2005'te neler oynadık
Merlinin Kazanı
3.06.2010 - 12:31
Hatırlayalım, hatırlatalım.
2006 yılına girdiğimiz şu günlerde, geriye yani koca bir 2005 senesine
tamamen sırtımızı çevirmeden, son bir göz atalım dedik. Neler oynamışız neler?
Sabit disklerimizden ne oyunlar geçmiş, kimine uninstall yolu gözükmüş kimine
ise yeni işlemciler, yeni ekran kartları, RAM’ler feda olmuş. Cüzdanlar
zayıflamış, ancak karşılığı bilgisayarın başında eşsiz dakikalar olarak alınmış.
Şimdi o dakikaları hatırlayalım, neler kalmış aklımızda?
Hızlı bir başlangıç olacak ama Need for Speed: Most Wanted ilk aklımıza gelen
oyun oldu. EA Games’in en popüler serilerinden biri olan NFS’nin, belki de en
başarılı versiyonu olan Most Wanted, 2005 yılınında, yarış severlere çok şık bir
hediye oldu. Underground’lardan en büyük farkı olarak işin içine polislerin de
sokulduğu oyunda, en çok aranan yarış pilotu olmaya çalışıyorsunuz. Yine 2005
içerisinde raflarda kendine yer bulan Juiced’de modifiyeli otomobiller ve sokak
yarışlarını temel alıyordu. Most Wanted’dan önce çıktığı için Underground 2 ile
karşılaştırılan oyun, oldukça iyi eleştriler aldı. Ancak yine de NFS serisinin
gölgesi altında kaldığı da bir gerçek. Yarış oyunlarından bahsetmişken Moto GP
3’ün de
ismini telaffuz etmemek olmaz. Bu yıl ülkemize de konuk olan Moto GP
şampiyonasının lisanslı oyunu Moto GP 3, gerek oynanışıyla gerek grafiksel
özellikleriyle olsun adeta bir motorsiklet simülasyonu keyfi yaşattı.
Canımız kavga(!) istediğinde 2005 yılı bize bir çok alternatif sundu.
Birbirinden başarılı oyunların arasında Grand Theft Auto: San Andreas, bir
yıldız gibi parlıyordu. Öyle ki seri 3. boyuta geçtiğinde iyiden iyiye artan
oyuncu kitlesi, GTA: Vice City ile tavan yapmıştı. San Andreas’da, daha büyük
bir harita ile daha çok görev, daha çok ek görev, yapacak daha çok iş ve
içerdiği özgürlük ile Rockstar Games seriyi bir adım daha öne taşıdı. Hal böyle
olunca bilgisayar oyunları tarihinde GTA adı önemli bir noktaya yazıldı. 2005’in
bir diğer önde gelen aksiyon oyunu da Tom Clancy’s: Splinter Cell Chaos Theory.
Sam Fisher’ın bu yeni macerası herşeyiyle muhteşemdi. Gizliliğin ön planda
tutulduğu oyunun, gerek grafik gerek oynanabilirlik gerekse sesleri son derece
başarılı hazırlanmıştı. Muhtemelen Splinter Cell Double Agent çıkana kadar Chaos
Theory defalarca oynanılacak. Son yıllarda adından sıkça söz ettiren Prince of
Persia serisi de yeni meyvesini 2005 yılı içerisinde verdi. The Two Thrones adı
verilen oyunda, Prensimizi karanlık yönüyle de yüzleşmek zorunda kaldık. Çok
fazla yenilik içermese de şu gerçek ki, oyuncular bu seriyi seviyor. Sonuç
olarak Prince of Persia The Two Thrones ile 2005 yılının son dakikasında
aksiyona doyduk.
Spor oyunlarına geçtiğimizde futbolun taçsız kralı Pro Evolution Soccer 5, adeta
futbol simülasyonu kıvamında, sabit disklerimize yerleşti. Oynanıştaki
farklılığı serinin önceki oyunlarına nazaran dikkat çekiyordu. İlk zamanlar
oyuncuları son derece zorlayan bu oynanış, kısa süre sonunda yapacağını yaptı ve
bağımlılığa dönüştü. Bağımlılıktan konu açılmışken, Football Manager 2006’dan da
bahsetmemek olmaz. Futbol menajerliği oyunlarının önde gelen isimlerinden FM, bu
sene de bekleyenlerini yanıltmadı ve son derece başarılı bir yapım ile yeşil
sahalara indi. Her yıl olduğu gibi yine bazı geliştirmelerle karşımıza çıkan
yapım, bu sene medya eklentileri ile adından sıkça söz ettirdi. Her yıl olduğu
gibi bu sene de EA Sports’un yapımları ön planda kendilerine yer buldular. FIFA
06’nın başarısı yadsınamaz. Hele NBA 06’nın kalitesi ve PC platformunda
rakipsizliği, basketbolseverler için oyunu çok özel bir noktaya taşıyor. Görsel
yönden çok başarılı olan bu seri, oynanışıyla da kullanıcıları kendine hayran
bıraktı.