Item: Star Wars: Battlefront
Rating: 60
Author: Furkan Sakoğlu

Artılar Bir oyunda görebileceğiniz en güzel görseller. Bir Star Wars oyunu olması. Yakından tanıdığımız kahramanları oynayabilme

Eksiler Son derece kısıtlı içerik ile gelmesi. Kısa sürede sıkan yapısı. Oyuncuyu sağmaya yönelik DLC politikası

Özel İnceleme

Oyunlu teknoloji demosu…

Kuşkusuz 2015 yılı, oyuncular için oldukça bereketli bir yıl olarak geçiyor. Birçok büyük firma, bu yıl içerisinde hem devam, hem de yeni oyunlar ile bizleri sanal dünyalara davet etmeye devam ediyor. 2015 yılı için en çok beklenen ve merak edilen yapımlardan biri de, kuşkusuz Star Wars: Battlefront'tu, Battlefield serisi ile hali hazırda gönlümüzü feth etmeyi başaran başarılı stüdyo, bu sefer bizleri Yıldız Savaşları'nın içerisine sokacak, o atmosferi sonuna kadar yaşatacağını iddia ediyordu.

Oyunun çıkışından önce birçoğumuz, yayımlanan ekran görüntüleri ve oynanış videolarına, "Yok artık, bu kadar gerçekçi olamaz, grafikler muhteşem," gibi tepkiler verdik. Yayımlanan videolar, şimdiye kadar görmediğimiz derecede muazzam ve kaliteli görselleri bizlere sunacağını iddia ediyordu yeni Battlefront'un. Daha sonra oyunu deneyimleyebildiğimiz Beta aşamaları geldi çattı. Beta aşamasına milyonlarca oyuncu katılıp, normal sayabileceğimiz yorumlar almış olsa da, oyunu merakla bekleyen ben, oturup bir acaba demeden duramadım. Tabii ki oyunu ön yargılı olmamak için erken konuşmaktan da kaçındık. Ama beta boyunca, oyunun görsel kısmı hafızalarımızdan hiç silinmedi desek yerinde olur.

Neden Star Wars: Battlefront, herkesin oynayabileceği kadar kolay bir yapım?

Oyun çıkmadan kısa süre önce ise, oyunun Season Pass, yani tüm DLC'lere erişebileceğimiz paketin fiyatının 50 Euro gibi bir fiyat ile karşımıza çıkması, birçok oyuncuyu hem sinirlendirdi, hem de haklı olarak hayal kırıklığına uğrattı. Ama açık bir şekilde klasik EA dedik, sineye çektik. Ta ki oyunun çıkış günü yani 19 Kasım gelip, oyuna girinceye kadar.

Oyun Amerika kıtası için 17 Kasım'da raflardaki yerini almış olsa da, Avrupa için bugünü yani 19 Kasım'ı beklemek zorundaydık. Oyun Türkiye saati ile gece yarısı saat 01:00'da sunucularını oyunculara açtı ve ben de hiç vakit kaybetmeden oyunun içerisine daldım. Beta'yı da hali hazırda oynamış olduğum için Training kısımlarına hiç bulaşmadan, direkt olarak Supremacy mod'una giriş yaptım. Battlefield oyunlarından hatırlayacağımız Conquest moduna benzeyen bu mod, harita üzerinde bulunan 5 farklı noktayı ele geçirip elde tutma üzerine kurulu. 40 oyuncuya kadar destek veren bu mod, oyunun en çok oynanan mod’u olacak gibi gözüküyor.

Diğer mod’ların detaylarına geçmeden önce, oyunun oynanış mekanikleri ve mantığı hakkında bir şeyler söylemesek olmaz. Star Wars: Battlefront, her ne kadar Battlefield’ın geliştiricisi Dice tarafından hazırlanmış olsa da, oynanış mekanikleri kesinlikle Battlefield’a benzemiyor. Çok daha basit, kolay anlaşılabilir ve casual yapıda hazırlanan Battlefront, genç yaşlı herkesin oynayabileceği kadar anlaşılır ve kolay. DICE’ın Battlefront’u hazırlarken, seriyi yediden yetmişe herkesin oynayabileceği şekilde hazırlamak için büyük bir emek verdiği su götürmez bir gerçek.

