Özel İnceleme
Oyun dünyasını gerçek şiddet öğeleri ve durmak bilmeyen bir aksiyon treni ile baş başa bırakan DooM, hiç kuşkusuz oyun tarihinin en popüler birkaç oyunundan birisidir. Binlerce farklı moda ev sahipliği yapan ve yıllardır gerek parodileri, gerekse diğer popüler kültür alanlarındaki adaptasyonları ile DooM, oyun dünyasının vazgeçilmezlerinden birisi olarak adını altın harflerle yazdırdı.
Peki DooM'u diğer oyunlardan ayıran ve ona adeta büyük bir tutku ile bağlanmamızı sağlayan şey neydi? Grafikleri mi? Ses efektleri mi? Silahları mı? Hayır, DooM'u diğer oyunlardan ayıran şey, oyuncuya gerçekten istediği ve aradığı şeyi eksiksiz bir biçimde veriyor oluşuydu. DooM, oyuncular için, oyuncular tarafından yapılan bir oyundu. Ortalama bir oyuncunun isteyebileceği her şeye sahipti. Sıkıcı platform bulmacaları veya sansürlenmiş sahneleri yoktu. Tam aksine onlarca silah seçeneği ile bizi hızlı, durmak bilmeyen bir aksiyonun içine sürüklüyordu. Deyim yerindeyse DooM süt içen çocuk oyunu değil, meybuz kemiren sert kadın ve erkeklerin oyunuydu (takılıyorum vurmayın).
DooM size öyle geniş çaplı, fazla derin, -ne bileyim- duygusal bir hikaye sunmuyordu. Zaten o zamanlar id Software'in başındaki isimlerden birisi olan John Carmack'ın da bir zamanlar yaptığı bir açıklama vardı. Kendisi oyunlarda hikayenin önemli bir unsur olmadığını savunmuştu. Artık ne kadar katılır ya da katılmazsınız orası size kalmış. Fakat buna rağmen DooM'un kendine has, belalı bir hikayesi vardı. Bu hikayeyi bize ara sahneler ya da önceden renderlanmış videolar yardımı ile değil, bölümlerin sonundaki uzun yazı ile anlatıyordu ve bunu çok 'gaz' bir şekilde yapıyordu. Oyuncuyla oyuncu gibi konuşuyordu. 'Kazandığını sanıyorsun değil mi? Yok öyle bir dünya! Asıl savaş şimdi, cehennemin kıyılarında başlıyor! Kalk ve savaşmaya devam et lan!' gibi metinleri bölümlerin sonunda biz oyunculara sunarak gaza gelmemizi ve diğer bölümü daha bir hışımla oynamamızı sağlıyordu. İşte DooM bu şekilde ayrılıyordu diğer oyunlardan.
İlk DooM'un bu akıl almaz başarısından sonra elbette id Software kolları ikinci oyun için sıvamıştı bile. İlk oyundan bir yıl sonra DooM II: Hell on Earth ile şeytanlara kafa tutmak için bir kez daha silahı elimize aldık. Tıpkı ilk oyunun sahip olduğu başarı gibi DooM II de kendine has, hatrısayılır bir başarı elde etti. İşte o noktadan sonra id Software, DooM konusunda büyük bir sessizliğe büründü. 2004 yılına kadar insanlar DooM ve DooM II'nin ek paketleri ve modları ile idare edip yeni oyunu dört gözle bekledi. Id Tech 4 ile yapılan DooM 3, grafik ve oynanış açısından seriyi köklerinden değiştirmişti. İlk iki oyundaki aksiyonun yanına birkaç tutam da korku öğesi ekleyerek seriyi radikal bir değişikliğe soktular. Zaten id Tech 4'ün grafiksel gücü ile de çıktığı senenin en iyi görünen oyunu ünvanını almıştı Doom 3. Özel ekran kartları bile sürülmüştü piyasaya. Fakat insanlar yine de 3. oyunun bu değişik havasından pek memnun değildi. Elbette harika bir oyundu Doom 3. Özellikle bir korku oyunu hayranı olan benim çok ama çok sevdiğim oyunlardan birisidir hatta. Fakat işe ilk iki oyun açısından bakarsak üçüncü oyunun seriye aslında hiç yakışmadığını görebiliyoruz. Çünkü DooM 3 oynarken tempo çok fazla düşüyordu. İlk iki oyundaki o durmak bilmeyen aksiyon hissini üçüncü oyun bir türlü veremiyordu. Güzel oyundu, güzel puanlar da aldı fakat DooM'un o ana kitlesini tatmin eden bir oyun olamadı. DooM 3'ten sonra id Software yine DooM konusunda uzun bir sessizliğe büründü.
