EksilerÇıldırtan hedef alma sistemi, "Adam öldür, ilerle" tarzındaki oyun mantığı
İster sevin ister sevmeyin ancak 50 Cent, gerek çıkartığı albümlerle,
single’larla gerekse yaptıklarıyla Hip-Hop & Rap dalında zirveye oturduğunu
söyleyebiliriz. Başarılı yönlendirmeler sayesinde 50 Cent isminin artık bir
marka olduğu su götürmez bir gerçek. Peki bu kadar başarılı ismin Tony Hawk veya
Vin Diesel’den eksiği ne ki oyunu yapılmasın. Vivendi Universal ve Genuine Games
de böyle düşünmüş olacaklar ki, 50 Cent’in isim haklarını alarak, böyle bir
yapıt ortaya çıkartmışlar.
Kurşun geçirmez 50 Cent DVD’sini, PS2’me yerleştirip, videoyu izlediğim zaman
açıkçası ilk izlenim bakımından pek parlak olmadığını söylemem lazım. K-Dog
isimli arkadaşınız sizden yardım istiyor, siz de 50 Cent olarak G-Unit ekibinizi
toplayıp, K-Dog’un yanına koşuyorsunuz. Ancak olay yerine vardığınızda işler hiç
de iyi gitmiyor ve K-Dog’u ölü buluyorsunuz. Hatta daha da kötüsü 50 Cent olarak
ölümle burun buruna geliyorsunuz. Hikayenin böyle başlaması hem kafalarda soru
işaretleri bırakıyor hem de içinizde hiçbir heyecan veya merak uyandırmıyor.
Daha da kötüsü neler döndüğünü neredeyse son bölümlere kadar anlayamıyorsunuz.
50 Cent: Bulletproof, 3 çay kaşığı Max Payne, birazcık Dead to Right ve True
Crime serilerinin karışımı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Max Payne’deki gibi
muhteşem bir senaryo beklemeyin, aslında senaryo beklemeseniz daha iyi olur
çünkü yapıtımız neredeyse sadece adam öldürüp ilerlemekten ibaret. Yapay zekaya
bakacak olursak, genel olarak başarılı olduklarını söyleyebilirim. Kutuların
arkalarına gizlenmeleri, fırsat buldukça ateş etmeleri, etrafta koşuşturmaları
oyunun atmosferini bir sokak çatışması haline getiriyor ki, bence gayet güzel
uygulanmış. Fakat arada bir ölmek üzere sizin üstünüze anlamsızca koşan
düşmanlar da çıkmıyor değil. Ayrıca ilerleyen bölümlerde sürekli düşmanlarınızın
yeniden doğması sizleri oyundan soğutuyor. Bununla birlikte hedef alma sistemi
de oldukça kötü. Hemen hemen tüm silahlarınız gereğinden fazla isabetsiz
olduklarını düşünürsek, kontroller tam bir baş belası oluyor. Ancak hedefinizi
bir kaç saniye, düşmanın üzerinde tutarsanız isabet oranınız artıyor; bu durum
ilerdikçe canınızı sıkacak. Çünkü hareketli bir düşmanı öldürmek için tüm
şarjörünüzü boşalttığınız zamanlar olacak ki, bunlar yapıtımızın
oynanabilirliğini düşüren faktörler olarak ortaya çıkıyor.
50 Cent: Bulletproof’da kullanacağımız geniş bir cephaneliğimiz var.
Tabancalardan, tüfeklere, yarı otomatiklerden, makinalı tüfeklere kadar bir çok
silahımız var. Ancak yapıtın ismine aldanıp 50 Cent’in ölümsüz olduğunu
sanmayın, çünkü kurşun geçirmez yeleğiniz olmadığı zamanlarda kolayca
ölebiliyorsunuz. Böyle durumlarda sırtınızı duvarlara verip, dikkatli bir
şekilde kafanızı dışarı çıkartarak, düşmanlarınızı avlamalı ya da etraftaki
eşyaları kullanmalısınız. Mesela yanınızdaki çöp kutusunu veya benzeri bir
eşyayı kendinize siper ederek ilerleyebilirsiniz. 50 Cent yakın dövüşte de
oldukça başarılı, tıpkı Dead to Rights’da gördüğümüz gibi düşmanın elindeki
silahı alabiliyor ya da onu öldürebiliyor. Ancak bu kontra atakların büyük bir
kısmı kilitli. İlerledikçe yeni hareketler açabiliyorsunuz ki, bunlar oldukça
vahşi ve kanlı oluyor.