The Crew Motorfest inceleme : Araba yarışı oyunları denildiğinde kendi açımdan baktığımda mazim epey eskilere dayanır diyebilirim. Bilgisayarda disketle oyun oynadığımız dönemlerde ilk oynadığım oyunlardan biridir Lotus araba yarışı serisi. O dönem için arkadaşlarım arasında epey de iyi oynadığımı söyleyebilirim. Ardından The Need for Speed çıktığında grafiklerine hayran kaldığımı hatırlıyorum.
Zaten onu Need for Speed 2, 3 ve Porsche Unleashed oyunları izlemişti. Severek oynadığım seriyi sanırım Most Wanted ya da Carbon sonrasında bırakmıştım. Çünkü her sene benzer oyunlar oynamak canımı sıkmaya başlamıştı. 2006 yılında ise PlayStation 3’ün ilk oyunlarından biri olan MotorStorm ile tanışmış ve saatlerce oynamıştım. O dönem için hareket algılamayı gibi yenilikçi teknolojilerin yanı sıra yarış oyunlarını sokak yarışlarından çıkararak biraz daha araziye sokmayı başarıyordu.
The Crew Motorfest inceleme
Motorstorm’un ömrü pek uzun olmadı. Sony’nin dağıttığı oyun, PlayStation 3’ün kataloğuna hapsedildi ve bir daha yeni sürümü yapılmadı. Araba yarışı oyunlarında yıllar sonra, 2012 yılında benim için Forza Horizon serisi boşluğu doldurmayı başardı. İlk Forza Horizon, bugünkü oyunlara göre çok daha küçük bir harita ve sınırlı yollar sunuyordu. Ancak düz araba yarışlarına kıyasla getirdiği festival havası sadece benim tarafımdan değil, yüz binlerce oyuncu tarafından beğenilmiş olacak ki Forza Horizon serisi beşinci oyuna kadar geldi.
Yazıya biraz kendi yarış oyunları geçmişimden başlamak istedim çünkü bugün aslında üçüncüsü karşımızda olan The Crew serisinin bende pek de yer etmediğini dolaylı olarak anlatmak istedim. Tıpkı düz pist oyunu olan Forza Motorsport ya da PlayStation’ın önemli oyunlarından Gran Turismo’da olduğu gibi (Gran Turismo en eski oyunlarıyla bağlamıştı beni gerçi) The Crew serisi de denediğim ama pek de haz alamadığım bir oyundu. Özellikle Forza’dan aldığım keyifli araç sürüş dinamiklerini The Crew’den alamıyordum. Bu yüzden de The Crew 2’yi de kısa bir bakıp pas geçmiştim.
The Crew Motorfest inceleme
The Crew’in yeni oyunu duyurulduğunda ilk olarak ilgimi çekmedi, fakat Motorfest ismi önce bana Motorstorm’u anımsattığı, sonrasında da oynanış görüntüleri Forza Horizon’a benzediği için ilgimi çeken oyunlar listemdeki yerini aldı. Bu tarz oyunları çok beğendiğim, Forza Horizon 5’ten sonra da yeni bir Horizon oyununun şimdilik ufukta olmadığını düşündüğümde The Crew: Motorfest benim için o boşluğu doldurabilen bir oyun olabilirdi. Peki oldu mu? Gelin o kısmı biraz ayrıntılı anlatayım.
Öncelikle The Crew: Motorfest, gerçekten de Forza Horizon’ın tahtına oynayan bir oyun. Ama başarısı anlamında değil, uyguladığı formül anlamında. Oyunun menüsünden girişine, seçilen müziklerden anlatım tarzına, yarışların tipinden oynanışın kendisine kadar Forza Horizon’ın tüm iyi yönlerini kopyalamayı başarmışlar. İyi bir oyun serisinin kopyalanıp benzerlerinin çıkacağı aşikar olduğu için açıkçası bu kısma takılıp düşük puan vermiyorum. Sonuçta PlayStation sahiplerinin de artık benzer bir oyuna kavuşacağını düşünmek bile beni mutlu ediyordu.
