1/5

Far Cry 4

Emre Günen 21.11.2014 - 09:44
Ey Himalayalar! Sen mi büyüksün, ben mi?
Platformlar PC, PlayStation 3, XBox 360, PlayStation 4, XBox One
Far Cry 4
  • Yapımcı - Yayıncı Ubisoft - Ubisoft
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Aksiyon,First Person Shooter
Merlin Puanı 88
2 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%95
Artılar Yapılacak sayısız görevin olduğu devasa boyuttaki oyun haritası. Görsel yönden üst düzeyde oyun dünyası. Bol yan görev çeşitliliği. Eğlenceli çoklu oyuncu seçenekleri.
Eksiler Senaryo görevleri yeterince ilgi çekici değil. Çoklu oyuncu modlarında yaşanan bağlantı problemleri. Oynanış açısından üçüncü oyun ile hemen hemen aynı.
Yerli Kardeşler, ilk Far Cry'ı hayata geçirdiklerinde günün birinde oyunun bu hale geleceğini hiç düşünemezlerdi herhalde. Ubisoft tarafından isim hakkı alınan ve ardından da ilk oyun ile uzaktan yakında alakası olmayan açık dünya temalı bir oyuna dönüşen Far Cry serisi, her yeni bölümünde daha detaylı ve daha karmaşık bir oynanış ile karşımıza çıktı. 2014 yılının artık sonlarına yaklaşmışken, Watch Dogs, Assassin's Creed: Unity ve Rogue olmak üzere üç adet açık dünya temalı oyunu bizlere sunan Ubisoft, "Assolistler en son çıkar" deyimini yerine getirmek istercesine, Far Cry 4 ile bu yıl için perdeyi kapatıyor.

"Should I stay or should I go?"

Açık dünya ve FPS türünü bir arada görmekten hoşlananlar için Far Cry serisi bulunmaz nimet. Sonu gelmeyen bir aksiyon, pek çok yan görev ve uzunca bir oyun süresi ile her yeni bölümünde daha fazla içeriği oyunculara sunmaya çalışan yapımcıların Far Cry 4 ile çıtayı hayli yükseğe taşıdığını söyleyebiliriz. Daha kontrol kolunu elinize alır almaz, heyecan dolu bir maceraya ilk adımımızı atıyor, sonu gelemeyen bir aksiyonun içinde buluyoruz kendimizi.

Vakti zamanında, "Öldüğüm zaman beni cayır cayır yakmaz ve küllerimi de Himalaya'nın eteklerine serpmezsen, sana analık hakkımı helal etmem," sözlerini işiten başkahramanımız Ajay Ghale, ağzına kadar anasının külü ile dolu vazoyu kaptığı gibi soluğu Himalaya dağlarında almak ister. Fakat sen misin, dağa çıkmak isteyen! Abdestsiz, destursuz yola çıkan Ajay'in yol boyunca başına gelmedik kalmaz. Daha ilk pasaport kontrolünde kan gövdeyi götürür, ortalık savaş alanına döner. Neymar da Silva Santos Júnior tarzı saç modeli ve pembe takım elbisesi ile olay yerine dahil olan hikayenin baş kötüsü, "Ilık olduğum kadar psikopatım da..." dercesine, ufak çaplı bir katliam düzenleyip başımızın ne büyük dertte olduğunu gözler önüne serer. Daha ilk sahnesinde bu kadar olayı bir arada sunan Far Cry 4, aksiyon filmlerine taş çıkaracak başlangıcın ardından bizi Himalaya'nın eteklerinde bir başına bırakır ve uçsuz bucaksız bir maceranın kollarına atıverir...

Tamam, hadi başlayalım!


Hemen her açık dünya temalı oyunda olduğu gibi Far Cry'da da yine büyük bir çekişmenin yaşandığı, her gün milyonlarca merminin havada uçuştuğu ve yere serilmiş cesetlerin, İstanbul sokaklarındaki izmaritlerden daha sık karşılaşılır olduğu bir savaş ortamında buluyoruz kendimizi. Bir tarafta Himalaya'da mutlak hakimiyetini ilan etmeye çalışan ılık diktatör, diğer tarafta ise Amita ve Sabal isimli direnişçilerin başını çektiği The Golden Path isimli grup var. Her iki taraf da diğerini alt etmek için müthiş bir mücadele içerisinde ve biz de damdan düşer gibi olaya dahil olan yeni yetme bir ölüm makinesiyiz.

İlk görevlerde hem kontrolleri hem de oyunun temasını bilmeyenler için, basit alıştırma görevlerini tamamlayıp, ilk direniş kampına adım attığımızda klasik açık dünya görevlerine başlıyoruz. Başlarda tipimizde meymenet bulamayan, Himalaya'nın gülü Amita, basit görevler vererek bizi oyalıyor. Kendimizi ispatlamaya ve tavuk keser gibi adam kesmeye başladıktan sonra ise işler iyice kızışmaya başlıyor. Asıl amacı rahmetli anasının vasiyetini yerine getirip sevaba girmek olan biz, "Senin baban var ya, çok yaman bir eşkıyaydı," sözlerini duyup gaza gelince, silahımızla bütünleşip insan ya da hayvan demeden, nefes alan her canlıyı öldürmeye ve haliyle de cehennemimizi garantilemeye başlıyoruz.