Bu sefer neredeyse 10 senelik bir sessizlikten bahsediyoruz. Birkaç iptal ve yeniden yapılma haberinden sonra Doom, resmi olarak, Bethesda'nın yayıncılığı ve id Software'in bir kez daha yapımcı koltuğuna oturması ile duyuruldu. Şimdi ilk oyun üzerinden tam olarak 12 sene geçti ve sonunda yeni bir Doom tarafımızca oynanmaya hazır durumda. Şimdi sevgili okur, at kolları geri, yaslan arkana, uzat bacakları şöyle öne doğru. Saldın mı kendini? Rahat mısın? Süper. Çünkü çok güzel bir oyun seni bekliyor.
Uzun bir aradan sonra Cehennem'e geri dönüyoruz
1993 yılından beri hayatımızda birçok şey değişti. Büyüdük, yaşlandık, boy attık, üniversite bitirdik, ev sahibi olduk, evlendik, hatta belki de çocuk sahibi olduk. Biz oyuncular, 1993 yılından beri hayatlarımızda süregelen birçok değişime şahit olduk. Özellikle oyun ve oyunculuk adına kat edilen yol akıl almaz seviyelere ulaştı. Neden 1993'ü vurguluyorum? Çünkü 10 Aralık 1993'te oyun dünyasını kökten değiştirecek olan DooM bütün ihtişamı ile piyasaya sürüldü. Oyun dünyasını gerçek şiddet öğeleri ve durmak bilmeyen bir aksiyon treni ile baş başa bırakan DooM, hiç kuşkusuz oyun tarihinin en popüler birkaç oyunundan birisidir. Binlerce farklı moda ev sahipliği yapan ve yıllardır gerek parodileri, gerekse diğer popüler kültür alanlarındaki adaptasyonları ile DooM, oyun dünyasının vazgeçilmezlerinden birisi olarak adını altın harflerle yazdırdı.
Peki DooM'u diğer oyunlardan ayıran ve ona adeta büyük bir tutku ile bağlanmamızı sağlayan şey neydi? Grafikleri mi? Ses efektleri mi? Silahları mı? Hayır, DooM'u diğer oyunlardan ayıran şey, oyuncuya gerçekten istediği ve aradığı şeyi eksiksiz bir biçimde veriyor oluşuydu. DooM, oyuncular için, oyuncular tarafından yapılan bir oyundu. Ortalama bir oyuncunun isteyebileceği her şeye sahipti. Sıkıcı platform bulmacaları veya sansürlenmiş sahneleri yoktu. Tam aksine onlarca silah seçeneği ile bizi hızlı, durmak bilmeyen bir aksiyonun içine sürüklüyordu. Deyim yerindeyse DooM süt içen çocuk oyunu değil, meybuz kemiren sert kadın ve erkeklerin oyunuydu (takılıyorum vurmayın).
DooM size öyle geniş çaplı, fazla derin, -ne bileyim- duygusal bir hikaye sunmuyordu. Zaten o zamanlar id Software'in başındaki isimlerden birisi olan John Carmack'ın da bir zamanlar yaptığı bir açıklama vardı. Kendisi oyunlarda hikayenin önemli bir unsur olmadığını savunmuştu. Artık ne kadar katılır ya da katılmazsınız orası size kalmış. Fakat buna rağmen DooM'un kendine has, belalı bir hikayesi vardı. Bu hikayeyi bize ara sahneler ya da önceden renderlanmış videolar yardımı ile değil, bölümlerin sonundaki uzun yazı ile anlatıyordu ve bunu çok 'gaz' bir şekilde yapıyordu. Oyuncuyla oyuncu gibi konuşuyordu. 'Kazandığını sanıyorsun değil mi? Yok öyle bir dünya! Asıl savaş şimdi, cehennemin kıyılarında başlıyor! Kalk ve savaşmaya devam et lan!' gibi metinleri bölümlerin sonunda biz oyunculara sunarak gaza gelmemizi ve diğer bölümü daha bir hışımla oynamamızı sağlıyordu. İşte DooM bu şekilde ayrılıyordu diğer oyunlardan.
