Indie oyunlarının geliştiği şu dönemlerde, yapımcıların tek istediği, çıkardıkları oyunun bir şekilde popüler olması ve topluluk tarafından bilinmesi olmuştur. Gün geçtikçe bağımsız oyunlar sürekli aktif olarak çıkartılıyor ve şüphesiz belirli bir kitleye sahip. Genelde bağımsız oyunlar, farklı oynanış biçimleri ve grafiksel tasarımları yüzünden dikkat çeken, küçük fakat insanlarda iz bırakan basit ve dikkat çeken yapımlardır. Şüphesiz Aegis Defenders bunlardan biri.
Başta oyunu kütüphaneme eklediğimde, şu sıralar beklediğim isimlerden biri olmadığını görmüştüm. Bağımsız yapımlar platformunda Iconoclasts ve Celeste adlı oyunlar, geçtiğimiz birkaç haftadır ilgi görmeye devam eden, basit ama önemli yapımlardan olmuştu. Aegis Defenders'a yine de bir şans verip bakma imkanım oldu ve bu tercihi seçtiğim için aslında gayet memnunum. Iconoclasts ve Celeste gibi bir tasarıma sahip olup, farklı bir hikayede ilerleyen Aegis Defenders, beklediğimden daha fazlasını da vermiş bulunuyor.
Mistik dönemlerde ve insanların kendilerine ait Tanrılar yarattığı zamanlarda geçen Aegis Defenders'ın konusu bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. Clu ve büyükbabası, hikayemizin ana karakterleri, kendilerini hazine avcıları olarak görüyorlar ve eski tapınaklarda bulunan değerli eşyları pazarda satarak geçimini sağlıyorlar. Ziyaret ettikleri bir kasabada eski (eski dediğime bakmayın, aslında şu anki sahip olduğumuz teknolojiye göre bir hayli gelişmiş) bir robot ile karşılaşıyorlar. Kobo adındaki bu robot, Aegis adlı yapımcısının izine düşmeyi planlıyor, tabii ekip de bunu kabul ediyor. Zaten isminin neden "Aegis Defenders" olduğundan bahsedeceğim.
Aegis Defenders'ı, çıkışından bir hafta önce edindim, tam olarak türü hakkında bir bilgi bulamadım, o yüzden de direk oyuna dalıp nasıl bir tür olduğunu görmek istedim. Her zamanki gibi, bağımsız bir yapımsa, ya orijinal bir fikir, ya da sade bir platform oyunu bekliyordum. Beklediğimin bir nevi alternatifi çıkan oyun, aslında üç adet ayrı oyun türünü birleştiriyor: Puzzle, platform ve Tower Defense adlı meşhur ve halen dikkat çeken tür. Puzzle ve platform türlerini ayrı yazdığıma bakmayın, yapım aslında iki bölümden oluşuyor. Puzzle-platform bölümünde, bölüm sırasında çözmemiz gereken puzzlelar ve platform ögelerinin birleşmesi ile kafa yorduran bir durum var. Bölümün sonuna gelince asıl olay başlıyor.
Tower Defense bölümleri hakkında konuşmadan önce, Aegis Defenders'ın nasıl oynadığından bahsedeyim. Maceracı karakterlerimiz bazı özellikleri bulunuyor. Clu, mavi giysisi ve mavi silahı ile çevik bir kız, büyükbabası ise sarı giysisi, sarı çekici ve sarı tareti ile daha çok defans yapan bir karakter. Yapımdaki savaş sistemi, aslında çok basit. Eğer mavi bir düşmana mavi silahla ateş edilirse tam hasar alıyor, aynı durum sarı için de geçerli. Macera sırasında karşılaştığımız düşmanların belirli renkleri oluyor: Sarı, mavi, kırmızı ve mor. Sarı ve mavi kısmı anlaşıldı, fakat diğer renkler için ne yapılabilir? Tabii, eğer oyuna devam edilirse, hikaye sırasında karşılacağımız karakterler ile işler biraz daha kolaylaşacak, ya da zorlaşacak, bu tamamen oynayan kişinin perspektifine bağlı. Şahsen ben zorlanmadım, çünkü iki karakter arasında değişim yapıp sürekli puzzle çözmeniz veya önemli bir nesneyi korumanız gerekiyor.