The Crew Motorfest inceleme
Biraz önce de söylediğim gibi The Crew, her anlamıyla rakibini kopyalayan bir oyun. Bu konuda basit bir kopya olarak kalmadığını, birçok özelliği başarılı bir şekilde uyguladığını söyleyebilirim. Zatne The Crew konseptindeki bazı detaylarla da aslında artı kattığı noktalar da bulunuyor. Örneğin motorsiklet, bot ya da uçak kullanmamız da mümkün bu oyunda. Ayrıca yarışları çeşitlendirmek ve biraz da oynanışı akıcı hale getirmek için Playlist sistemi eklenmiş. Yarışların ve arabaların konseptleri bulunuyor.
Örneğin American Muscle playlistini seçerseniz, Amerikan arabalarıyla sokak yarışından drag yarışına, büyük arazi araçlarından, küçük arazi araçlarına kadar birçok farklı zeminde yarışıyoruz. Bunlar bazen tur bazında birçok araçla yaptığımız ve birinci olmaya çalıştığımız yarışlar oluyor veya bize verilen süreyi tutturmaya çalıştığımız yarışlar oluyor. Bu açıdan zevkli ve akıcı bir oynanış sunduğunu söyleyebilirim.
Benim gibi çok uzun süre Forza Horizon oynamış bir insanın en çok alıştığı konu herhalde Xbox’ta Y tuşuna (PS’te üçgene tekabül ediyor) basarak tıkandığım yerde yarışı geri almaktır. Bu aslında oyunun zorluğun öldüren ve sizi kolaya alıştıran bir konu, ama kötü alışkanlık da olsa sonuçta insan alışıyor bunu kullanmaya. Motorfest’i oynarken de ilk yarışımda elim gayri ihtiyari üçgene gitti ve basılı tuttum. Ne yapıyorum ben demeye kalmadan yarışın geriye sarıldığını görmemle şok oldum.
The Crew Motorfest inceleme
Evet, The Crew Motorfest’te Horizon oyunlarındaki gibi yarışları geriye sarmak mümkün! Fakat süre eritilen yarışlarda sürenin geriye alınmadığının altını çizeyim. Ayrıca Horizon’da geriye alırken istediğiniz saniyede durduramıyorsunuz, sadece belli saniyelik periyotları geri alıyor, arada durdurmaya izin vermiyordu. Bu oyunda tam olarak istediğiniz noktada geri alımı durdurmak mümkün. Bu sebeple de bu özelliği geliştirerek aldıklarını söyleyebilirim.
Oyun Hawaii adasında geçiyor. Adanın neredeyse tamamı erişilebilir olmuş diyebilirim. Oldukça büyük ve dolu bir harita tasarlamışlar. Ayrıca harita sistemini de beğendiğimi itiraf edeyim. DualSense’in orta tuşuna bastığımda sanki Apple Maps’in üç boyutlu haritası gibi yakından görünen bir görünüm açılıyor. İstersek uzaklaşıp düz harita şekline getirebiliyoruz, istersek de sanki drone ile yakından uçuyormuş gibi yakın planda gezebiliyoruz. Belki de oyunda en sevdiğim özellik bu harita kısmı oldu.
The Crew Motorfest inceleme
Adanın içerisi yine rakibinde olduğu gibi çeşitli minik oyunlarla dolu. Hız sınırı veya fotoğraf çekme noktası gibi noktalar yer alıyor. Getirdiği yeniliklerden biri de Slalom olmuş. Belli bir alan içerisinde belirtilen noktaların bir sağından bir solundan geçerek parkuru tamamlamaya çalışıyoruz ki epey eğlenceli duruyor.
Oyunda ayrıca tamamen pistlerde sürebildiğimiz bir Formula araç bölümü de bulunuyor. Biraz önce saydığım motor, bot ve uçağa ek olarak formula araçlarını kullanmak da bir hayli keyifli. Pit stop kısmı bile bulunuyor. Formula 1 oyunları gibi simülasyon odaklı değil de daha bir arcade kafasında Formula kısmı olduğu için ben büyük keyif aldım. Hatta Red Bull’un eski yıllardaki farklı araçları da oyunda yer alıyor.
Bir yarış oyununun olmazsa olmaz özelliği, araç sürüş dinamikleridir. Bu konuda daha önce oynadığım The Crew oyunundan pek haz almamış, hatta birçok Ubisoft oyununda, örneğin Watch Dogs 2 ve Legion oyunlarında da araç sürüşlerinin kötü olduğunu düşünmüştüm. Bu konuda açıkçası çok temkinli yaklaştım oyuna. Gerçi itiraf edeyim temkinliden daha çok önyargılı yaklaştım.
