldukça büyük. Yapım ekibi bunu oyunun her anında hissettirmeyi başarmış. Müzik dışında ses efektleri ve kullanılan teknikleri de unutmamak lazım. Dövüş sisteminde bahsettiğim tansiyonun hep yüksek olmasında bu ses efektlerinin yeri oldukça büyük.

Sonuç olarak Last of Us Part II, çok ufak eksiklerine rağmen, her köşesinden ayrıntı fışkıran ve oyuncuyu bambaşka duygulara sürükleyen bir yapım olmuş. Dikkat ettiyseniz hikaye ve karakterler konusunda hiç konuşmadım. Çünkü oyun o kadar güzel bir deneyim vaat ediyor ki insanların düştüğü bu çıkmaz karşısında kendinizi farklı duygular içerisinde buluyorsunuz. The Last of Us Part II sadece PS4 sahiplerinin değil, oyun oynamayı seven herkesin deneyim etmesi gereken bir macera dönüşüyor.  

Yorumlar 100
MK Okuru
MK Okuru 23.12.2024 15:01
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 4.11.2024 19:18
Bu son olmamış
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 25.07.2022 11:46
SPOİLER yok diyorsunuz. Kilitli kapiyi açtıktan sonra enfeksiyonlular ile karşılaşılıyor diyorsunuz..
MK Okuru
MK Okuru 11.07.2023 16:58
Ses geliyo zaten kral dkdmms
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 17.02.2023 22:17
Arkadaşlar hikaye içeriği özneldir kişiden kişiye değişebilir şahsen ben çoğunluğun aksine last of us 2 nin hikayesini seviyorum ancak nesnel bir durum varsa o da hikaye anlatım şeklidir bence herkes kabul ediyordur ki hikaye anlatımı teknikleri oyunculuklar aşırı iyi bence bir başyapıt
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 21.06.2020 03:09
Bu incelemeyi okurken aklıma ''Kral Çıplak'' temalı hikaye geldi. Ne yazık ki oyun dünyasının kendini otorite gören onlarca sitesi Kral Çıplak'ı söyleyemiyor. Sebebi belki ayranım dökülmesin, Sony ile aram bozulmasın olabilir. Sadece grafiği çok iyi oyun olan Horizon gibi bunda da puanlar abartılı.
MK Okuru
MK Okuru 5.01.2023 17:26
Yorum yazanlar her oyun guzeldir mademki oyun sole bole kolaysa oyun yapıp oynamak bide siz yapın oyun görelim efsanemi edeceksiniz görelim oyun yapanlara grafiklerine kadar emeğine saygı sen yap bigrafik görelim ole yorumlamaya olmaz iş
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 14.04.2022 17:34
Hikaye olarak çok başarılı bir oyun.Daha iyi olabilir ama mevcut hikayede şahsen bir sorun görmedim.Joel biraz daha epic ölebilirdi.Sjw asla göze sokulmuyor.Bazı arkadaşlar oyun sanki Ellie'nin lezbiyen oluşunu anlatiyormuş gibi hikayeyi özetliyorlar.Alaksı yok.Grafik ve vuruş hissi zaten mükemmel.
Kalan Karakter: 300 Gönder