Peki, bu kolaylık nedir? Neden Star Wars: Battlefront, herkesin oynayabileceği kadar kolay bir yapım? Çünkü Battlefront’un oynanış mekanikleri, silah kullanımı, araç kullanımı, silahların geri tepmesi, hasar alma ve hasar verme gibi mekanikler, zaten olması gerektiği şekilde gerçekçi değil. Öyle ki, Battlefront’u oynarken, otomatik bir tüfek ile sağ tuşa bile basılı tutmadan, yani Hip-Fire ile 1KM’den adam öldürebilmeniz çok zor değil. Bu yüzden oyun boyunca hayatta kalma süreniz de oldukça kısa oluyor. Çünkü oyunda herkes, adeta bir ölüm makinesi halini almış. Ayrıca Matchmaking ile ilgili yaşanan sıkıntılar da birleşince, bazen kendinizi çok yüksek seviyedeki oyuncuların bulunduğu sunucularda bulabiliyor, kafanızı nerden kaldırsanız yeri öpebiliyorsunuz. Kısacası oyunun rot balans ayarında ciddi sıkıntılar mevcut. Dice’ın elini çabuk tutup, özellikle matchmaking sistemi üzerinde düzeltmeler yapması gerekiyor.

Star Wars’ın bir diğer merak edilen ve beklenen özelliği de, kuşkusuz oyun içerisinde kullanabileceğimiz Hero’lardı. Luke Skywalker’dan, Han Solo’ya, Princess Leia’dan, Boba Fett’e, Emperor Palpatine’den tabii ki Darth Vader’a kadar kullanabileceğimiz bir hero skalası mevcut. Yani kısacası oyun içerisinde 6 adet hero bizleri bekliyor. EA’den yapılan açıklamada, bu sayının gelecek DLC paketleri ile artacağı da kesinleşti ki, bu DLC politikasına ap ayrı bir paragraf ayırıyorum. Bekle sen EA....

Oyunda bir Hero kartı bulup kapmak, Loto’nun size çıkması ile aynı olasılıkta olabilir.

Biraz Hero’ların oynanışından ve nasıl Hero olabileceğimizden bahsedelim. En çok oynanan mod Supremacy olduğu için ondan bahsetmek gerekirse, oyun içerisinde haritanın rastgele belli bölgelerinde oluşan kartları alarak Hero haline gelebiliyoruz. Tabii ki hero olduktan sonra, hoplaya zıplaya herkesi doğrayabileceğinizi düşünebiliyorsanız, yanılıyorsunuz, yani koskoca Darth Vader bile, 5-6 askerin arasında kaldı mı diz çöküp tövbe istiyor. DICE’ın hero’ları biraz daha dayanıklı hale getirmesi, ilk yapması gereken değişiklerden biri. Oyunda bulunan 6 hero’nun da farklı özellikleri mevcut. Örneğin Darth Vader bumerang gibi sallayıp, önündekilere tabiri caizse tek atabiliyorken, Luke Skywalker ileri atılarak milleti ortadan ikiye bölebiliyor (lafın gelişi). Ayrıca hem Skywalker’ın, hem de Vader’ın Force güçleri de mevcut, Darth Vader, uzaktan adamın boğazına yapışabiliyorken, Skywalker Force Push ile önündeki tozları temizleyebiliyor.

Ama oynanış olarak en çok zevk aldığım karakter Boba Fett oldu, sırtındaki oldukça uzun süre kullanabileceğimiz JetPack ile haritanın ücra köşelerine ulaşabiliyor ve orada terör estirebiliyoruz. Tabii i ki bunlar oldukça basit şeyler gibi gözükse de, gerçekten oyun içerisinde bir Hero kartı bulup kapmak, Loto’nun size çıkması ile aynı olasılıkta olabilir. 20 Saatten fazla olan Battlefront tecrübemde, Supremacy modunda sadece bir kez Hero olabildim...