The Crew Motorfest inceleme
Nasıl olsa kötüdür dedim, aracı kullanırken bak işe görüyor musun kötü dedim, DualSense’in titreşimlerini bile düzgün kullanamamışlar dedim. Ama oyun beni oynadıkça yanılttı. Mükemmel bir araç sürüş dinamiği var diyemem, ama kötü de olmadığını itiraf edeyim. Oynadıkça keyif veriyor, bu da oyuna daha rahat girmenizi sağlıyor. Yine de rakibiyle kıyasladığımda en azından 1 gömlek, hatta belki de 2 gömlek geride diyebilirim. Bu arada titreşim konusunda menüden mutlaka titreşim ayarlarını 100’e getirin derim, bu sayede daha iyi bir deneyim yaşıyorsunuz ancak halen DualSense’e özel zemin ttireşimi özelliğinin olmaması büyük bir eksi.
Araç kataloğu bakımından pek de fena değil. Ben oyuna başladığımda 160 civarı araç vardı, fakat bu sayı ilerleyen dönemde araç paketleriyle artacak. Ferrari, Lamborghini gibi ünlü markaların yanı sıra DeLorean bile yer alıyor. Fakat yine de marka marka baktığımızda rakibine göre bir tık geride diyebilirim. Belki araçlar eklenmeye başladıkça daha iyi hale gelecektir. Sonuçta Forza serisi 5 oyundur kendini geliştirirken Crew serisi bu festival formatını ilk defa deniyor.
The Crew Motorfest inceleme
The Crew: Motorsport’un kendine baz aldığı rakibi Forza Horizon’a göre bazı iyi yaptığı şeyleri sıralamaya çalıştım. Özetlemek gerekirse güzel bir harita sistemi, eğlenceli playlist yapısı, istediğimiz an geriye sarmayı durdurmak, farklı araçlar (formula, bot, uçak vs) gibi özellikleri sayabiliriz. Hatta araç kataloğundan istediğimiz aracı satın almadan 2 dakika süreyle deneyimleyebilmek de hoş bir detay. Ama bunların yanında geri kaldığı noktalar da yok değil. Forza Horizon oynayan bir insan için evet mükemmel olmuş dedirtemiyor. İkisi arasında kalsam net Forza’yı tercih ederim.
Ama benzeri bir oyunu PlayStation platformuna getiriyor olması da güzel bir açılım. Oyun zenginliği açısından da Forza’nın gerisinde kalmış. Gezen hayalet araçlar, yapay zeka eklenmesi gibi detaylar size sürekli Forza oynuyormuş gibi hissettiriyor. Yapay zekanın özellikle çok insan gibi kaldığını da söyleyeyim. Forza’da yapay zeka kendini robot olduğuna inandırabilirken, burada yapay zeka epey dublaj yapan insan gibi kalmış.
The Crew Motorfest inceleme
Grafiklere de kısaca değinmek istiyorum. Kalite modunda çok iyi grafiklere sahip olsa da 30 fps’ye kendini kısıtladığı için akıcı bir yarış oyunu deneyimi sunamıyor. Performans moduna aldığımızda ise 60 fps ile çok iyi performans alıyoruz (60’ın üzerine çıkmıyor) fakat bu sefer de grafiklerden epey ödün veriyoruz. 1080p olarak oyunu oynamak kendini hissettiriyor.
Daha da uzatmadan artık yazıyı bitireyim. The Crew: Motorfest’i değerlendirirken ikiye ayırmak lazım. İlki PlayStation 5 gibi tamamen Forza’nın olmadığı bir platformda iyi bir yarış oyunu deneyimi sunuyor mu? Kesinlikle evet! Tek başınıza ya da arkadaşlarınızla oynayabileceğiniz çok zevkli ve eğlenceli bir oyun olmuş. Forza’da nelerden mahrum kaldığınızı PlayStation’da The Crew ile görebilirsiniz desem yalan olmaz. Peki rakibiyle kıyasladığımızda daha iyi bir oyun mu? Kesinlikle değil! Güzel bir Forza replikası olmuş diyebilirim sadece. Kötü bir çakması da olabilirdi, ama güzel bir replika olmuş.