Medeniyeti yeniden kurmaya ne kadar hazırsın?
Bazı firmalar vardır ki oyun dünyasına devrim niteliğinde yenilikler sunarak bu dünyanın daha zengin ve eğlenceli bir hal almasını sağlamıştır. Yakın zamanda oyun yapmayı bırakan LucasArts, her ne kadar şu anda çok büyük problemlerle karşı karşıya olsa da Team Bondi, Fahrenheit ve Heavy Rain’i bizlere sunan Quantic Dream ve tabii ki Creative Assembley gibi.
Strateji oyunları çıkışından beridir gerçek zamanlı ve sıra tabanlı olmak üzere hep iki haliyle karşımıza çıkmıştı lakin 2000 yılına kadar kimse bu iki mekaniği tek bir oyunda birleştirme politikasını gerçekleştirmemişti. Bu iki mekaniği Shogun: Total War’da o kadar güzel giydirmişlerdi ki hiçbir şekilde insanı rahatsız etmeyen bir oynanış sunuyordu bizlere. Strateji sevmeyenleri bilmem ama strateji hayranlarının aynı zamanda Total War hayranı olmasının sebebi de budur bence.
Neyse bu kadar övgü yeter biraz da inceleme yazısına kalsın. O yüzden dikkatlerimizi hemen yeni CA oyunu Rome 2: Total War’a çevirelim ve firmanın yaptığı açıklamaları bir araya getirerek bizleri nelerin beklediğine dair bir ön bakış yapalım.
Eski medeniyete yeni başlıkHiç şüphe yok ki Total War serisinin en sevilen oyunuydu Rome: Total War. Elbette Medival ve Medival 2 de çok seviliyordu ancak Rome oyunu her zaman bizlere farklı bir hava veriyordu. Peki Rome 2 bizlere neler sunacak?
Her şeyden önce geçtiğimiz haziranda Gamescom’da James Russell ile yaptığımız röpotajı hatırlayacak olursak değişen mekanikler, gelişen grafikler, vs. bir yanan Rome 2: Total War’ın en büyük özelliği oyundaki duygusal yan olacak. Her savaş bizlere ayrı bir duygu, her asker farklı bir tepki verecek yeni oyunda.
Creative Assembley neredeyse yaptığı her röportaj ve her açıklamada bu özelliği vurgulayarak söylüyordu. Lakin bunun ne kadar iyi olduğunu ancak oyunun oynadığımızda anlayacağız o yüzden bu konuya şu an için çok fazla kafa patlatmaya gerek yok.
Peki biz daha teknik detaylara girecek olursak neler söyleyebiliriz? Oyunun harita kısmındaki değişikliklerden ilki senaryo kısmında her bir turn’ün 1 yıl sürecek olması. İlk oyunda bu süre altı ay iken, Shogun 2’de bu süre mevsimlerle ölçülüyordu. Yani Shogun’da dört turn, Rome’da ise iki turn süren süreç Rome 2’de sadece tek turn’e inmiş durumda. Bu da oyundaki zamanın daha hızlı geçmesi demek. Lakin mevsim döngüsü unutulmuş değil 1 turn/1 yıl döngüsüne göre mevsim değişiklikleri boy gösterecek.
Zaman demişken Rome 2, MÖ 275 - MÖ 264 yılları arasında bir tarihte başlayacak ve oyundaki campaing süresi yaklaşık 250-300 turn tutacak. Bu hemen aklınızda “Aman tanrım bu kadar kısa mı?” sorusunu getirebilir lakin merak etmeyin. Bu süre sadece oyunun size campaing görevleri verdiği toplam süre. Yani oyun MÖ 264 yılından sonrasında da devam edecek ancak artık görevler olmayacak.
Harita kısmındaki bölgelerde de değişiklik mevcut. Artık en küçük bölge olan region’lar bir province olarak gruplandırılıyor. Her bir province tek bir noktadan yönetilecek ve altındaki region’lar bu yönetim merkezine rapor verecek. Bu şekilde oyundaki mikro yönetim mekaniği daha da kolaylaştırılmış olacak. Yani 50-60 tane region’ınız olduğunda hepsine tek tek girip yapmanız gerekenleri yapmak yerine bunları gruplar halinde kapsayan (rakamı atıyorum) 10 province’ı kontrol ederek işinizi daha basit ve hızlı bir şekilde halledebileceksiniz.
Bu sistemin bir diğer özelliği ise bitmek bilmez kuşatma kısımlarından kurtulmak. Bu şekilde oyuncular kuşatacakları kaleye saldırmadan önce etraftaki ufak region’ları ele geçirecek bu şekilde kaldeki düşmanı, çıkıp oyuncu ile açık alanda savaşmaya zorlayacak. Buradan anladığımız ise; misal 6 region’a sahip bir province’ı ele geçirmeye çalıştığınızda diğer beş bölgeyi ele geçirdiğinizde province’ı ele geçirmemiş bile olsanız o bölgelerin kaynaklarından faydalanabileceksiniz. Bu da province sahibini, sizi kovmak için dışarı çıkmaya teşvik edecek.