Horizon Zero Dawn Remastered inceleme: Bazen çok sevdiğiniz bir oyunu eski bir sistemde olması sebebiyle oynamazsınız ya da oyun o kadar eski grafiklere/mekaniklere sahiptir ki yenilenmeye ihtiyacı vardır ve Remastered sürümleri çıkar. Horizon Zero Dawn’ın durumunda ise, Playstation 4 için çıkmış ve oldukça iyi gözüken bir oyunun neden Remastered olarak geldiğini uzun uzun konuşabiliriz. Ama bunun yerine inceleyelim ve ne gibi yenilikler sunduğunu görelim.
Horizon Zero Dawn, daha önce PS3’te Killzone serisi ile gönlümüzü çalan Guerilla Games’İn Playstation 4 için hazırladığı yepyeni bir IP olarak karşımıza çıkmıştı. Şimdi bile oldukça güzel gözüken grafikleri, ilgi çekici hikayesi ve açık dünyası ile akıllarda yer edinen oyun, Breath of the Wild’dan biraz daha önce yayınlansa, çok daha fazla oyuncunun beğenisini kazanacak bir oyun olabilirdi. Sıkıcı yan görevleri, kendini tekrar eden açık dünyası ve yeterince iyi işlenmemiş karakterleri bir yana koyarsak, dönemine göre oldukça iyi bir oyundu ve bolca övgüyü de hak etmişti.
Çok uzak bir gelecekte, insanlık teknolojiyi geride bırakmış ve kabile hayatına dönmüş durumdayken, kabilesinden dışlanmış bir genç kız olan Aloy’un hikayesini tecrübe ediyoruz. Teknolojiyi geride bırakmışlar diyoruz ama teknoloji kabileleri bırakmamış, vahşi hayatın büyük bir kısmı mekanik hayvanlar ve eski dünya kalıntılarında cirit atan bilinmeyen robotik varlıklardan oluşuyor. Aloy’un kabilesine kabul edilip geçmişini öğrenmek için başladığı yolculuk, kendisine benzeyen kadının kim olduğunu ve gezegenin nasıl bu duruma geldiğini öğreneceği büyük bir maceraya dönüşüyor.
Oyunun hikayesinde ya da yan görevlerinde herhangi bir değişiklik yok, orijinal oyunda ne oynadıysanız aynı içerikler sizi bekliyor. Eğer daha önce hikayenin başka bir kısmını açıklayan Frozen Wilds DLC paketini oynamadıysanız, bu paket içerisinde o hikayeyi de oynayabiliyorsunuz. Horizon Zero Dawn’ın hikayesi ve evrenin kendisi ilgi çekici olsa da, hikaye işleyişinin temposu, yan görevlerin sıkıcılığı ve tekrar eden görev yapısı aynen duruyor. Aloy’un genel kayıtsızlığının da hikayeye pek katkısı olmadığını eklemek gerek.
Fakat bu bir remaster, hikaye bakımından çok büyük yenilikler beklemiyoruz zaten. Orijinal oyun hakkındaki fikrimiz neyse, burada da aynısı geçerli.
Horizon Zero Dawn Remastered en büyük güncellemeyi grafikler alanında yapmış. Zaten Zero Dawn çok güzel gözüküyordu, hatta Forbidden West çıkana kadar PlayStation 4 konsolundaki en güzel gözüken oyunlardan biriydi diyebilirim. Normal PlayStation 5 konsolunda oynadığım Remastered ise güzel olanı almış ve biraz daha süsleyip cilalayarak harika gözüken bir oyun haline getirmiş. Açık dünyada gezerken daha canlı renklere sahip bölgeler, harika gözüken su kaynakları, daha canlı duran şehirler görüyoruz.
Karakter modellerinde ve animasyonlarında hem Aloy hem de yan karakterlerde gelişme var. Daha iyi gözüken modeller, daha yumuşak yüz hatları, daha akıcı animasyonlar ile oyun oldukça iyi gözüküyor. Meridian’da çevredeki NPC karakterlerin yapaylığı hala göze batıyor ve tahminimce animasyonlarına pek dokunmamışlar ama maceranın büyük çoğunluğunu geçirdiğimiz açık dünyada bu pek göze batmıyor.