İlk DooM'un bu akıl almaz başarısından sonra elbette id Software kolları ikinci oyun için sıvamıştı bile. İlk oyundan bir yıl sonra DooM II: Hell on Earth ile şeytanlara kafa tutmak için bir kez daha silahı elimize aldık. Tıpkı ilk oyunun sahip olduğu başarı gibi DooM II de kendine has, hatrısayılır bir başarı elde etti. İşte o noktadan sonra id Software, DooM konusunda büyük bir sessizliğe büründü. 2004 yılına kadar insanlar DooM ve DooM II'nin ek paketleri ve modları ile idare edip yeni oyunu dört gözle bekledi. Id Tech 4 ile yapılan DooM 3, grafik ve oynanış açısından seriyi köklerinden değiştirmişti. İlk iki oyundaki aksiyonun yanına birkaç tutam da korku öğesi ekleyerek seriyi radikal bir değişikliğe soktular. Zaten id Tech 4'ün grafiksel gücü ile de çıktığı senenin en iyi görünen oyunu ünvanını almıştı Doom 3. Özel ekran kartları bile sürülmüştü piyasaya. Fakat insanlar yine de 3. oyunun bu değişik havasından pek memnun değildi. Elbette harika bir oyundu Doom 3. Özellikle bir korku oyunu hayranı olan benim çok ama çok sevdiğim oyunlardan birisidir hatta. Fakat işe ilk iki oyun açısından bakarsak üçüncü oyunun seriye aslında hiç yakışmadığını görebiliyoruz. Çünkü DooM 3 oynarken tempo çok fazla düşüyordu. İlk iki oyundaki o durmak bilmeyen aksiyon hissini üçüncü oyun bir türlü veremiyordu. Güzel oyundu, güzel puanlar da aldı fakat DooM'un o ana kitlesini tatmin eden bir oyun olamadı. DooM 3'ten sonra id Software yine DooM konusunda uzun bir sessizliğe büründü.
Bu sefer neredeyse 10 senelik bir sessizlikten bahsediyoruz. Birkaç iptal ve yeniden yapılma haberinden sonra Doom, resmi olarak, Bethesda'nın yayıncılığı ve id Software'in bir kez daha yapımcı koltuğuna oturması ile duyuruldu. Şimdi ilk oyun üzerinden tam olarak 12 sene geçti ve sonunda yeni bir Doom tarafımızca oynanmaya hazır durumda. Şimdi sevgili okur, at kolları geri, yaslan arkana, uzat bacakları şöyle öne doğru. Saldın mı kendini? Rahat mısın? Süper. Çünkü çok güzel bir oyun seni bekliyor.
AÇIN İNGİLİZCE TÜM İNCELEMELERİ OKUYUN, ALTINDAKİ YORUMLARI OKUYUN, MİLLET KAFAYI YEMİŞ DURUMDA OYUNA NE DİYOSUNUZ ABİ SİZ ALLASEN YA?
Şimdiden bu yılın FPS'si ilan edildi oyun, pek çok sağlam incelemede SON ON YILIN EN İYİ CAMPAİGN'İ DENİYOR... COD nesli, küfretçem.
-----------------
Sevgili okur sorunundan haberim var. Evet bende de aynı kart var ve bende bu problem olmuyor. Belli ki bilgisayarında başka bir problem var. Son sürücü güncellemelerini yaptığına emin misin? İstersen oyunun Steam forumlarına da bir bak. Maalesef sorununun çözümü hakkında en ufak bir fikrim yok :/
Hürcan.