Hero’ları da bir kenara koyduktan sonra biraz da oyunun içerisinde bulunan oyun mod’larına yakından bakalım. Öncelikle oyunda 10 adet çevrimiçi mod bulunduğunu belirtelim bunlar sırasıyla ve özetleri ile şöyle:

Cargo: Klasik Capture the Flag mod’unun Star Wars: Battlefront’a uyarlanmış sürümü diyebiliriz. İki takımın da bölgesinde bulunan kargo’lar ele geçirilip, kendi bölgelerine getirildiğinde bir sayı almış oluyorsunuz. Diğer oyunlardan farkı ise, kendi kargonuzun bölgenizden alınmamış olma zorunluluğu olmaması.

Supremacy: Yine daha önce Battlefield’da gördüğümüz Conquest mod’unun Star Wars Battlefront sürümü diyebiliriz. 20 kişiye karşı 20 kişi olarak yapılan bu savaşlar 10 dakika sürüyor, ve 5 adet kontrol noktası elde tutularak oyun kazanılıyor. Ayrıca oyunun en büyük haritalarının da bu mod’da olduğunu belirtelim.

Blast: Klasik Team Deathmatch mod’u, 10 kişiye karşı 10 kişi yapılan bu savaşlar, 10 dakika içerisinde 100 kişi öldüren ilk takımın oyunu kazanması ile sonuçlanıyor. Bu mod’da herhangi bir hero olunamıyor.

Walker Assault: Yapımcı DICE olunca sık sık Battlefield’dan örnek vermemek mümkün değil. Walker Assault mod’u da, Battlefield serilerindeki Rush mod’una benziyor. İmparatorluk tarafı kendi devasa AT-AT’lerini, ilerleterek ve koruyarak, belirli noktalara ulaştırmaya çalışıyor. Rebel tarafı ise savunma yapıyor. Bu mod’da Hero’lar açık ve şanslıysanız kullanabiliyorsunuz.

Drop Zone: Diğer oyunlarda King of the Hill mod’larına benzeyen bu mod, düşen pod’ları elde tutarak 10 dakika sonunda en çok pod’u elinde bulunduran takımın zaferi ile sonuçlanıyor.

Heroes vs. Villains: 6 kişiye karşı 6 kişinin savaştığı bu mod’da, her takım içerisinde bulunan 6 oyuncudan 3’ü hero veya Villain oluyor. Rastgele seçilen kahramanlardan biri olup, karşı takımın tüm kahramanlarını öldürerek Round’u kazanıyorsunuz. Eğer hero veya villain iken ölürseniz, normal bir asker veya hero koruması olarak doğabiliyorsunuz.

2015 yılı ile birlikte, yeni oyunlar beklenen görsel atılımı gerçekleştirmeyi başarmaya başladı.

Hero Hunt: Toplam 8 kişiden oluşan bu mod’da, oyunculardan biri hero veya villain oluyor. Kalan 7 oyuncu ise onun peşine düşüyor. Oyunun en eğlenceli mod’larından biri de bu.

Fighter Squadron: Star Wars: Battlefront’un şahsi kanaatime göre en eğlenceli mod’u bu (Ya da en iyi bu mod’u oynadığım için olabilir). Bu mod’da hepimiz Star Wars evreninden yakından tandığımız StarFighter’lara atlıyor ve kıyasıya bir it dalaşının içine giriyoruz. Rebellion ve Galactic Empire tarafından yakından tanıdığımız her takım için 2 adet StarFighter’ımız var. Bunlardan birini alıp, kapışmaya katılabiliyoruz.

Oyunun mod’ları kısaca bunlar. Her biri anlatırken kulağa eğlenceli geliyor olsa da oyun içerisindeki içeriğin oldukça kısıtlı olması nedeniyle, çok hızlı bir şekilde sıkılmamız işten bile değil. Şahsen oyunun ilk 10 saatinden sonra, zerre kadar oynama isteğim kalmadı. Burada eleştiri kısmına geçmek istemediğim için, sıkılma nedenlerimden daha sonra bahsedeceğim.

