Sıfır noktasına dönüyoruz
“Ayrılmak çok tatlı bir acı, tatlım…Fakat asla sana iyi vakit geçirtmediğimi söyleyemezsin. Dışarıda...yani akıl hastahanesinde keyfine bak. Yalnız unutma, eğer dışarıda zorlanırsan, senin için her zaman burada yerimiz var.”
The JokerArkham Asylum: A Serious House on Serious Earth
Arkham serisi, bence Batman’in başına video oyunu formatında gelen en iyi şey. Çocukken, Super Nintendo’mda ilk oynadığım oyunlardan birisi The Adventures of Batman and Robin idi. Batman and Robin, ilk oynadığım oyunlardan biri olmasının yanında, ilk oynadığım Batman oyunuydu ve hastası olmuştum. Müzikler, hikaye, silah sistemi, grafikler falan derken, gece gündüz en zorlandığım yer olan The Riddler bölümünü geçmeye çalışırken buluyordum kendimi, İngilizce bilmediğim için o zamanlar, bir türlü Riddler’ın bilmecelerine cevap veremiyordum, seneler sonra bir keyifle tekrar kurdum, bu sefer oyunu bitirebildim. Gariptir, hikaye Joker ile başlayıp Joker ile bitiyordu, Batman’in çoğu yaşanmışlığı gibi.
Batman, çizgi roman tarihinin en önemli karakterlerinden biri, bu önemden mütevellit, gerçekten çok ciddi bir hayran kitlesi var. Bu hayran kitlesi, sayı olarak değil, ciddiyet olarak ciddi. Öyle tiplerden bahsediyorum ki, Batman ile ilgili her şeyi izleyip, her şeyi okurlar, sevmediklerini eleştirmezler, yok sayarlar, Kara Şovalye’ye yapılan en ufak saygısızlığı çok kişisel alırlar.
Batman’i bilen insan sabırlıdır, Batman’i tanıyan ve seven insan, tam olarak hangi nedenlerden dolayı sevdiğini çok iyi bilir ve garip bir şekilde, Bruce Wayne karakterini öyle içselleştirir ki, bir yerden sonra hiçbir süper kahraman ile kuramadığı empatiyi Batman ile kurar.
Bunun en büyük sebebi bence, Bruce Wayne’in aslında yazılmış en insan karakterlerden biri olması. Bruce’un o yarasa maskesini takma sebebinin ardında da bu fikir yatıyor zaten:
“Herkes Batman olabilir.”Arkham serisi, Rocksteady’nin beklenmeyen, sessiz hitlerinden. Arkham Asylum ile bizlerin gönüllerinde tam anlamıyla karanlık bir taht kuran firma, Arkham City ile, karanlığın sınırlarını genişleterek koca bir şehire yaymışlardı. Şimdi aynı misyon, Warner Bros. Games Montreal’in omuzlarına düşmüş durumda, peki ama elimize yeni bir Arkham oyunu mu var yoksa kötü bir kopya ile mi karşı karşıyayız?
Batman’in tarihinde epey geriye gidiyoruz. Arkham Origins, Batman’in bir Gotham Noel arifesinde, Black Mask’in Kara Şovalye’yi öldürmeleri için kiraladığı sekiz adet suikastçi ile karşılaşmasını konu alıyor.
Origins, Bruce Wayne’in, Kara Şovalye olduktan 2 sene sonrasını anlatıyor. Batman takipçileri iki hikayenin çok önemli olduğunu bilirler. Bunlardan biri Batman: Year One, diğeri ise Batman: Year Two. Bu iki hikaye ve iki yıl, Bruce Wayne’in Batman’e doğru geçişini çok iyi anlatırken, Origins bunun ötesinde, iki seneyi atlatmış, nerede durmak istediğini henüz tam anlamıyla kestiremeyen ve yaptığı işi neden yaptığını tam olarak bilmeyen bir Batman portresi çiziyor bizlere.
Bu bağlamda, Batman’in tarihinde epey geriye gidiyoruz. Arkham Origins, Batman’in bir Gotham Noel arifesinde, Black Mask’in Kara Şovalye’yi öldürmeleri için kiraladığı sekiz adet suikastçi ile karşılaşmasını konu alıyor. Bu dönemlerde Gotham tam anlamıyla suçluların elinde, Batman efsanesi ise daha yavaş yavaş yayılıyor. Bazı suçlular onun adını diğerlerinden yeni duymaya başlamış, Gotham City polisleri Kara Şovalye’nin henüz kanunun ne tarafında durduğundan emin olamıyor ve Batman en önemli müttefiği James Gordon ile henüz tanışmamış.
Bu sebeple Bruce, suçla olan sonsuz savaşında ilk etaplarda Alfred dışında epey yalnız ve oyun size girişinden itibaren bunu hissettiriyor.