Oyun diylaoglarını yeni motion capture çekimler ile geliştirdiklerini daha önce duymuştuk. Hikaye boyunca karşılıklı konuşan karakterlerin kafalarına zoom yapmak yerine daha geniş açıdan çekim yapan kamera sayesinde artık diyaloglar biraz daha canlı gözüküyor. Yalnız ağız hareketlerini değil, karakterin vücut dilini de görmemiz sağlanmış. Oyunun orijinalini oynadıysanız bu önemsiz gözüken ayrıntının ne kadar etkisi olduğunu hissediyorsunuz. Tabi bu hareketler sırasında kimi zaman karakterin saçları kafalarının içinden geçip gidebiliyor ya da tamamen boşluğa giden NPC karakterler görebiliyorsunuz ama ufak ayrıntılar.
Horizon Zero Dawn’ın arayüzünün ne kadar kullanışsız olduğunu, hele o pusulanın işlevsizliğini tamamen unutmuşum. Aynı şekilde dövüş sisteminin ne kadar ok–yay tabanlı olduğu ve geliştirilmeye ihtiyaç duyduğunu da unutmuşum. Forbidden West ile bu problemleri çözmüşlerdi, fakat gerekli geliştirmeleri Remastered sürümde görmüyoruz. Artık Guerilla Games yenilikleri geliştirici Nixxes ile paylaşmak mı istemedi yoksa gereksiz mi görüldü bilemiyorum, keşke içerik biraz geliştirilseydi.
Oyuna eklenen yenilikler arasında daha fazla çözünürlük ve kare hız performansı seçenekleri bulunuyor. Dinamik çözünürlük ile 30 - 40 - 60 FPS kare hızında oynayabildiğiniz oyunda, kalite modunda 4K çözünürlük seçeneğini de bulunduruyor. Remastered’In geliştiricisi Nixxess genel olarak oldukça başarılı bir iş ortaya koymuş, karakter animasyonlarının kimi zaman problem yaşaması veya modellerin kıyafetlerinin içinden geçmesi problemleri oyunda yaşadığım en büyük teknik problemlerdi.
Oyuna DualSense desteği de eklenmiş. Bunu da iyi bir geliştirme olarak görebiliriz. DualSense’in dokunsal geri bildirim ve uyarlanabilir tetikleri ile karakterin hareketlerini hissederek oynamak gayet keyifli.
Horizon Zero Dawn Remastered hakkında hislerim karışık. Neredeyse her oyunu talihsiz bir şekilde daha iyi açık dünya oyunlar ile aynı zamanda çıkan (Breath of the Wild - Elden Ring) Horizon serisi, seveni kadar nefret edeni de çok olan oyunlara sahip. Ben oluşturduğu dünyayı çok beğensem ve özellikle ikinci oyun ile daha fazla sevmeye başlasam da, evrenin geliştirmeye açık çok fazla yanı olduğunu düşünüyorum. Remastered ise bana bu geliştirmeleri sunmuyor. En azından toplama animasyonlarını kapatma gibi bazı seçenekleri bu oyuna eklemişler. Bir de Türkçe dil desteği gelir diye bekliyordum ama o da olmamış. Hikayeyi baştan tecrübe etmek isteyen yerli oyuncular için iyi olabilirdi.
Şimdi bile iyi gözüken bir oyunu alıp, Playstation 5 ve 5 Pro için süsleyerek tekrar yayınlamak ne kadar iyi bir fikir emin değilim. Sırf biraz daha iyi gözüküyor diye daha önce oyunu oynamış olanlara 350 TL - 10 dolarlık geliştirme paketini alıp tekrar oynayın demem mümkün değil. Yeni başlayacak olanlar ise görsel anlamda biraz daha gelişmiş olanı rahatlıkla tercih edebilir. Forbidden West ile gelen geliştirmelerin ve bir sürü güzel QoL özelliğin değerini, eski oyunu tekrar oynayınca daha iyi anladım.
İkinci oyun oldukça geniş ve hikayeyi baya ilerletiyor.
Üçüncü ve muhtemel son oyun bu serinin en iyi olacak bence. RIP Sylens