Şimdi oyunun en başarılı olduğu, hatta şimdiye kadar gördüğüm EN BAŞARILI olabildiği, teknik kısımlara değinmek istiyorum. Star Wars: Battlefront, daha ilk ortaya çıktığı zaman, yayımlanan fragmanda hepimizin ağzını açık bırakmış, hatta bu oyun içi olamaz, bu kadar iyi olamaz dedirtmeyi başarmıştı. Daha sonra yapılan Beta testleri sırasında gerçekten vaat ettiğini vermeyi başaran DICE ekibi, tam çıkış sonrası da yine bizleri teknik anlamda kendisine hayran bırakmayı başardı. Şunu hiç abartmadan ve tamamen dürüst bir şekilde söylüyorum ki, Star Wars: Battlefront, benim hayatım boyunca gördüğüm en güzel grafiklere sahip olan video oyunu. Oyun teknik anlamda o kadar başarılı ki, keşke şu görseller, bu kadar sınırlı içerik ile heba edilmeseydi, hatta şöyle sağlam bir hikaye mod’u ile bizlere sunulsaydı demeden edemedim.

Burada parantez açmak ve grafiklerin neden bu kadar iyi olduğunu anlatmak istiyorum. Bildiğiniz gibi yeni nesil kavramı ile, oyunların görsel kalitesi artık katlanarak artmış durumda. Yeni nesil konsolların piyasaya çıkışının ilk dönemlerinde çıkan yapımlar, görsel olarak önceki nesle oranla bir sıçrayış gerçekleştirememişti. Bu da haklı olarak oyuncular tarafından sorgulanmış, eleştirilmişti. Ama sanıyorum 2015 yılı ile birlikte, yeni oyunlar beklenen görsel atılımı gerçekleştirmeyi başarmaya başladı. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise, oyunların görsel güzelliklerinin en büyük göstergesi olan ışıklandırma tekniğinde yaşanan devrim.

Daha önce birçok farklı yapımda görüp deneyimleme şansına eriştiğimiz Physical Based Rendering tekniği ile, artık oyun içerisinde kaynaktan çıkan ışık demetleri, çarptıkları farklı tip metaryallerden, farklı şekillerde yansıyıp dağılarak, olağanüstü derecede doğal ve gerçekçi görüntüler oluşturmaya başladı. Bunun ilk temellerini de kendi atan DICE ekibi, bu tekniğin ilkel bir sürümünü Mirror’s Edge’de kullanmış, ve o zaman dahi bizleri kendine hayran bırakmıştı.

Tabii ki bu tekniğin en büyük geliştiricilerinden biri olan DICE, Star Wars: Battlefront’ta tekniği abartarak, adeta ağzımızın suyunu akıtan bir ışıklandırma kalitesine erişmiş. Oyun içerisindeki her gezegende farklı atmosferleri, aynı derecede etkileyici bir biçimde yansıtmayı başaran DICE, bizleri adeta Star Wars evrenine görsel anlamda sokmayı başarıyor. Yani şunu çok rahat ve kendimden emin bir şekilde söyleyebilirim ki, eğer oyunlarda teknik detaylara dikkat ediyor, görselliği ön planda tutuyor, geri kalanına pek takılmam diyorsanız, hatta ya şu oyun dünyası ne kadar gelişmiş, ne kadar gerçekçi hale gelmiş diye merak ediyorsanız, bir dakika bile düşünmeden Star Wars: Battlefront’u satın alabilirsiniz, bu konuda oyun, bekleneni misli ile vermeyi başarıyor.

Şimdi, dananın kuyruğunun yavaş yavaş koptuğu noktalara gelelim. Star Wars Battlefront’un eksiklerine... Yani ne desem, nerden başlasam, bilemiyorum. Ve EA’a buradan soruyorum. Biliyoruz, yaptığınız her oyun, her eserin ana amacı, doğal olarak para kazanmak, ama EA, bir oyunu adeta ortadan ikiye yarıp, yarısını neredeyse bilerek oyuna katmamak, nasıl bir mantıktır? 2005 yılında çıkmış olan Star Wars Battlefront 2’de dahi, toplamda 33 olmak kaydıyla, 16 gezegen ve eklentiler ile 4 farklı harita oyuna eklenmişken, 60 Euro’ya sattığın bir oyunun içerisine hepi topu 8 harita koymak nasıl bir mantıktır? Hatta ve hatta bu 8 harita, aslında 4 farklı gezegende geçiyor ve neredeyse tamamen aynı. Şimdi burada açık yüreklilikle belirtmek gerek, bizler birer oyuncuyuz, ve oyunları parasını vererek satın alıyoruz, tamam, kimse kafamıza satın almamız için silah dayamıyor, ama bir ürün hazırlarken de, belli etiklere dikkat etmek gerekir. Sen git, dünya kadar para istediğin oyuna, içerik anlamında bir DLC kadar şey ekle, sonra da vay efendim ne güzel oyun yaptık. Olmadı EA, daha önce de bilirdik seni ama, bu yaptığın biraz fazla. Şimdi bu durumu biraz detaylı bir şekilde incelemek istiyorum, bunun için de yine 2005 yılında çıkmış olan Battlefront 2 ile aralarında bir içerik farklılıklarını görelim.

