Control zaman olgusunu her daim oyunlarında kullanan ve hikayelerini biraz daha ilginçleştirmeyi başaran Remedy'nin yeni oyunu. Daha önce Max Payne ve Alan Wake gibi önemli oyunlara imza atan firmanın belki de en enteresan oyunu diyebiliriz Control için. Oyunlarına genelde paranormal olayları ya da zaman olgusunu tadımlık katan Remedy, Control'de ise işin dozunu iyice arttırmış. Peki bu doz yemeğin tadını bozmuş mu, gelin birlikte bakalım.
Control aslında oyun severlerin çok da yabancı olmadığı bir konsept üzerine konumlandırılmış. Oyun doğa üstü olayları araştıran Federal Kontrol Bürosu (FBC) etrafında şekilleniyor. Bu büronun amacı bilime ters düşen olayları ve eşyaları inceleyerek, bunları kontrol altına almak. Bu tarz bir büroyu daha önce farklı isimler ve farklı yapımlarda görme şansına erişmiştik. Bir nevi Fringe Division yani. Ya da The Bureau Xcom oyununu da buna örnek olarak gösterebiliriz. Konumuza dönecek olursak oyunun hemen hemen tamamı bu merkez içerisinde geçiyor. İlk etapta klasik bir devlet binası görünümünde olan bu merkez, "küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk" misali içerisine girdiğinizde ise dallanıp budaklanan bir büyüklüğe sahip. Üstelik işin içine alternatif boyutlar ve paranormal olaylar da girince kendinize "ulan nereye düştük böyle" demeden duramıyorsunuz.
Control oynanış anlamında farklı unsurları bir araya getiren bir oyun. Olayın özünde TPS bir aksiyon oyunu varmış gibi dursa da bu aksiyon yapısı tamamen paranormal olaylar çerçevesinde ilerliyor. Oyun alanı olarak ise Metroidvania dediğimiz türden ilham alınmış. Yani yapmanız gereken görevler var ve bu görevleri gerçekleştirirken sürekli oyun alanında dönüp durmanız gerekiyor. Örneğin geçtiğiniz noktalarda kilitli birçok kapı ile karşılaşıyorsunuz. Hikaye gereği ilerledikçe bu kapıların kilidini açabileceğiniz anahtarlara kavuşuyor ve tabir-i caiz ise büronun her koridorunu her katını tavaf etmeniz gerekiyor. Bu işleyiş bazen bir eşya bulma ya da sahip olduğunuz özellikler ile farklı noktalara ulaşma şeklinde de gerçekleşebiliyor. Buradaki en büyük problem ise oyun alanını ezberleyememek ya da haritayı tam olarak kullanamamak.
Metroidvania türü genelde hızlı aksiyon platform oyunlarında kullanıldığı için harita ezberi konusunda oyuncuyu çok zorlamıyor. Fakat Control'ün dünyasında bu durum biraz zayıf kalmış. Harita sisteminin katlardan oluşması ve bu katların da kendi içerisinde farklı bölgelere ayrılması ezber işini tamamen bozuyor. Özellikle oyunun bazı bölümlerinde hedef noktaya ulaşabilmek için aynı yerleri sürekli dönmek zorunda kalıyorsunuz.
Oyunun aksiyon kısmı ise sahip olduğunuz özel bir silah ve ilerledikçe kazandığınız özel güçlere yüklenmiş durumda. Oyun boyunca tek bir silaha sahip olsanız da ilerledikçe bu silah için farklı modların kilidini açabiliyorsunuz. Bu modlar arasında tabanca, pompalı tüfek, makineli tüfek ya da lazer silahı gibi güncellemeler bulunuyor. Yine silah üzerindeki bu farklı modlar için farklı geliştirmelere de oyun içerisinde yer verilmiş.