Battlefront 2’de toplam 33 harita ve 16 gezegen olduğunu belirtmiştik, yeni Battlefront’ta bu sayı 8 harita ve 4 gezegen olarak sınırlı. Battlefront 2’de 32vs32 maçlar yapılabilirken, yeni Battlefront’ta bu sayı en fazla 20vs20, Battlefront 2’de uzayda geçen savaşlar mevcut iken, yeni Battlefront’ta şuan bu mod yok, Battlefront 2’de mod’lanabiliyorken, yeni Battlefront’ta EA’in eline mecburuz. Battlefront 2’ye yalnızca bir içerik paketi gelmiş ve oyuna 4 harita ve 2 hero eklemişti, bunun fiyatı ise yalnızca 5 dolar’dı, yeni Battlefront’ta ise adeta oyunun kalan kısmı 5’e bölünmüş, ve toplam 50 euro fiyat çekilmiş. Battlefront 2’te campaign mod’u var iken, yeni Battlefront’ta yok. Battlefront 2’de Galactic Conquest gibi eğlenceli bir mod varken, yeni Battlefront’ta yok. Battlefront 2’de 51 farklı asker sınıfı var ve 19 farklı hero oynanabilirken, yeni Battlefront’ta bu sayı sadece yine oldukça az miktarda olan özelleştirmeler ve 6 hero ile sınırlı. Battlefront 2’de 37 farklı araç ve 15 farklı statik silah kullanılabilirken, yeni Battlefront’ta bu sayı 10’u bile geçmiyor.

DICE bizleri Star Wars evrenine görsel anlamda sokmayı başarıyor.

Şimdi tüm bunları bir kenara koymak mümkün değil. DICE ne kadar kaliteli görseller hazırlamış olsa da, ne kadar bizleri özlediğimiz Star Wars atmosferine sokabilmiş olsa da, bu DLC politikası ile Star Wars’a ne yazık ki başarılı bir yapım diyemiyorum. Hatta kendi hesabım için oyunu satın almayacağım, ve büyük ihtimalle tüm DLC’ler çıkıp, oyun gerçek manada tamamlanıp, uygun bir fiyat ile satışa sunulmadan uzak duracağım. Star Wars: Battlefront’tan sonra EA’in artık kendini toparlayıp, oyuncuları sömürmeyi bırakması gerekiyor. Bu, bu kadar net.

Artık yavaş yavaş toparlayacak olursak, Star Wars: Battlefront, büyük ölçüde eksik içeriği ve muhteşem görselleri ile başarılı bir oyun olmaktan çok, muhteşem bir teknoloji demosu olmayı başarmış. Eğer büyük bir Star Wars hayranıysanız, ya Darth Vader’ı göreyim, Skywalker’la iki kılıç sallayayım bana yeter dünyaları veririm diyorsanız, Star Wars: Battlefront sizin için başarılı bir oyun. Eğer ben bir oyuna para veriyorsam, karşılığını isterim, görsel anlamda başarılı olabilir, ama oyunlar yalnızca görsellikten ibaret olamaz diyorsanız, Star Wars: Battlefront’tan uzak durmanız sizin için daha mantıklı bir seçenek olacaktır. Ne diyelim, umarız EA artık şu DLC politikalarından vazgeçer ve bizlere tamamlanmış, uzun soluklu ve kendini sıkmayacak oyunlar yapmaya başlar. Kusura bakma EA, bu sefer olmadı...

Yorumlar 107